Bukalemun Teorisi: Albert Einstein ’ın genel görelilik teorisi yeniden kanıtlanmakla kalmadı, aynı zamanda evreni anlamak için sağlam bir temel olarak kabul edildi. Ancak yerçekiminin nasıl çalıştığı ya da galaksilerin nasıl oluştuğunu açıklayan tek teori değil. Yeni araştırmalar ise Samanyolu ’nun oluşması için farklı bir model ortaya koymuş durumda.
[Gerçek Yaşamda Einstein’ın Görelilik Teorisini Görebilmenin 8 Yolu]

Güçlü süper bilgisayarlar kullanan fizikçiler, Bukalemun Teorisi olarak da adlandırılan f (R) yerçekimi adı verilen genel görelilik alternatifine dayanan kozmosun, evrimini simüle ettiler. Ve bu simülasyonlar, Samanyolu gibi, spiral kollu disk galaksilerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu çalışma, evrende çevremizde gördüğümüz galaksilerin, yerçekimi yasalarında farklılıklar olsaydı dahi yine de ortaya çıkabileceğini göstermiştir.
Durham Üniversitesi’nden fizikçi Christian Arnold “Bukalemun Teorisi, yerçekimi kanunlarının değiştirilmesine izin veriyor, böylece yerçekimindeki değişimlerin galaksi oluşumu üzerindeki etkisini test edebiliyoruz” dedi ve ekledi “Simülasyonlarımız sayesinde, ilk kez yerçekimini değiştirseniz bile, spiral kolları olan disk galaksilerin oluşmasını engellemeyeceğini gösterdik.”
[Yapımcılarının Bile Çözemediği; Yapay Zeka Evren Similasyonu]
Bukalemun Teorisi
Bukalemun teorisi özellikleri çevreye bağlı olarak değişebildiğinden ötürü böyle adlandırılmıştır. Buna ek olarak, dört temel kuvvetin yanında, varsayımsal olarak beşinci bir kuvvet daha içermektedir. Bu beşinci gücün gerçekte ne olduğunu bilmiyoruz.
“Karanlık madde” ye çok benzeyen, evrenin nasıl çalıştığına dair diğer mevcut teorilere veya modellere tam olarak uymayan gözlenen fenomenler ve anomaliler için kullanılan bir terimdir. Fakat bu anomalilerin parametrelerini teorileri dizayn etmek için kullanabilmekteyiz, örneğin Bukalemun Teorisi gibi.
Önceki matematiksel modellenmeye dayanarak, Bukalemun Teorisinin Güneş Sisteminde genel görelilik kadar iyi çalıştığını biliyoruz. Ancak yeni araştırma, galaksilerin merkezlerinde bulunabilecek süper kütleli kara deliklere yönelik oluşturuldu. Yerçekimi de bu süreçte bir rol oynar. Bu yüzden araştırmacılar yerçekiminin, genel görelilik yerine Bukalemun Teorisi tarafından yönetildiğinde neler olacağını görmeye karar verdi. Yerçekimindeki bu önemli değişiklikle bile, galaksilerin oluşabileceğini buldular.

Arnold, Araştırmamız genel göreliliğin tamamen yanlış olduğunu ifade etmiyor. Ancak yerçekiminin Evrenin evrimindeki rolünü açıklamanın tek yolu olması gerekmediğini gösteriyor. Bu, evrendeki diğer gizemleri açıklamanın başka, evrenin genişlemesindeki hızlanma oranı gibi, görebildiğimiz şeye dayanması gerektiğinden daha hızlı yolları olabileceği anlamına gelir. Bu ivme genel görelilik ile iyi bir uyum sağlamadığı için, genellikle evreni parçalara ayıran bilinmeyen bir itici güç olan karanlık enerji teorisi ile açıklanmaktadır.
Yerçekimi ve Karanlık Enerji
Durham Üniversitesi ‘nden Fizikçi BaojiuLi, “Genel görelilikte, bilim insanları, en basit şekliyle kozmolojik bir sabit olabilen, uzay zaman içerisinde değişmeyen yoğunluğu olan, gizemli bir madde biçimi sunarak evrenin hızlandırılmış genişlemesini hesaba katarlar” dedi. “Öte yandan, genişleme hızı, kozmolojik bir sabit olan, yerçekimi yasasının değiştirilmesi tarafından açıklansa da, yerçekimi gibi karanlık enerjinin de hakkında ne kadar az şey bilindiği göz önüne alınmalıdır.”
Araştırmacılar, önümüzdeki yıl başlayacak operasyonlara bağlı olarak yeni süper güçlü bir radyo teleskop dizisi olan Kare Kilometre Dizisinin (Square Kilometre Array) bu sorunun çözümünde yardımcı olabileceğini umuyor. Araştırma, “Nature Astronomy” adlı dergide yayınlandı.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
- Araştırmacılar Negatif Yerçekiminin Kaynağını Buldu
- Karanlık Madde Nedir
- Karanlık Madde Hakkında 10 İlgi Çekici Teori