Kimyada 100 yıldır geçerli olan Bredt Kuralı’nın yanlış olduğu ortaya çıktı. Bu yeni buluş, daha önce imkansız görülen organik moleküllerin yapılmasına olanak sağlayabilir.
Organik Kimyada 100 Yıllık Kural Yanlış Çıktı: Yeni Buluşlar İmkansız Görülen Moleküllerin Yolunu Açıyor
Kimya dünyasında uzun süredir kabul gören bir kural, UCLA’den araştırmacılar tarafından yapılan bir çalışmayla sarsıldı. Tam 100 yıldır, organik kimya alanında iki karbon halkası arasında çift bağ oluşamayacağı kabul edilmekteydi. Bu, kimyada “Bredt Kuralı” olarak bilinen bir prensibe dayanıyordu. Ancak yeni buluşlar, bu kuralın kesin olmadığını gösteriyor ve bilim insanlarını daha önce imkansız sayılan molekülleri keşfetmeye teşvik ediyor.
Karbonun Sınırsız Esnekliği ve Organik Kimyanın Önemi
Karbon, atomlar arası güçlü bağ yapabilme yeteneği sayesinde, bildiğimiz pek çok molekülün temelini oluşturur. Canlı organizmalar da büyük ölçüde karbon temelli moleküllerden oluşur. Bu nedenle, karbonun neler yapabileceğini ve yapamayacağını anlamak; ilaç sanayiinden malzeme bilimlerine kadar pek çok alanda kritik bir rol oynar.
Karbon, başka karbon atomlarıyla tekli, ikili veya üçlü bağlar kurarak karmaşık yapılar oluşturabilir. Ancak, Alman kimyager Julius Bredt, iki karbon halkasının bir köprüyle bağlandığı özel durumlarda, bu köprü noktasında çift bağ oluşamayacağını ileri sürdü. Bredt Kuralı, yıllardır organik kimyada bir “yasa” gibi kabul edilerek ders kitaplarında yer aldı.
Yeni Araştırma: Anti-Bredt Olefinleri ve Kimyada Devrim
UCLA’de Profesör Neil Garg liderliğindeki ekip, “Anti-Bredt Olefinler” (ABO) adı verilen yeni bir molekül türü elde ederek Bredt Kuralı’nın mutlak olmadığını kanıtladı. Bu moleküller, silyl (sözde)halojen bileşikleri gibi özel moleküllere florür uygulanarak elde edildi. Başlangıçta kararsız yapıda olan bu moleküller, farklı kimyasal ajanlar kullanılarak daha stabil hale getirildi ve detaylı şekilde incelenmeleri mümkün oldu.
Bulgular, daha önce yapılamaz gözüyle bakılan bu tür moleküllerin aslında üretilebilir olduğunu gösterdi. Profesör Garg’a göre bu, farmasötik sektörü için büyük önem taşıyor çünkü yeni ilaçların keşfinde üç boyutlu yapıların kullanımı giderek daha fazla önem kazanıyor.
Kurallar mı, Yaratıcılığı Kısıtlayan Rehberler mi?
Bu çalışma, kimya alanında öğretilen pek çok “kuralın” ne kadar kesin olduğu konusunda yeni soruları da gündeme getiriyor. Garg, gözlemsel bulguların kesin bir yasa gibi kabul edilmesinin yaratıcılığı sınırladığını belirtiyor. Ona göre bu tür kurallar, bilim insanlarının yeni fikirler geliştirmelerini zorlaştırabiliyor. “Bu tür kurallar sadece rehber olarak görülmeli ve yeni keşiflere açık bırakılmalıdır,” diyor Garg.
Çalışma, prestijli bilim dergisi Science’da yayımlandı ve kimyanın geleceği için yeni bir pencere aralıyor.