Roma İmparatorluğu… Bin yılı aşkın bir süre boyunca Akdeniz dünyasına hükmeden bu uygarlık, tarihin en güçlü imparatorluklarından biriydi. Ancak böylesine görkemli bir taht, aynı zamanda ölümcül bir risk anlamına geliyordu. Suikastlar, iç savaşlar, salgınlar ve ihanetler… Roma imparatoru olmak şanlı olduğu kadar tehlikeliydi. Peki, bu ölümcül oyunda en uzun süre hayatta kalıp tahtını koruyabilen kim oldu?
İlk Bakışta Kolay Bir Soru, Aslında Karmaşık Bir Tartışma
Bu soruya yanıt aramak, düşündüğünüz kadar basit değil. Indiana Üniversitesi’nden tarih profesörü David Parnell, “Bir listeye bakıp yılları saymak yeterli görünse de, işin aslı daha karmaşık” diyor. Neden mi? Çünkü önce Roma İmparatorluğu’nun ne zaman sona erdiği konusunda karar vermek gerekiyor.
Batı Roma İmparatorluğu 476 yılında yıkıldı. Ancak Doğu Roma – modern tarihçilerin Bizans dediği imparatorluk – 1453’e kadar yaşamını sürdürdü. Eğer Bizans’ı Roma’nın devamı olarak kabul ederseniz, oyun değişiyor. Parnell’e göre bu durumda zirvede Basil II var.

Basil II: Demir Yumrukla 49 Yıl
976’dan 1025’e kadar tam 49 yıl tahtta kalan Basil II, imparatorluk tarihinin en sert liderlerinden biriydi. Onun dönemi, suikast girişimlerinden, bitmek bilmeyen iç savaşlara ve Balkanlar’da süren kanlı savaşlara kadar her türlü krizle doluydu. Yine de Basil II, tüm bu zorluklara rağmen imparatorluğu korumayı başardı ve Bulgaristan’ı fethederek sınırları genişletti. Oxford Üniversitesi’nden tarihçi Catherine Holmes, onu “Roma tahtında kalma becerisinin zirvesi” olarak tanımlıyor. Ama hikâye burada bitmiyor.
Batı Roma’ya Göre Cevap Farklı
Eğer Roma’nın 476’da sona erdiğini kabul ederseniz, tahtın şampiyonu Augustus oluyor. Roma’nın ilk imparatoru olan Augustus, M.Ö. 27’den M.S. 14’e kadar tam 41 yıl iktidarda kaldı. Julius Caesar’ın varisi olarak sahneye çıkan Augustus, Roma’yı derin bir iç savaştan çıkarıp imparatorluk düzenini kurdu. Kentin siluetini değiştiren dev inşaat projeleri, yollar, tapınaklar ve forumlarla Roma’yı adeta yeniden inşa etti.
Ancak her şey güllük gülistanlık değildi. Augustus, Germanya’ya düzenlediği seferde büyük bir hezimet yaşadı: Teutoburg Ormanı Felaketi. Üç lejyonun yok olduğu bu yenilgi, imparatoru öylesine sarstı ki, antik tarihçi Suetonius’a göre Augustus, aylarca saçını sakalını kesmedi ve kapılara başını vurup “Varus, lejyonlarımı geri ver!” diye haykırdı.

Başka Rakipler de Var
Bir diğer aday ise Theodosius II. 402’de tahta çıktı ve 450’ye kadar – tam 48 yıl – Roma tahtında kaldı. Ancak küçük yaşta imparator olduğu için, iktidarının büyük kısmında perde arkasında güçlü isimler söz sahibiydi. Bu nedenle “gerçek” bir hükümdarlık sayılıp sayılmayacağı hâlâ tartışma konusu.
Hangi Roma? Hangi Tanım?
Roma İmparatorluğu’nu nerede bitirdiğinize göre cevap değişiyor:
- Bizans da Roma’dır derseniz, şampiyon Basil II.
- 476’da Roma bitti derseniz, tahtın kralı Augustus.
Tarih, bazen tek bir doğruya sahip değildir. Ancak kesin olan bir şey var: Roma tahtı, sadece güç değil, hayatta kalma sanatıydı.