Yapılan Yeni Çalışmalar Çocuklukta İstismara Maruz Kalmış ya da İhmal Edilmiş Kişilerin Dövme ve Piercing Yaptırma Olasılıklarının Daha Yüksek Olduğunu Gösteriyor
Bulgular, önceki çalışmalarda gösterilen vücut modifikasyonu ile sıkıntılı deneyimlerin arasında bir bağlantı olduğunu doğruluyor.
Vücut piercingleri ve dövmeler yüzyıllardır hayatımızda yer ediyor. Bazı kültürlerde ise oldukça yaygın ve gelişen teknoloji ile beraber modern toplumda popüler bir trend haline geldi.

Bireyler, vücut modifikasyonu için sosyal statü ya da kültürel nedenler gibi farklı psikolojik güdülere sahip. Yine de yeni bir çalışma, bu kararla ilgili daha uğursuz bir sebep bulmuş olabilir.
BMC Psychology dergisinde yayınlanan kesitsel bir çalışmaya göre, çocukluklarında istismar ve ihmal gibi sıkıntılar yaşayan insanların da dövme ve piercing yaptırma olasılıkları oldukça yüksek.
Yazarlar makalelerinde “İstismar ve ihmal ile vücut modifikasyonunun varlığı arasında tutarlı bir ilişki olduğunu bulduk. Sadece, çocukluk çağında herhangi bir sıkıntı yaşadığı bildirilen insanlar arasında dövme ve piercingin yangın olduğu bulunmadı, ayrıca yaygınlık derecesinin her türlü istismar ve ihmalin şiddeti arttıkça arttığı da saptandı.” diyor.
Çalışmanın yazarları, Alman popülasyonundan 1060 katılımcının anket sonuçlarını değerlendirdi.
Katılımcılara, onların sosyo-demografik özelliklerini öğrenmek için, piercing ve ya dövmeye sahip olup olmadıkları, herhangi bir çocuk istismarı ya da ihmali yaşayıp yaşamadıkları, yaşadılarsa bunun derecesi nedir gibi bir dizi soru soruldu.
Katılımcıların yaşları 14 ila 44 yaşları arasında dağılım göstermekte olup, ortalama 30 yaş civarındaydı. Ayrıca sosyoekonomik durumları araştırıldıktan sonra katılımcıların çoğunun en düşük gelir grubuna mensup olduğu belirlendi.
Araştırmacılar, katılımcıların kabaca yüzde 40’ının en az bir piercing ya da dövmeye sahip olduğunu, yaklaşık yüzde 25’inin ise en az bir tür bildirilmiş çocuk istismarı ya da ihmali yaşadığını buldu.
Daha da önemlisi, herhangi bir istismar ya da ihmalden en az birini deneyimlemiş kişilerin yüzde 48.3’ü en az bir piercing ya da dövmeye sahipken, bu oran hiçbirini yaşamamış kişilerin arasında yüzde 35 idi.

Ayrıca, istismar ya da ihmalin ciddiyeti ile piercing ve dövmelerin artışı arasında da güçlü bir bağın olduğu gözlemlendi. En son bulgular, daha belirli risk gruplarına odaklanan fakat benzer sonuçlar elde eden önceki çalışmaları doğrular nitelikte.
Yine de, çalışmanın bazı noksanlarından bahsetmeye değer. Yalnızca Alman popülasyonundan örneklere sahip kesitsel bir çalışma olduğundan kesin bir neden-sonuç ilişkisi kurulamaz.
Çalışmanın tasarımı kendini değerlendirme yönteminden faydalandığı için bu kesin sonuçlara varmayı zorlaştırıyor. Bütün bunlara rağmen, yazarların açıkladığı gibi bazı çıkarımlar var.
“Bu bulgular, piercing ve dövme sanatçıları dahil destek sağlayıcılar ve inceleme ( örneğin ilk basamakta) için yeni yollar sağlıyor. Piercing ve dövmeler ayrıca geçmiş deneyimlerin önemi ve mevcut önemli temalar hakkında terapötik(tedavi edici) konuşmalar için bir dürtü sağlayabilir.”
Rozaçiy Çiçek.