Zehirle Tetiklenen Yaşam: Az bir miktar siyanür (CN) yuttuğunuzda veya karbon monoksit soluduğunuzda sizin için hoş sonuçlar doğurmayacağı açıktır, çünkü her ikisi de bizim için zehirlidir; fakat bu zehirli kimyasallar yaşamın başlangıcının aracı olabilirler.
Yeni kanıtlar ikisinin de meteorlar üzerinde Dünya’ya taşındığını öne sürüyor. Yaşamın ortaya çıkmasından önce gezegenimizi bombalayan, karbonca zengin meteorlarda, bilim insanları siyanür, karbonmonoksit ve demir içeren bileşikler bulmuşlardır.

Meteorlarda siyanür ve karbonmonoksit bulunması yeni bir şey değil; ancak ikisinin kararlı bileşikler oluşturmak için demirle bağlandığı ortaya çıktı. İlk tek hücreli ilkel organizmaların, okyanuslarda ortaya çıkmasından önce meteorlarla gelmiş bu bileşiklerin Dünya ’da olduğuna dair önemli bir kanıt. Bu da ilk organizmaların ortaya çıkışındaki gizemli sürece katkıda bulunabilecekleri anlamına geliyor.
BoiseState University ’den biyokimyacı Karen Smith, “Çoğu insan siyanür düşündüğü zaman, hap yutup ağzı köpüren ve ölmekte olan birini hayal ediyor ancak siyanür muhtemelen yaşam için gerekli olan moleküllerin oluşmasında önemli bir bileşikti” dedi.
Siyanür’den RNA’ya…
Siyanürün organizmalarda bulunan organik bileşiklerin üretilmesinde rol oynayabileceği önceden de düşünülmüştühatta Harvard ‘daki bilim insanları geçen yıl siyanürün, RNA nükleotidlerini oluşturan basit şekerleri üretebildiğini yani yaşamın yapıtaşlarını oluşturduğunu göstermiştir.
- 1. UV ışıkları siyanürün basit şekere dönüşmesine neden oldu
- 2. Fosfatın katalizörlüğünde siyanür ve siyanürden oluşmuş basit şekerler reaksiyona girdi
- 3. UV ışıkları ve fosfatın varlığının da sayesinde RNA nükleotidleri oluştu

Mars’tan Gelmedi…
Peki siyanür Dünya’nın ilk günlerinde nereden gelmişti?
Bunu anlamaya çalışmak için, Smith ve ekibi siyanürü antik meteorlardan çıkarmak ve ölçmek için yeni bir yöntem geliştirdiler. Siyanür bileşiklerinin yalnızca CM kondritleri¹ (CarbonMonoxide Kondritleri – yüksek miktarda karbonmonoksit içeren meteor tipi) adı verilen özellikle organik yönden zengin bir karbonlu kondrit sınıfında olduğunu buldular.
Test edilen diğer tipler (Mars’tan bir göktaşı dahil) saptanabilir siyanür içermiyordu. İleri teknoloji ayrıştırma teknikleri kullanılarak numunelerin kimyasal bileşimleri analiz edildi ve demir siyanit – karbonil kompleksleri olarak adlandırılan iki farklı demir, siyanür ve karbonmonoksit bileşiği bulundu. Boise Eyalet Üniversitesi ‘nden biyokimyacı Mike Callahan, “Çalışmamızdaki en ilginç gözlemlerden biri, bu demir siyano – karbonil komplekslerinin çok farklı bir yapıya sahip, aktif hidrojenaz² bölgelerinin bölümlerine benzemesidir.” Dedi.
Hidrojenazlar, çoğu modern bakteride ve geçmişteki ilkel bakterilerde bulunan ve hidrojeni parçalayan enzimlerdir. Varlıklarının Dünya’nın atmosferinin hidrojence daha zengin olduğu eski zamanlardan, hayatın şafağına kadar uzandıkları düşünülüyor. Her ne kadar enzimlerin kendileri oldukça büyük olsalar da, kimyasal reaksiyonların gerçekleştiği aktif bölge çok daha küçük bir metal-organik bileşiktir.
Araştırmacılar, göktaşı siyanid bileşiklerinin buna benzer olduğunu söyledi. “Bir metale bağlı siyanid ve karbonmonoksit sıradışı ve ender enzimlerdir. Hidrojenazlar ise istisnadır. Meteoritlerdeki bu demir siyano – karbonil komplekslerinin yapısını, hidrojenazlardaki bu aktif bölgelerle karşılaştırdığınızda, ikisi arasında bir bağlantı olup olmadığını merak etmenizi sağlar.”dedi Smith.
Bennu Meteorundan Örnek Toplanacak
NASA ‘nın şu anda Dünya ‘dan uzaktaki asteroit Bennu ‘yu ziyaret eden bir uzay aracı var. Çalışmanın bir parçası olarak asteroitten örnekler toplayacak ve Dünya’ya geri getirecek. Ekip, Bennu ‘nun uzun zamandan beri bu karbonmonoksit Kondiritleri ile bağlantılı olup olmayacağını belirleyebilmeyi umuyor. Araştırma Nature Communications ’ta yayınlandı.
Kondrit¹: Kondritler ait oldukları ana maddeden erime veya farklılaşmaya bağlı olarak değişime uğramamış taşcıl göktaşlarıdır. Bunlar, ilkel asteroitleri oluşturmak için birleşerek çoğalan ve güneş sisteminin başlangıcında bulunan toz ve küçük parçalarının çeşitleri varken oluşmuşlardır.
Hidrojenaz²: Çoğu maddelerin indirgenmesi için hidrojen molekülünü kullanan enzim.
Bu konu ile ilgili daha önce yazılmış olan makalemizi okumanızı tavsiye ederiz. Milyonlarca Yıl Önce Dünya’daki Yaşamı Nükleer Bir Reaktör mü Başlattı
Editör / Yazar: Yazar: Cihan LALE