Tunceli’de yapılan araştırmalar sonucunda maydanozgiller familyasına ait yeni bir bitki türü keşfedildi. Pülümür ilçesinde bulunan bu bitkiye Heracleum Munzurense (Munzur Öğreği) adı verildi. Bu bitkinin yayılış alanının sınırlı olması ve aşırı otlatma nedeniyle, uluslararası bitki koruma kriterlerine göre neslinin tükenme tehlikesinin yüksek olduğu belirtildi.
Munzur Üniversitesi’nin Katkıları
Munzur Üniversitesi Tunceli Meslek Yüksekokulu Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Bölümü’nden Doç. Dr. Mehmet Yavuz Paksoy tarafından yürütülen alan araştırmasında, dünya üzerinde sadece Tunceli’nin Pülümür ilçesine bağlı Kocatepe köyü Yalmanlar mezrasında bulunan yeni bir bitki türü keşfedildi. Bu çalışma, Selçuk Üniversitesi ve Moskova Üniversitesi’nden bilim insanlarının da katkılarıyla gerçekleştirildi ve dünya literatürüne kazandırıldı.
Heracleum Munzurense’nin Özellikleri
Heracleum Munzurense, ülkemizde yayılış gösteren 19. maydanozgiller familyasına ait bitki türü olarak kayıtlara geçti. Doç. Dr. Paksoy, bitkinin diğer Heracleum türlerinden farklı özelliklere sahip olduğunu belirtti:
- Gövdesi pubescent (tüylü) ve geriye yatık tüylüdür.
- Yaprakları unipinnat ve pinnatisekt yapıdadır.
- Çiçek taşıyan ışınları eşit ve uzundur.
- Çiçek sapları pubescent tüylüdür.
- Petalleri beyaz-pembe renklidir.
- Meyvesi geniş eliptik-dikdörtgenimsi olup, geriye yatık sert tüylerle kaplıdır.
- Septat salgı kanalları mevcuttur.
Nesli Tehlike Altında
Bitkinin sadece Kocatepe köyü ve Yalmanlar mezrası arasında tespit edildiğini belirten Doç. Dr. Paksoy, bitkinin yayılış alanının bir kilometrekareden daha küçük olduğunu ve uluslararası bitki koruma kriterlerine göre neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurguladı. Paksoy, bu tehlikenin başlıca nedeninin yayılış alanının dar olması ve bölgede aşırı otlatma yapılması olduğunu belirtti. Bitki meyveye geçtiğinde içindeki kimyasal maddeler nedeniyle hayvanlar tarafından pek tercih edilmemesine rağmen, taze iken hayvanlar tarafından yenildiği için otlatmanın büyük bir tehdit oluşturduğunu ifade etti. Bölgede en fazla 40 birey sayabildiklerini ve popülasyonun artıp artmadığını belirlemek için takibe devam edeceklerini söyledi.
Koruma Önerileri
Doç. Dr. Paksoy, mera komisyonlarının karar alırken üniversitelerde konuyla ilgili bilim insanlarının görüşlerini de alması gerektiğini vurguladı. Bu sayede endemik türlerin korunmasının daha etkin bir şekilde sağlanabileceğini belirtti. Tunceli’den her yıl yeni bir türün dünyaya tanıtıldığını ve biyoçeşitliliğin yüksek olduğu bu coğrafyanın korunmasının son derece önemli olduğunu ifade etti.
Sonuç olarak Heracleum Munzurense’nin keşfi, Türkiye’nin bitki çeşitliliğine ve doğal zenginliklerine önemli bir katkı sağlamaktadır. Ancak, bu bitkinin korunması için acil önlemler alınması gerekmektedir. Tunceli’nin zengin biyoçeşitliliğini koruyarak, bu eşsiz bitki türünün neslinin tükenmesini önlemek büyük önem taşımaktadır.