Neolitik Çağ Alet Kültürü

Gaye Tunçdemir
Okuma süresi 4 Dakika

Bıçak aletleri gelişim göstermiştir, örneğin tarım aletleri. Neolitik çağ yaklaşık olarak 6,000 yıl önce, insanların ilk yerleşim hayatına geçtiği ve tarımla ilgilenmeye başladığı dönemle beraber başlamıştır. Çakmaktaşından hazırlanmış kazıcı gibi çeşitli aletlerden silah ve alet yapımına devam etmişlerdir. Ancak Neolitik çağda taş aletlerin yeni çeşitleri de görülmüştür.

İlk etapta çakmaktaşından yapılmış ok başının evrensel niteliği yerine mikrolit kullanımından uzak olan, ok ve mızrağı bileşen bir silah yapma eğilimi vardı. İkinci olarak hasat için ihtiyaç duyulan, çakmaktaşından yapılmış tırpan gibi aletler üretildi.

Neolitik aletlerin tümü üzerinde rötuş yapılmıştır, baskıyla pullanmışlardır, aletlere karakteristik bir görüntü verilmiştir ve tüm emek ve zahmetle cilalanmışlardır. Ve tekrar kendilerine has bir görüntü verilmiştir. Pullu aletler Neolitik çağda yapılmaya devam etmiştir ancak daha erken döneme ait pullu aletlere göre çok daha kabaca yapılmıştır.

Neolitik Dönemdeki Gelişmeler

Yerleşik bir yaşam tarzını benimseyen Neolitik gruplar, bölge bilincini artırdılar. 9600-6900 yıllarında Yakın Doğu’da ok uçlarında da yenilikler olmuş, ancak avlanan hayvanlarda önemli bir değişiklik saptanmamıştır. Ancak, içlerine ok uçları gömülü insan iskeletleri bulundu ve ayrıca Eriha gibi bazı yerleşim yerleri bu sefer devasa bir duvar ve hendek ile çevrildi.

Görünüşe göre bu dönemin kanıtı, örgütlü savaştan çok da uzak olmayan toplumlar arası çatışmaların bir kanıtı.. Taş alet üretiminde, uzak yerlerde birçok grup tarafından yaygınlaşan ve benimsenen ek yenilikler de vardı; bu, önemli alışveriş ve kültürel etkileşim ağlarının varlığının kanıtıdır.

Kalıcı yerleşim yerlerinde yaşamak, yeni sosyal örgütlenme biçimleri getirdi. Neolitik toplulukların geçim stratejileri daha verimli hale geldikçe, farklı yerleşim yerlerinin nüfusu arttı. Antropolojik çalışmalardan biliyoruz ki, grup ne kadar büyükse, bir toplum o kadar az eşitlikçi ve daha hiyerarşik hale gelir. Gıda kaynaklarının yönetimi ve tahsisinde yer alan topluluktaki kişilerin sosyal önemi artırıldı.

Arkeolojik kanıtlar, erken Neolitik dönemde evlerin bireysel depolama tesislerine sahip olmadığını göstermiştir: depolama ve depolama için yiyecek hazırlama ile bağlantılı faaliyetler köy düzeyinde yönetiliyordu. Suriye’nin kuzeyindeki Jarf el Ahmar bölgesinde, ortak depolama tesisi olarak kullanılan büyük bir yeraltı yapısı vardır. Bu yapı haneler arasında merkezi bir konumdadır ve içinde çeşitli ritüellerin gerçekleştirildiğine dair kanıtlar da vardır.

Taş Aletlerin Evrimleşmesine Dair Kısa Çıkarımlar

kredi: Quintana Müzesi – Neolitik Orak

Taş aletler erken dönem Oldowan ’dan, Aşölyen, Musteryen ve Üst Paleolitik döneme doğru karmaşık bir hal almıştır. Ve aletler üretimlerinin her bir adımında çok daha fazla zamana ve gösterilmesi gereken yüksek efora ihtiyaç duymuşlardır. Oldowan kültürüne ait olan bir alet yapım aşamasında daha az darbeye ihtiyaç duyarken Aşölyen el baltası yaklaşık olarak 50; bir Musteryen kesicisi aşağı yukarı 100 ve bir Üst Paleolitik kesici bıçağı ortalama 250 darbeye ihtiyaç duyar. Çok daha fazla zaman ve enerji harcayarak yapılan daha karmaşık aletlerin elbette ki faydası olmuştur ve olmaya devam etmektedir.

Neolitik Çağ Dönemin Sonu

Neolitik çağın sonlarına doğru , bazen Kalkolitik veya Eneolitik Çağ olarak adlandırılan Tunç Çağı’na geçiş dönemini işaret eden bakır metalurjisi tanıtıldı.

Bronz, bakırdan daha yüksek bir sertliğe, daha iyi döküm özelliklerine ve daha düşük bir erime noktasına sahip olan bir bakır ve kalay karışımıdır. Bronz, savaş koşullarına dayanacak kadar sert olmayan bakırla mümkün olmayan bir şey olan silah yapımında kullanılabilir.

Zamanla bronz, aletler ve silahlar için birincil malzeme haline geldi ve taş teknolojisinin büyük bir kısmı, Neolitik Çağ’ın ve dolayısıyla Taş Devri’nin sonunu işaret ederek geçerliliğini yitirdi.

Editör / Yazar: Meltem TERZİOĞLU

Bu makaleyi paylaş
Gaye Tunç Demir, Boğaziçi Üniversitesi'nde lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra, doktora derecesini Koç Üniversitesi'nde Fizik alanında almıştır. Kuantum mekaniği ve parçacık fiziği üzerine uzmanlıkları bulunmaktadır.
Yorum Yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir