Gece gökyüzüne baktığınızda galaksimizde doğmuş ve milyonlarca yıldır huzur içerisinde yaşayan yıldız kümeleri mi görüyorsunuz? Yoksa galaksimiz tarafından yenmiş ve kalıntıları etrafa saçılmış bir başka galaksinin enkazını mı görüyorsunuz? Kulağa her ne kadar garip gelsede astronomlar ikinci soruya dair kanıtlar buldular.
Kayıp galaksinin “faili meçhul” vakasını çözmek; belki de gökbilimcilere galaksimizin yamyamlık geçmişine bir göz atma şansı veren, Avrupa Gaia misyonunu aracılığıyla mümkün olabilir.
Gaia, Samanyolu galaksisindeki milyarlarca yıldızın tam konumunu ve hareketini ölçmek için 2013 yılında uzaya fırlatıldı. Araştırmacılar, görevin ilk 22 ayından elde edilen veriler aracılığıyla, yerel galaksi kümemize doğru hareket eden 7 milyon yıldızın 3 boyutlu hareketlerini incelediler.
7 milyon yıldız arasından 30 bininin garip bir şekilde hareket ettiği gözlemlendi.
31 Ekim 2018 Tarihinde Nature dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre bu 7 milyon yıldız arasından 30 bininin garip bir şekilde hareket ettiği gözlemlendi. Buradan yola çıkarak ise yaklaşık 10 milyar yıl önce, galaksimize çok yakın olan bir galaksinin, galaksimiz tarafından yendiği çıkarımında bulunuldu.
Yeni çalışmanın baş yazarı ve Hollanda Groningen Üniversitesinden Amina Helmi “Gaia ile bulduğumuz yıldız kümeleri, bir galaksi birleşmesi kalıntılarından bekleyebileceğimiz bütün özelliklere sahip.” şeklinde ifade ettiler.
Gaia gözlemleri nihayetinde, Amina ve takımı bu 30 bin yıldızın galaksideki yıldızların tersi istikamete doğru yol alırken yörüngelerini de uzattığını gözlemledi. Bu durum ise araştırmacıların ilgisini çekti.
Bir diğer açıklamada ise, Grenoble Alpes Üniversitesinden Carine Babusiaux ” Gaia verilerini yıldızların kimyasal oluşumlarına yönelik olan bilgiler ve yer-tabanlı APOGEE araştırması verileri ile tamamladığımızda aslında sadece açıklamamızdan emin olduk.” şeklinde ifade etti.
Galaksiler kendi kimyasal bileşenlerine sahip yıldızlar oluştururlar, bu durum ise bir nevi kimyasal parmak izi gibidir ve bulunan yıldız kümeleri ise bizim galaksimizdeki diğer yıldızlarla kıyaslandığında aynı kimyasal bileşenlere sahip değiller.
Dahası, ekip sindirilen bu galaksinim azımsanamayacak bir büyüklükte olduğunu ve muhtemelen Samanyolu galaksisinin iki uydu galaksisi olan Macellan Bulutlarından biri ile benzer boyutlarda olduğunu gösteren ve benzer şekilde hareket eden 13 küresel küme daha keşfetti.
Bu keşif galaksimizin milyarlarca yıl içerisinde nasıl bir evrim yolu izlediğini çözecek olan bulmacanın yeni keşfedilen önemli bir parçasıdır. Nitekim bilim insanları, galaksi yiyen galaksilerin (galaksiler çarpışır, birleşir, büyür) var olduğunu biliyor olsalar da bu durum galaksimizin tarihindeki en büyük ‘birleşmenin’ bir kanıtı şeklindedir.
Amina “Gaia bu tür sorulara cevap aramak için yapıldı. Artık galaksinin erken dönemlerde nasıl oluştuğunu söyleyebiliriz. Bu aynı zamanda çok büyük ve çok küçük hissettiren çok güzel ve harika bir şey” şeklinde ifade etti.
Burak Hüseyin Ekseli
Yorumlar 1