Cοv¡d-19 hakkında en son öne sürülen epifiz bezi komplo teorisi. Yakın zamanda, yüzlerce Cοv¡d-19 teorileri arasında, sinir bilimini ilgilendiren ilginç bir tanesi bilgilerden bir tanesi de buydu.
Şöyle ki, İnsanların ateşini ölçmeye yarayan kızılötesi ışınlı termometreler aslında insan beyninin epifiz bezi dediğimiz kısmını bazı zararlı ışınlarla zedelemek için tasarlanmış. Teori bilimsel olarak saçma gelebilir ( ve termometre kullanımına güvenmek tutarsız olmasından ötürü iyi bir fikir olmayabilir.)
Ancak konuya birde tarihsel açıdan baktığımızda durum biraz daha ilgi çekici hale geliyor. Çünkü beynimizde yer alan epifiz dediğimiz yapı zaten yıllardır birçok komplo teorileri ve mistik öğretiler ile bağdaştırılıyormuş.
Epifiz bezi denilen yapı beynimizin derinliklerin de yer alan bezelye büyüklüğünde bir bezdir. Bu bezin asıl görevi vücuda melatonin hormonunu salgılamaktır. Ancak buna genelde gizemli anlamlar yüklenmektedir. 17. Yüzyılda dönemin ünlü düşünürü Rene Descartes, Epifiz bezini ruhun beden ile birleştiği nokta olarak tanımlamıştır.
Bunu önceki filozofların çalışmalarına dayanarak, beyindeki ruh akışını kontrol eden bir tür kapakçık olduğu kanısına varmıştır.
Sonrasında bu bez 19. Yüzyılda, hinduizm de, günümüzde de kulak aşinası olduğumuz 3.göz olarak tanılandırılıp daha da bir spiritüel anlam yüklenmiştir. Hatta sonrasında her ne kadar bu görüşe pek katılmasam da, epifiz bezinin şekli eski mısırın mistik sembolü olan Horusun gözüne benzetilmiştir.
20.yüzyılın sonlarında epifiz bezinin ruhun gözü olduğu komploları ortaya çıktı. Benim kanaatime göre 1990’lara dayanan bu komploların birincisi yani suyu florlandırarak, epifiz bezine zarar vermek amacı ile tasarlanmış, ve böylece toplumun bazı psişik ve ruhsal kabiliyetlerini azaltmayı amaçlamış komplo teorisi, günümüze kadar akıllarda mantıklı bir düşünce bırakıp bizi ikna etmeyi başarmıştır.
Epifiz Termometre Teorisi
Daha sonra cep telefonları ve wifi’ler de epifiz bezi hasarına neden olmakla suçlanmış. Bu argüman epifiz bezinin onu elektromanyetik dalgalara duyarlı kılan piezoelektrik kristaller içerdiğine dair beklenmedik bir fikir oluşturdu.
Dolayısıyla, epifiz bezinin eşsiz bir şekilde kırılgan olduğu ve çevrenin toksik unsurları tarafından saldırı altında olduğu düşüncesi, günümüzde en son söz edilen yeni epifiz termometre teorisidir.
Bu epifiz krizi denilen teori sağlam verilere dayanıyor diyemem ancak günümüze kadar süregelmiş olması ve yanlış olduğunu ispat edemeyişimiz hem ben de hem de bir çok insan da hala yankı uyandırıyor. Bence bu teorilerin modern teknoloji ve bunun yaşamlarımız üzerinde psikolojiik bir temeli de olabilir.
Florür veya Wifi yüzünden büzülen mistik epifiz bezi, modernitenin ruh üzerindeki toksik etkisi için neredeyse bir metafor görevi görebilir. Ancak her ne kadar metafor olarak doğruluk payı olsada bu bir komplo dan başka bir şey değildir.
Mustafa BÜYÜKAY