Ünlü mucit, en iyi çalışanları bulmanın eşsiz bir yoluna sahipti.
Amerikan tarihinde çok az insan, üretken bir mucit, girişimci ve çalışmaları ile günümüzde halen dünyadaki çoğu insanı etkilemekte olan Thomas Edison ‘un ününe sahiptir. İnanılmaz başarısının sırları neydi?
Görünüşe göre yeni çalışanlar işe başlamadan önce, Edison’un önünde bir kâse çorba içmeleri onun sahip olduğu benzersiz bir koşuldu.

Yaşamı boyunca (1847-1931) Edison, 1.093 patent aldı. Yenilikleri arasında ampullerin ilk versiyonları (ampulü icat etmemiş olmasına rağmen), fonograf, film kameraları ve alkalin depolama pilleri vardı.
Ancak, hepsini kendisi yapamadı. Edison’un kendi araştırma laboratuvarlarında yıllar boyunca geniş yetenekli bir kadrosu vardı. Buna göre, doğru insanları aldığından emin olmak zorundaydı.
Edison, personel seçiminde kişisel olarak yer almayı severdi. O laboratuvarlarında araştırma işleri için yeni pozisyonlar açıldığında, adaylara kapsamlı bir inceleme yapmak için laboratuvarda olurdu. Doğru insanları bulmak için iyi bir yöntem buldu. Daha sonra onlara bir kâse çorba teklif etti ve onları yerken izledi.
Peki neden çorba?
Bu çorba testinin nedeni, ünlü mucidin, başvuranların kaselerinde ne olduğunu tatmadan önce tuz ve karabiber ekleyip eklemediklerini veya baharatla devam etmeden önce tadına bakana kadar bekleyip beklemediklerini görmek istemesiydi.
Edison, varsayımlara dayanan çalışanları istemediğini düşündüğü için çorbasına erken baharat ekleyen adayları derhal reddetti. Ona göre, önyargılı fikirlere uymaktan memnun olanların işinde yeri yoktu, çünkü merak eksikliği ve soru sorma isteği yeniliğe karşıydı.
Hiçbir şüpheniz olmasın. Bu testte, bir adayın ofiste mülakat yaptığı ve önüne bir kâse çorba konulması durumu yoktu. Bunun aksine adaylar genellikle bir yemeğe davet edildiler ve mevcut olanlara çorba sipariş edildi.

Adaylar çorbayı farkında olmadan nasıl içmeye başladıklarına göre gerçek kimliklerini ortaya koydular. Edison’un dediği gibi, “Bir şey yapmayı planladığınız gibi gitmese de bu onun işe yaramaz olduğu anlamına gelmez.”
Edison için en iyi çalışanlar, ikinci doğası hayata yaklaşımlarıyla tutarlı olan çalışanlardı. Yemek yerken sabırsızlık yaparlarsa ya da yargıya varmak için acele ederlerse, geliştirmeleri ve gerçekleştirmeleri için emanet edilecekleri birçok projeye zarar verme potansiyelleri olabileceğini düşündü.
İş başvurusunda bulunanların geçmesi gereken tek engel çorba testi değildi. Edison işe almayı düşündüğü adayların zekâ seviyesi hakkında da genel bir fikre sahip olmak isterdi.

Buna göre, adaylara kuru eriklerin nereden geldiği, tam olarak neyin hissedildiği ve baskıyı kimin icat ettiği gibi rastgele nitelikteki önemsiz sorular sormayı severdi.
Sıra dışı olsalar da Edison’un kimi işe almak istediğini kesinleştirme yöntemleri onun için iyi sonuç vermiş gibi görünüyor. Bir dahaki sefere bir iş görüşmesi yaptığınızda ve bir yemek verildiğinde, sadece küçük şeylerin sayıldığını unutmayın.
Bu yüzden yemeğinizi nasıl ve ne zaman tuz veya baharat eklediğinize dikkat edin. Ve elbette doğru çatalı kullandığınızdan emin olun.
Meryem Sena Babacan