Tüyler ürperten bu fotoğraf, insanların ölümcül etkisini gösteriyor

Tüyler ürperten bu fotoğraf, insanların ölümcül etkisini gösteriyor

Atlas Kardemir
Okuma süresi 3 Dakika
19. yüzyılda Kuzey Amerika'da bizonların yok oluşunu anlatan bu makalede, insanların çevreye verdiği zararın çarpıcı bir örneğini bulacaksınız.

Dünyamız, insan kaynaklı ekosistem değişiklikleri nedeniyle benzeri görülmemiş bir tür yok oluşu dönemi yaşıyor. Ancak bu, insanların doğa üzerindeki yıkıcı etkisinin ilk örneği değil. 19. yüzyılda Kuzey Amerika’da bizonların yok edilmesi, bu tür kayıpların en çarpıcı örneklerinden biridir.

Bir görsel araştırmacı olarak, kolonizasyonun insan ve hayvan hayatı üzerindeki etkilerini fotoğraflar üzerinden inceliyorum. Bizon kemiklerinin fotoğrafları, hayvan ve insan yaşamlarını birbirine bağlayan kültürel ve ekolojik ilişkileri gözler önüne seriyor. Bu fotoğraflar sayesinde, bizonların yok oluşunu tarihsel bağlamda değerlendirebiliyoruz.

Tüyler ürperten bu fotoğraf, insanların ölümcül etkisini gösteriyor
İnsanların Yıkıcı Etkisini Gösteren Tarihi Fotoğraf: Bizonların Yok Oluşu. Kredi: (Burton Tarih Koleksiyonu, Detroit Halk Kütüphanesi)

İkonik Bir Görüntü

Bizonların yok oluşunu en iyi anlatan fotoğraf, 1892 yılında Michigan Carbon Works’ün Rougeville’deki tesisinde çekilen bir bizon kafatası yığınıdır. 18. yüzyılın sonlarında Kuzey Amerika’da 30 ila 60 milyon bizon bulunuyordu. Bu fotoğraf çekildiğinde ise vahşi bizon nüfusu sadece 456’ya düşmüştü.

Batı’nın artan kolonizasyonu, bizonların büyük çapta katledilmesine yol açtı. Beyaz yerleşimci avcıların(kim olduklarını biliyorsunuz😉) silahlara ve deri ile kemiklere olan talep, bu katliamı hızlandırdı. 1850 ile 1870’lerin sonları arasında çoğu bizon sürüsü yok edildi.

Tüyler ürperten bu fotoğraf, insanların ölümcül etkisini gösteriyor
19. yüzyılda Kuzey Amerika’da bizonların yok oluşunu anlatan bu makalede, insanların çevreye verdiği zararın çarpıcı bir örneğini bulacaksınız.

Bu fotoğraf, bu yıkımın büyüklüğünü açıkça gösteriyor. Çimenli bir ön plandan yükselen insan yapımı kemik yığını, manzaranın bir parçası gibi görünüyor. Bu görüntü, Kanadalı fotoğrafçı Edward Burtynsky’nin “yapılmış manzaralar” olarak adlandırdığı türden bir örnek olarak değerlendirilebilir.

Kolonizasyon ve Kapitalist İlişkiler

Bizon kafataslarının yanında duran iki adam, başka bir insan-hayvan ilişkisini ortaya koyuyor: ticari ilişkiler. Kafatasları, Michigan’daki tesislere gönderilmeden önce bozkırlardan toplanmıştı. Bu tesislerde bizon kemikleri, gübre, tutkal ve kül gibi ürünlere dönüştürülüyordu.

Tüyler ürperten bu fotoğraf, insanların ölümcül etkisini gösteriyor
1892’de Michigan Carbon Works, Rougeville, Michigan’da bir yığın bizon kafatasının yanında duran adamların fotoğrafından bir kare. (Burton Tarih Koleksiyonu, Detroit Halk Kütüphanesi)

Kolonyal kapitalizmin çıkarcı endüstrileri, habitat ve biyolojik çeşitliliği tahrip etti ve bizonlar ile diğer bitki ve hayvan türleri arasındaki ilişkileri bozdu. Bu endüstriler, bugün gerçekleşen ve gelecekte de devam etmesi beklenen büyük çaplı yok oluşların nedenidir.

Geleceğe Bakış

Tüyler ürperten bu fotoğraf, insanların ölümcül etkisini gösteriyor
İnsanların çevreye verdiği zararın çarpıcı bir örneği olarak bizonların yok oluşunu anlatan bu makalede, tarihi bir fotoğraf üzerinden türlerin yok edilmesine dair detaylı bir incelemeyi sizlere sunduk.

Kuzey Amerika’da koruma altındaki sürülerde şu anda 31.000 vahşi bizon yaşıyor. Tür, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği Kırmızı Listesi’nde “tehdit altında” olarak sınıflandırılıyor. Bu, koruma çabalarının türlerin hayatta kalma şansını artırdığını ancak hala korumaya ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.

Bu hayvanlar, 19. yüzyılın yok oluşundan kurtulan birkaç yüz bizonun torunlarıdır. Yerli halkların öncülüğünde yürütülen Buffalo Anlaşması ve Kabilelerarası Bizon Konseyi gibi projeler sayesinde, bizonlar hayatta kalmaya devam ediyor.

Rougeville fotoğrafının detaylı incelenmesi, bizon kaybının büyüklüğünü ve bozkırlardaki ilişkilerin bu yok oluşla nasıl değiştiğini gösteriyor.

Bu makaleyi paylaş
Atlas Kardemir, moleküler biyoloji alanında uzmanlaşmış bir araştırmacıdır. Genetik yapılar ve biyomoleküler süreçler üzerine derinlemesine çalışmalar yaparak, biyolojik sistemlerin moleküler temellerini anlamaya katkı sağlamaktadır. Özellikle genetik mühendislik ve biyoteknoloji uygulamaları konusunda elde ettiği bilgilerle, bilim dünyasında önemli projelere imza atmaktadır.
Yorum Yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir