And Dağlarının Sisleri Arasında Kayıp Bir Uygarlığın İzleri
Peru’nun kuzeyindeki Rio Abiseo Ulusal Parkı, yıllardır gizemli Chachapoya uygarlığının izlerini barındıran eşsiz bir kültürel alan olarak biliniyordu. “Bulut Ormanı Halkı” olarak adlandırılan Chachapoya toplulukları, hem mimari hem de toplumsal örgütlenme açısından dikkate değer izler bırakmıştı. Ancak 2022–2024 yılları arasında gerçekleştirilen yeni çalışmalar, bugüne kadar bilinenden çok daha büyük bir tabloyu ortaya çıkardı: Gran Pajatén bölgesinde 100’den fazla yeni yapı keşfedildi.
Bu bulgu, Chachapoya medeniyetinin sanatsal, törensel ve kentsel düzeninin düşündüğümüzden çok daha karmaşık olduğunu gösteriyor. Üstelik bu keşifler, yoğun bitki örtüsü altında yüzyıllardır saklı kalan yapıların yeni nesil LiDAR ve fotogrametri teknikleri ile tespit edilmesi sayesinde mümkün oldu. Araştırmacıların sözleriyle bu çalışmalar, sit alanı hakkında “olağanüstü görsel ve bilimsel dokümantasyon” sağlayarak hem bölgenin tarihine hem de modern arkeolojiye önemli bir katkı sunuyor.
2022–2024 Arasında Yürütülen Yüksek Teknoloji Destekli Bir Keşif
Gran Pajatén’deki keşif, Dünya Anıtlar Fonu’nun (World Monuments Fund – WMF) desteklediği bir arkeolog ekibi tarafından gerçekleştirildi. Çalışmalar, 2022 ile 2024 yılları arasında, Rio Abiseo Ulusal Parkı’nın zorlu topoğrafyasına uyum sağlayacak şekilde planlandı.
Kullanılan Araştırma Teknikleri
Ekip, klasik kazı yöntemlerinin ötesine geçerek şu ileri teknolojileri kullandı:
- Aerial ve Manual LiDAR taramaları: Havadan ve yerden lazer tabanlı haritalandırma.
- Fotogrametri: Yüzlerce yüksek çözünürlüklü fotoğrafın üç boyutlu modellerde birleştirilmesi.
- Topoğrafik kayıtlama: Alanın doğal eğimi, yükseklik katmanları ve yapılarla ilişkili yüzey özelliklerinin hassas ölçümü.
- Teknomorfolojik analiz: Yapıların biçimsel özelliklerinin teknoloji ve kullanım bağlamında değerlendirilmesi.
Bu yöntemler, yoğun bitki örtüsüyle kaplı bir bulut ormanında arkeolojik çalışma yapmanın en büyük engellerinden biri olan “görünmezlik” sorununu ortadan kaldırdı. LiDAR sayesinde araştırmacılar, orman örtüsünü adeta “delip geçerek” yüzey altında gizlenen mimari dokuyu üç boyutlu olarak ortaya çıkarabildi.
Dünya Anıtlar Fonu, bu yaklaşımın bölgeye zarar vermeden yapılmış “benzersiz bir bilimsel ve görsel kayıt” oluşturduğunu vurguluyor. Geleneksel kazı çalışmalarının aksine, bu non-invaziv yöntemler çevresel tahribatı en aza indirdi.

Bulgular ve Veri Analizi
100’ü Aşkın Yeni Yapı: Chachapoya Mimarisi Yeniden Tanımlanıyor
Rio Abiseo Ulusal Parkı, 1960’larda yeniden keşfedildiğinden beri arkeolojik açıdan önemliydi. Daha önce bölgede yalnızca 26 yapı tespit edilmişti. Ancak yeni çalışmalar, Gran Pajatén çevresinde 100’den fazla ilave yapının varlığını ortaya koyarak Chachapoya uygarlığının bilinmeyen bir yerleşim ağına işaret etti.
Bu yapılar arasında:
- Törensel binalar
- Yüksek kabartmalı frizlerle süslü anıtsal yapı blokları
- İnsan figürlü taş mozaikler
- Geometrik bezemeler
- Tarım terasları
- Pre-Hispanik yol sistemleri
yer alıyor.
Yeni yolların bulunması, Gran Pajatén’in tek başına izole bir merkez olmadığını; bölgedeki diğer Chachapoya yerleşimleriyle bağlantılı, bölgesel bir ağın parçası olduğunu ortaya koyuyor.
Tarım Terasları ve Mezar Uygulamaları: Chachapoya Kültürünün Ayırt Edici İzleri
Çalışmalar, Gran Pajatén’deki tarım teraslarının biçimi ve yapım tekniğinin daha önce keşfedilen diğer Chachapoya bölgeleriyle uyumlu olduğunu doğruladı. Aynı şekilde, bölgede ortaya çıkarılan gömü pratikleri de Chachapoya’nın ünlü kayalık mezar geleneği ile ilişkili. Bu veriler, Gran Pajatén’in yalnızca dini bir merkez değil, aynı zamanda siyasi ve toplumsal açıdan da kritik bir odak noktası olduğunu düşündürüyor.
Koruma Çalışmaları: Yapıların Kırılganlığına Karşı Hassas Müdahaleler
Gran Pajatén’in aşırı uçurumlu ve bitki örtüsüyle kaplı yapısı, bu arkeolojik mirasın yüzyıllardır korunmasını sağladı. Ancak aynı durum, keşif sonrası koruma çalışmalarını zorlaştırıyor.
Araştırma ekibi, yapıları görünür kılarken aynı zamanda şu koruma müdahalelerini gerçekleştirdi:
- Törensel alanlara çıkan merdivenlerin güçlendirilmesi
- Taş kabartmaların korunması
- Kısmen yıkılmış çevre duvarının yeniden birleştirilmesi
Projenin koruma bileşimi lideri Ricardo Morales Gamarra, Gran Pajatén’de uygulanan koruma yöntemlerinin bölgedeki diğer alanlar için örnek bir model oluşturduğunu belirtiyor. Ayrıca LiDAR gibi non-invaziv tekniklerin tercih edilmesi, bulut ormanındaki hassas ekosisteme verilen zararı en aza indirdi.
Chachapoya Hikâyesini Dünyaya Anlatmak: Dijital Bir Köprü
Gran Pajatén halen zorlu arazi koşulları nedeniyle erişimi son derece güç bir bölge. Bu nedenle arkeologlar ve müzeler, keşfin sonuçlarını dijital ve kamusal platformlarda paylaşmaya odaklandı. Lima Sanat Müzesi (Museo de Arte de Lima – MALI), Chachapoya kültürüne ve WMF’nin son bulgularına adanmış ücretsiz bir sergi sunuyor. Burada ziyaretçiler, dijital anlatım araçlarıyla Gran Pajatén’i ve Chachapoya kültürünü üç boyutlu modeller üzerinden keşfedebiliyor.
WMF Başkanı ve CEO’su Benedicte de Montlaur, dijital teknolojilerin önemini şu sözlerle vurguluyor:
“Bu teknolojilerin kullanımı, hikâyeleri düşünceli ve sürükleyici dijital anlatım biçimleriyle geniş kitlelerle paylaşmamızı sağlıyor.”
Bu sayede alana fiziksel olarak gitmesi mümkün olmayan ziyaretçiler bile Chachapoya mirasını ayrıntılı biçimde deneyimleyebiliyor.
Bulut Ormanı Halkının Mirası Yeniden Doğuyor
Gran Pajatén’de keşfedilen 100’den fazla yeni yapı, Chachapoya uygarlığının bugüne kadar bilinen sınırlarını genişletiyor. Bu keşif:
- uygarlığın karmaşık toplumsal yapısını,
- ileri mimari ve sanatsal becerilerini,
- bölgesel bağlantı ağlarını,
- tarımsal ve ritüel yaşam biçimlerini
daha derin bir şekilde anlamamızı sağladı.
Gelecekte yapılacak çalışmaların, hem LiDAR hem de diğer gelişmiş haritalama tekniklerinin kullanımıyla bölgenin daha önce erişilemeyen alanlarında benzer keşiflere kapı aralaması bekleniyor. Chachapoya uygarlığı, bulut ormanlarının sisleri arasından yavaş yavaş yeniden görünür hale geliyor.