İnsanlık tarihinde yer alan en eski efsanelerden birisi edebi hayatın var olduğudur. Bu efsaneyi takip eden bilim insanları belki sonsuza kadar süren değil ama şimdikinden daha uzun bir hayatın arayışı içerisindeler. Birçok firma çeşitli proteinler ve gen üzerinde yaptıkları tedavilerle daha uzun yaşamanın sırrını arıyor.
Bio Age isimli bir firma farklı bir süreç geliştirerek Mortaliteyi öngörmenin yollarını arıyor. Bunun gelişmiş makineler, test fareleri ve 600 ölü Estonya’lının kanını kullanarak araştıran firma yaşlanmanın bir hastalık olmadığını söylüyor.

Yaşlanma süreci birçok organın önce ufak, sonra hızlı bir şekilde işlevsiz kalması sonucu oluşuyor. Bu tıkanıklığın tersine çevrilebilmesi için birden fazla molekül kullanılması gerekiyor.
Ölümsüzlüğü araştırmak federal kaynaklar için yüksek öncelikli bir öneme sahip değil. Ulusal Yaşlanma Enstitüsü tarafından kanser araştırmaları kapsamında denenen binlerce ilaçla birlikte 30 bileşen yaşlanma için denenmiştir.
Bunlardan bir tanesi de rapamisin ismi verilen bir ilaçtır ve bağışıklık sisteminin çökmesiyle mücadele eder. Bir diğer diyabet ilacı metforminin de şu anda anti-aging özellikleri test edilmektedir.
Protein sinyallerini kullanmayı hedefliyorlar
Bio Age firması tarafından yapılan araştırmalarda bir damla kan içerisinde yüzen bileşenler test edilerek biyolojik yaşın ölçülmesi sistemi uygulanıyor. Bu konuda bir platform inşa eden Bio Age kanser ve kalp rahatsızlığı gibi uygulamalarda standart olarak kullanılan ve ilaç keşfine rehberlik eden protein sinyallerini kullanmayı hedefliyor.
Şimdiye kadar akademik araştırmaların dışında bu uygulamaların hiçbirisi yaşlanma için kullanılmadı. Bunun temel iki sebebi bulunuyor. Yaşlanma karşıtı ilaçlardan para kazanmak her zaman güvenilir bir yol değildir.
Çünkü FDA yaşlanmayı bir hastalık olarak görmemektedir. Diğer bir sebebi ise yaşlanma karşıtı ürün geliştirmede ciddi bir rekabetin olmasıdır.

Bu ilaçların üretilebilmesi çok uzun test süreçlerini gerektiriyor.
Bio Age firması insanlarda farelerde olduğu gibi güçlü mortalite kaynaklarını bulmayı hedefliyor. Stanford ve başka yerlerde yapılan testler genç farelerden alınan kanın yaşlı farelerin karaciğer ve beyin fonksiyonlarını düzelttiği görülmüştür.
Bu da kanın yaşlanmaya etkisinin ölçülebileceği fikrini doğurmuştur. Bio Age ekibi tarafından bu konuyla ilgili çalışmalar geniş ve sosyalleşmiş bir sağlık sistemi bulunan Estonya’da başlatıldı ve çalışmalar hız kesmeden devam ediyor.