Evcil kediler, dünyadaki en çevik hayvanlardan biridir. Özellikle düşme anında vücutlarını ustaca bükerek yumuşak patileriyle güvenli bir şekilde yere inme yetenekleriyle tanınırlar. Bu yetenek sadece bir mecaz değildir; kediler gerçekten de çeşitli zor durumların üstesinden gelebilmektedir. Bir kedi adımını kaçırıp düşmeye başladığında, tüylü vücudunu kıvırarak neredeyse doğaüstü bir şekilde yere iner.
Kedilerin bu özel yeteneklerini anlamak için yapılan araştırmalar, 1894 yılında Fransız bilim insanı Étienne-Jules Marey’in kronofotografi (çok hızlı fotoğraf çekme yöntemi) kullanmasıyla başladı. Marey, kedilerin düşerken nasıl döndüğünü gösteren seri fotoğraflar yayımlayarak bu konuda önemli bir ilk adım attı. Kedilerin saniyede 12 kare çekimle nasıl hareket ettiğini detaylı bir şekilde belgeledi.
1950’lerde ise parabolik uçuş adı verilen ve özel uçaklarla kısa süreli yerçekimsizliği (mikro-yerçekimi) simüle etme imkanı sağlayan bir yöntem keşfedildi. Bu yöntem sayesinde, ABD Hava Kuvvetleri Uzay Hekim Araştırmaları Laboratuvarı’ndaki bilim insanları, kedilerin yerçekimsiz ortamda nasıl hareket edeceğini görmek istedi.
Parabolik Uçuş Nedir?: Parabolik uçuş, pilotların uçağı belirli bir yörüngeye sokarak yaklaşık 22 saniye süren yerçekimsizliği simüle ettikleri bir uçuş türüdür. Bu süreçte, pilotlar parabolik manevralar adı verilen özel hareketleri birkaç kez gerçekleştirirler. Her manevra sırasında uçak, kısa süreliğine sıfır yerçekimi ortamı sağlar, böylece yolcular ağırlıksızlık hissi yaşarlar.
İlk deneyler Convair C-131 Samaritan uçağında gerçekleştirildi ve bu deneylerin videoları kaydedildi. Benzer bir deneyde, parabolik uçuş sırasında güvercinler serbest bırakıldı. Kediler, ağırlıksızlık altında, vücutlarını döndürerek yere inmeye çalıştılar. Videolarda, kedilerin “ağırlıksızlık altında otomatik refleks hareketlerinin neredeyse tamamen kaybolduğu” belirtiliyor. Aslında kediler biraz şaşkın görünse de, düşüş sırasında vücutlarını döndürerek yönlerini bulmaya çalışıyorlar.
1957 yılında, ABD Hava Kuvvetleri üyeleri Siegfried Gerathewohl ve Herbert Stallings, T-33 ve F-94 uçaklarında sekiz yavru kedi ile parabolik uçuş denemeleri yaptılar. Bu çalışmada, “sadece kendi merakımızı gidermekle kalmayıp, aynı zamanda otolit organının ağırlıksızlık sırasında rolünü açıklamak” istediler. 1958 yılında ise Lockheed F-94C Starfire pilotluğunda, çok rahatsız görünümde bir yavru kedinin kokpitte fotoğrafları çekildi.
Bu deneyler, kedilerin hareketlerini daha iyi anlamamıza yardımcı oldu. 1969 yılında Stanford Üniversitesi’nden Thomas Kane ve MP Scher, kedilerin düşüş hareketlerini analiz ederek insanların serbest düşüşte nasıl hareket edebileceği konusunda önemli bilgiler elde ettiler. Aynı bilim insanları, NASA için yazdıkları bir belgede, insan vücudunun serbest düşüşteki hareket ve yönelimini daha iyi anlamak için matematiksel modeller geliştirdiler.
1968 yılında ise Kane, astronot kostümü giymiş bir jimnastikçiyle deney yaptı. Bu deneyde, jimnastikçi trampolinde zıplayarak düşen bir kedinin hareketlerini taklit etti. Ralph Crane tarafından fotoğraflanan bu başarılı deney, LIFE dergisinde yayımlandı. Fotoğrafları görmek için buraya tıklayın. Halen astronotlar, mikro-yerçekim ortamında vücutlarını kediler gibi döndürmeyi öğreniyorlar.
Bu çalışmalar sayesinde, kedilerin doğadaki üstün denge ve esneklik özelliklerini daha iyi anladık. Ayrıca, insanlı uzay araştırmaları için de değerli bilgiler elde edildi. Eğer kediler uzay keşifleri için gönderilseydi, kim bilir ne tür ilginç durumlarla karşılaşacaktık. Neyse ki, böyle bir duruma hiç tanık olmadık.