66 Milyon Yıllık Dev Diş, Mosazorların Sadece Denizlerde Değil Nehirlerde de Avlandığını Gösteriyor

66 Milyon Yıllık Dev Diş, Mosazorların Sadece Denizlerde Değil Nehirlerde de Avlandığını Gösteriyor

Bade Sungur
Okuma süresi 6 Dakika
66 Milyon Yıllık Dev Diş, Mosazorların Sadece Denizlerde Değil Nehirlerde de Avlandığını Gösteriyor

Dinozorların Son Günlerinde Bir Nehir Canavarı

Tyrannosaurus rex’lerden kaçmak zaten yeterince ürkütücüyken, tatlı su nehirlerinin derinliklerinde pusuya yatmış dev bir yırtıcıyla yüzleşmek zorunda kaldığınızı düşünün. Yaklaşık 66 milyon yıllık bir mosazor dişi, ünlü Hell Creek bölgesinde bulundu ve bu keşif, uzun süredir yalnızca denizlere ait kabul edilen mosazorların aslında nehir ekosistemlerine de uyum sağladığını ve bunu yaparken boyut kaybetmek bir yana, devleşmeye devam ettiğini ortaya koydu.

Bu tek diş, bilim dünyasında büyük bir tartışmayı yeniden alevlendirdi: Dünya’nın son gerçek süper yırtıcılarından biri olan mosazorlar, dinozorların yaşadığı tatlı su bölgelerine kadar girmiş olabilir mi?

Araştırmanın Arka Planı ve Metodolojisi

Hell Creek: Dinozor Çağının Son Perdesi

2022 yılında Kuzey Dakota’daki ünlü Hell Creek Formasyonu’nda çalışan araştırmacılar, tarih öncesi yaşamın son anlarına ait fosilleri gün yüzüne çıkarmaya devam ederken beklenmedik bir keşifle karşılaştı. Araştırmacı Trissa Ford, kazı sırasında bir T. rex dişi buldu, fakat dişin kırılgan yapısı nedeniyle kazı lideri Dr. Clint Boyd çevre sedimentlerini genişleterek dikkatlice çıkarmaya çalıştı. İşte tam o anda, daha büyük bir diş ortaya çıktı.

Boyd, dişin T. rex’e ait olmadığını fark ederek örneği deniz sürüngeni uzmanı Dr. Nathan Van Vranken’e iletti. Van Vranken, dişin Prognathodontini alt familyasına ait bir mosazora ait olduğunu belirledi.

- Reklam-

Bu nokta kritik bir soruyu gündeme getirdi:

“Nasıl olur da bir deniz sürüngeni dişi, okyanustan yaklaşık 2.000 kilometre uzakta bulunur?”

Cevabı bulmak için ekibe, çarpma mevsimini belirlemesiyle tanınan Uppsala Üniversitesi’nden Dr. Melanie During katıldı.

Batı İç Deniz Yolu’nun (Western Interior Seaway) Çöküşü ve Çevresel Dönüşüm

Kıtayı İkiye Bölen Deniz Nasıl Bir Nehir Sistemine Dönüştü?

Kretase döneminin büyük kısmında Kuzey Amerika, kuzeyde Arktik Okyanusu’na ve güneyde Meksika Körfezi’ne açılan Batı İç Deniz Yolu tarafından ikiye bölünmüştü. Bu deniz, uzun yıllar boyunca tuzlu olarak kabul edildi ve mosazorlar da bu denizin baskın yırtıcılarıydı.

Ancak dönem sonunda durum dramatik biçimde değişti:

- Reklam-
  • Dağ oluşumları hızlandı.
  • San Andreas fay hattı oldukça aktif hale geldi.
  • Kıta yükselmeye başladı ve deniz bağlantıları sırayla koptu.
  • Güney bağlantısı kapandıktan sonra kuzey bağlantısı da kesildi.
  • Yoğun yağışlar, denizin tuzunu seyreltip tatlı su ağırlıklı büyük bir nehir-delta sistemine dönüştürdü.

Hell Creek’in bulunduğu bölge, artık deniz değil; karmaşık bir nehir ağıydı.

66 Milyon Yıllık Dev Diş, Mosazorların Sadece Denizlerde Değil Nehirlerde de Avlandığını Gösteriyor
Mosasaur dişinin farklı açılardan görünümü (solda) ve bulunduğu yer, bir T. rex dişi ve koruyucu kesesinin yanında (sağda).

Bulgular ve Veri Analizi

1. Dişin Gerçekten Yerinde Bulunduğuna Dair Kanıtlar

Araştırmacılar, dişin yerinden taşınmamış olduğuna dair üç ana kanıta dayanıyor:

a) Bulunma Yeri (Sedimentolojik Kanıt)

- Reklam-

Diş, tatlı su kaydı veren sedimanların içinde bulundu; deniz fosilleriyle karışık değildi.

b) Oksijen ve Stronsiyum İzotop Oranları

Diş minesi üzerinde yapılan analizlerde:

  • Oksijen izotopları (δ18O) tatlı su ortamına işaret ediyor.
  • Stronsiyum izotop oranları (⁸⁷Sr/⁸⁶Sr) ise denizel değil, kara kaynaklı minerallerle uyumlu.

Bu iki veri, dişin denizden kopup sürüklenmiş olamayacağını gösteriyor.

c) Batı İç Deniz Yolu’ndaki Daha Eski Mosazorlar

Daha önce bulunmuş bazı örneklerin kısmen tatlı su koşullarında yaşadığı biliniyordu. Bu da bazı mosazor soylarının tatlı suya evrimsel olarak uyum sağlayabildiğini destekliyor.

Dr. During bu üçüncü kanıtı sunduktan sonra, konferanslardaki şüphelerin büyük kısmının kırıldığını belirtiyor.

2. Dev Boyut: “Bir Katil Balinadan Bile Büyüktü”

Hell Creek dişinin boyutu, mosazorun yaklaşık 11 metre uzunluğunda olduğunu gösteriyor.

Bu, Dr. During’in sözleriyle:

“Katil balinadan bile büyüktü.” – Dr. Melanie During

Bu boyutlar, hem modern tuzlu su timsahlarını hem de büyük beyaz köpekbalıklarını oldukça geride bırakıyor.

3. Beslenme Alışkanlıkları: Dinozor Avcılığına İşaret Eden İzotoplar

En şaşırtıcı bulgulardan biri, dişin karbon izotop değerleriydi.

  • Dişte ölçülen δ13C (karbon izotopu) oranı, bilinen tüm denizel mosazorlardan o kadar farklıydı ki aynı grafik üzerine bile zor yerleştirildi.
  • Değerler, kara omurgalılarıyla beslenen hayvanlarınkine benziyordu.

Bu durum, bu tatlı su mosazorlarının hadrosaur gibi otçul dinozorları avlamış olabileceğini düşündürüyor.

4. Karada Hareket Yeteneği?

Avusturalya’nın dev tuzlu su timsahlarının tatlı suda yaşamaya kolay uyum sağlaması gibi bir örnekten yola çıkan During, tatlı su mosazorlarının da benzer esneklik gösterebilmiş olabileceğini vurguluyor. Macaristan’da bulunan daha küçük tatlı su mosazorlarında karasal harekete işaret eden anatomik ipuçları bulunmuştu. Hell Creek örneği için ise tek bir dişten bu çıkarımı yapmak mümkün değil.

Uzman Görüşleri ve Açıklamalar

Tatlı Suya Uyumu Neden Kolay?

Dr. During’e göre tuzlu sudan tatlı suya geçiş şaşırtıcı değil:

“Tuzlu suya uyum sağlamak çok zorlu bir adaptasyon. Vücuttaki tuzu atamazsanız hayatta kalamazsınız. Tatlı suya geri dönmek ise bunun yanında oldukça kolay.” – Dr. Melanie During

Ayrıca modern örneklere de dikkat çekiyor:

“Balinalar ve foklar bugün bile nehir sistemlerinin oldukça derinliklerine kadar girebiliyor.”

Bu yorum, mosazorların tatlı suya geçişinin biyolojik olarak mümkün olduğunu destekliyor.

Dev Nehir Yırtıcıları ve Yeni Sorular

66 milyon yıllık bu tek diş, şu sonuçları güçlü şekilde destekliyor:

  1. Mosazorlar sadece denizlerde yaşamıyordu; nehirlerde de büyük yırtıcı konumuna gelmişlerdi.
  2. Bu tatlı su mosazoru, devasa boyutlarını korumuş, hatta büyütmüştü.
  3. İzotop analizleri, dinozorları avlamış olabileceğini gösteriyor.
  4. Batı İç Deniz Yolu’nun tatlı suya dönüşen son dönem ekosistemi, beklenenden çok daha çeşitlilik barındırıyordu.

Dr. During’in son yorumu ise popüler kültüre göz kırpıyor:

“Loch Ness Canavarı bir mosazor olabilir mi? Bir plesiozor olabileceği gibi bir mosazor da olabilir.”

Bu çalışma, Kretase’nin son yıllarındaki tatlı su ekosistemine yepyeni bir boyut kazandırıyor. Gelecekte daha fazla fosil bulgusu, bu dev nehir yırtıcılarının davranışları ve yayılım alanları hakkında daha kapsamlı bir tablo sunabilir.

Bu makaleyi paylaş
Bade Sungur, Türkiye'de aldığı eğitimle arkeoloji alanında derinlemesine uzmanlaşmış bir arkeologdur. Arkeolojik kazılarda edindiği deneyim ve bilgi birikimiyle, geçmiş medeniyetlerin izlerini gün yüzüne çıkarmakta başarılıdır. Aynı zamanda, arkeolojik içeriklerin dijital platformlardaki görünürlüğünü artırma konusunda uzmanlaşarak, arkeoloji bilgisini geniş kitlelerle paylaşmaktadır.
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir