Kuantum Dolanıklığı: Evrenin Gizemli Bağlantıları

Kuantum Dolanıklığı: Evrenin Gizemli Bağlantıları

Gaye Tunçdemir
Okuma süresi 3 Dakika
Kuantum Dolanıklığının Gizemli Bilimi Nedir?

Kuantum mekaniğinin temelini oluşturan ve akıl almaz bir fenomen olan parçacıkların dolanıklığı hakkında bilgi edinin.

Evrenin %95’i hala gizemini koruyor. Bu nedenle, bilim insanları kuantum fiziği anlayışımızı derinlemesine araştırmaya devam ediyor. Kuantum biliminin birçok yönü var, ancak Albert Einstein‘ın “uzaktan ürkütücü etki” dediği kuantum dolanıklığına odaklanalım.

Kuantum Dolanıklığı Nedir?

Kuantum Dolanıklığı: Evrenin Gizemli Bağlantıları
Foton veya elektron çifti gibi iki parçacık birbirine dolandığında, birbirlerinden çok uzak mesafelerde ayrılsalar bile birbirlerine bağlı kalırlar. Bir bale veya tangonun bireysel dansçılardan ortaya çıkması gibi, dolanıklık da parçacıklar arasındaki bağlantıdan ortaya çıkar.

Kuantum bilimi, evrendeki en garip olayları araştırır ve açıklar, hatta karanlık madde ve karanlık enerjinin gizemini aydınlatır. Kuantum, atomları ve alt atomik parçacıkları ve bunların birbirleriyle nasıl etkileşime girdiğini inceler. Bu bilim dalı, bizim ve çevremizdeki her şeyin yapısını anlamaya çalışır.

Kuantum teorisinin en sıra dışı fenomenlerinden biri olan kuantum dolanıklığı, aynı kökenden gelen parçacıkların her zaman bağlantılı kalması anlamına gelir. Bu parçacıklar zaman ve mekanda ayrılıp uzaklaşsalar bile, orijinal kuantum durumlarını bırakıp yeni, birleşik bir kuantum durumunu sürdürürler. Bu, bir parçacığa bir şey olduğunda, dolanık olduğu diğer tüm parçacıkları da etkilediği anlamına gelir.

“Ürkütücü” Bir Bilim

Kuantum Dolanıklığı: Evrenin Gizemli Bağlantıları
Kuantum dolanıklığının büyüleyici bilimi, aynı kökenli parçacıkların her zaman birbirine bağlı olduğunu ileri sürer. Kredi: GettyImages

1935 yılında Albert Einstein ve meslektaşları, kuantum dolanıklığının bu “ürkütücü” etkisini ilk kez ortaya koydular. Ancak, kuantum dolanıklığı, Einstein’ın özel görelilik teorisiyle çelişiyor gibi görünüyordu. Özel görelilik, hiçbir şeyin ışık hızından daha hızlı hareket edemeyeceğini öne sürer ve bu, ünlü E=mc² denklemiyle matematiksel olarak gösterilir.

Bir parçacığın kuantum durumunu, evrenin başka bir yerindeki dolanık ortağını ölçerek anında belirleyebilme yeteneği, bilginin ışık hızından daha hızlı iletilmesi gerektiği anlamına gelir. Bu, Einstein’ın teorisiyle çelişir. Bu parçacıkların uzak mesafelerden nasıl etkileşime girdiği ve bilgi paylaştığı ise hala bir gizem olarak kalmaktadır.

Üç on yıl sonra, başka bir bilim insanı olan John Stewart Bell, bu fenomeni test etme yöntemi geliştirdi ve bu sayede sonraki bilim insanları kuantum dolanıklığını doğrulamayı başardılar.

Klasik ve Kuantum Fizik Arasındaki Fark

Kuantum Dolanıklığı: Evrenin Gizemli Bağlantıları

Klasik fizik, bildiğimiz hayatı yöneten güçtür. Masa üzerine konmuş bir elma, başka bir etki olmadıkça orada kalır. Kuantum dünyasında ise elma Mars’ta bile olabilir ve hatta aynı anda hem masada hem de Mars’ta var olabilir. Hatta, evrenin başka bir yerindeki başka bir elma ile dolanıklık yoluyla kopmaz bir bağ içinde olabilir. Bu nedenle, bildiğimiz anlamda “gerçeklik” çok daha belirsizdir ve tek bir çözümden ziyade birçok olasılık mevcut olabilir.

Kuantum dolanıklığı, dünyamızın gizemli bir parçası olmaya devam ediyor. NASA bilim insanlarının kuantum evrenimizin gizemlerini çözmek için nasıl çalıştığını öğrenmek için aşağıdaki kaynaklara göz atabilirsiniz.

İlgili Kaynaklar:

SEAQUE (Space Entanglement and Annealing Quantum Experiment)

How Atoms Are Defying Gravity in NASA’s Cold Atom Lab

NASA Demonstrates ‘Ultra-Cool’ Quantum Sensor for First Time in Space

Bu makaleyi paylaş
Gaye Tunç Demir, Boğaziçi Üniversitesi'nde lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra, doktora derecesini Koç Üniversitesi'nde Fizik alanında almıştır. Kuantum mekaniği ve parçacık fiziği üzerine uzmanlıkları bulunmaktadır.
Yorum Yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir