Çok nadir rastlanan Diprosopus hastalığı, bir bebeğin iki ağızla dünyaya gelmesine neden oldu. Minik bir bebeğin yetişmesinde sayısız biyolojik süreç söz konusudur.
Bazen bu karmaşık yaşam mucizesinin parçaları çok farklı şekillerde gelişebilir.
İkinci bir ağzın oluşması ihtimali, aklımıza gelmese de beklenmeyen herhangi bir duruma karşı hazırlıklı olmak için bebekleri birçok taramadan ve testten geçiririz.
Hamileliğin üçüncü trimester döneminde olan bir bebeğe yapılan tarama sırasında, doktorlar bebeğin ağzının sağında şimdiye kadar hiç karşılaşmadıkları bir kitle tespit etti.
Ancak doğum öncesi ultrasonografi, ekibin bu kitlenin tam olarak ne olduğunu çözmesini mümkün kılmadı. Tahminlere göre, bu kitle bir ikiz gelişim sırasında bir ikiz diğerini içine aldığında ortaya çıkabilecek ya bir kist, ya bir fibrözdisplaziya da bir teratomdu.
Bebek doğduğunda, kitlenin aslında küçük bir ikinci ağız olduğu ortaya çıktı. Kendi dudağı, ağız boşluğu, dişleri ve beslenirken ana dili ile senkronize olarak hareket eden küçük bir dili dahi vardı.

Güney Carolina Tıp Üniversitesi’nden doktorlar vaka raporlarında, bu ikinci ağzın etrafındaki deride “yeni bir bir yüzey” oluşabileceğini ve tükürük olduğundan şüphelendikleri berrak bir sıvı akıtabileceğini belirtti.
Neyse ki bu bebek için, ekstra ağız boşluğunun bebeğin nefes almasını veya beslenmesini etkilemediği görülüyordu. İkinci ağız, birinci ağıza bağlı bile değildi.
Diprosopus hastalığı
Baş ve / veya yüz yapılarının çoğalması olarak bilinen Diprosopus hastalığı, çok nadir rastlanan bir durumdur. Ve 1900’den bu yana sadece 35 vaka görülmüştür.
En ilginç örneği ise çift başlı kedidir. Bu kedide tam bir yüz tekrarlanırken yüzün sadece bir kısmında oluşan kopyalar söz konusu olduğunda, bu tekrarlamalar ağza ait yapılarda görülür.
Nedeni henüz bilinmese de bu vaka, daha çok kadınlarda görülüyor. Doktorlar vaka raporunda kraniyofasiyal yapıların çoğalmasının, tipik bir sendromun parçası olarak ortaya çıktığını ve sıklıkla yarık dudak ve yarık damak yani Klippel-Feil sendromu ve Pierre Robin sekansı ile ilişkili olduğunu belirtti.
“Hastamızın kraniyofasiyalduplikasyonu, ilişkili sendrom veya anormallik olmaksızın izole bir anomali olarak adlandırabileceğimiz nadir rastlanan bir vakadır.”

Böylece doktorlar, sadece 6 aylık olan bebeğin ikinci ağzını ameliyat edebildi. Operasyonda yüz sinirlerini dikkatli bir şekilde korumaya çalışırken bazı kas, kemik, ağız mukoza ve özofagus(halk arasında bilinen ismiyle yemek borusu) dokusunun yanı sıra tükürük bezi ve daha çıkmayan 6 dişi aldılar.
Birkaç ay sonra düzelen cerrahi bölgede şişlik dışında herhangi bir sorun yoktu. Hasta sağlığına kavuştu ve daha fazla işlem gerekmedi.
Doktorlar, bebeğin bazı sinirlerinin eksik olması nedeniyle alt dudağının sağ kısmını açmakta zorlanabileceğini belirtti.

Diprosopus, yapışık ikizlerin başka bir şekli olarak veya insan embriyo gelişiminin dördüncü haftasında oluşabilen faringeal ark adı verilen bir yapının kopyalanmasıyla ortaya çıkabilen bir hastalıktır.
Bu altı kemerin ilki, diğer şeylerin yanı sıra çenemizin kemiklerine ve kaslarına ve dilin parçalarına dönüşür.
Ancak ekip, faringeal ark teorisinin bu durumu açıkladığına inanmıyor. Ve diğer yapılar gibi bu kemer formlarının da normal olduğunu ileri sürüyor.
Gördüğünüz üzere bu nadir durum hakkında daha öğrenilecek çok şey var. Ve şahit olduğumuz her yeni vaka, adeta tıbbi bir merak kaynağı bizler için.
Gamze Korkmaz