Yaşlanan Atardamar Sertleşmesinin Nedeni Bulundu!

salihpalandoken
salihpalandoken - Salih Palandöken
Okuma süresi 2 Dakika

Yaşlanan atardamarlarımızın sertleşmesinin nedenini bulmak zor bir süreç oldu, ancak yeni araştırmalar sonunda cevabı bulabildi.

Hatta kalp krizi, demans ve felç riskini artırabilen bu kan damarı için tedavilere bile yaklaşabiliriz. Atardamarların yaşla birlikte sertleşmesinin sebebi kalsiyum birikintileri olduğu bilinmesine rağmen, bu birikimin, neden olduğu bilinmez. Bu son çalışmaya göre, işlem poli (ADP-Ribose) veya PAR adlı bir molekül tarafından tetiklenebilir.

Sonunda Yaşlanan Atardamarlarımızın Sertleşmesinin Nedeni Bulundu!
Yaşlanan Atardamarlarımızın Sertleşmesinin Nedeni Bulundu!

PAR, hücreler veya hücre DNA ‘sı zarar gördüğünde oluşan bir tamir proteinidir; kalsiyumla çok kuvvetli bağlandığı için kalsiyumu daha büyük damlacıklara çekmeye başlar. Çalışma, bu damlacıkların katılaşıp arter duvarlarına yapışıp esnekliklerini azalttığını ortaya koyuyor.

Çalışmanın amacı kalsiyum fosfat kristallerinin oluşumunu neyin tetiklediğini ve neden arter duvarının çoğunu oluşturan kollajen ve elastin çevresinde yoğunlaştığını görmektir. Yaşlanma, yüksek tansiyon ve sigaranın atardamarların sertleşme riskini arttırdığı bilinmektedir. Bu potansiyel terapi, minosiklin adı verilen mevcut bir antibiyotiğe odaklanabilir.

Atardamar Sertleşmesini Tamamen Durduramayabiliriz

Akneyi tedavi etmek için zaten kullanılmakta olan minosiklin¹, gerekli güvenlik testlerinden geçtiğinden, arter sertleşmesini önlemek için uyarlama sürecinin tamamı hızlandırılabilir.

Sıçanlar üzerinde yapılan bazı kısa süreli başlangıç testleri sayesinde, ekip, PAR üretimini inhibe (Engellemek, önlemek, bastırmak.) etmede minosiklin etkinliğini gösterebildi. Araştırmacılara göre, klinik araştırmalar önümüzdeki 18 ay içinde gerçekleşebilir.

Yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak arter sertleşmesini tamamen durduramayabiliriz. Sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları hala önemli bir rol oynamaktadır.

Minosiklin veya benzeri bir ilaç bu kalsiyum ile ilişkili sağlık sorunlarının riskini azaltma potansiyeline sahip görünmektedir. Bununla birlikte, antibiyotik tedavisi kendi yan etki ve maliyetlerine sahip olmadan gelmiyor, bu nedenle bu yaklaşımın gerçekten pratik bir çözüme yol açıp açmayacağı araştırmalarla gösterilmelidir.

Yine de kardiyovasküler sağlığımızın incelikleri hakkında ne kadar fazla şey öğrenirsek, yaşlanan nüfusa o kadar yardımcı olabiliriz.

Minosiklin: hidroklorür, veya Minosiklin, tetrasiklin sınıfından bir antibiyotiktir. Genellikle akne tedavisinde kullanılır. Minosiklin en uzun etkili tetrasiklin türüdür. Vücutta, karaciğerde metabolizma edilir.

Araştırma Cell Reports‘ta yayınlandı.

Editör/ Yazar: Ülkü Güngör

Bu makaleyi paylaş
Yazan salihpalandoken Salih Palandöken
Salih Palandöken, teknoloji dünyasının nabzını tutan deneyimli bir teknoloji editörüdür. Özellikle yapay zeka, büyük veri, ve yazılım geliştirme gibi alanlarda derin bilgi birikimi ve analiz yeteneği ile tanınır. Kariyeri boyunca, sektördeki yenilikleri yakından takip ederek okuyucularına en güncel ve kapsamlı bilgileri sunmuştur. Ayrıca, teknoloji trendlerini ve dijital dönüşüm süreçlerini sade bir dille anlatma konusunda uzmanlaşmıştır. Salih, teknolojinin günlük hayata etkilerini incelerken, aynı zamanda iş dünyası için stratejik öneriler sunan makaleleriyle de dikkat çeker.
Yorum Yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir