Alaska’da Rekor Buzul Taşkını: Uzmanlardan “Yeni Normal” Uyarısı

Alaska’da Rekor Buzul Taşkını: Uzmanlardan “Yeni Normal” Uyarısı

Atlas Kardemir
Okuma süresi 4 Dakika

Alaska’nın başkenti Juneau, tarihe geçen bir doğal felaketle sarsıldı. Mendenhall Buzulu’ndan kaynaklanan bir buzul gölü taşkını (GLOF), kenti vurdu ve bölgede büyük bir yıkıma yol açtı. Yetkililer, olayın Alaska tarihinde eşi benzeri görülmemiş büyüklükte bir taşkın olduğunu açıkladı. Her yaz tekrar eden bu olay, artık Juneau için yeni bir normal haline geldi. Uzmanlara göre son 15 yıldır her yaz en az bir buzul gölü taşkını yaşanıyor. Bu durum, küresel ısınmanın bölgedeki buzullar üzerinde yarattığı dramatik değişimlerle doğrudan bağlantılı.

“Bu, bir buzul değişimi hikâyesi,” diyor Alaska Southeast Üniversitesi’nden glasyolog Jason Amundson. Isınan iklim, buzulların küçülmesine ve birbirinden ayrılmasına neden oldu. Bu süreç, Mendenhall Buzulu’nun kenarında boş bir vadinin ortaya çıkmasına ve yaz aylarında yağmur ile eriyen buz sularının bu vadiyi doldurmasına yol açtı. Su belirli bir seviyeye ulaştığında, buz kütlesinin altından kendine yol açarak bir anda boşalıyor ve taşkına neden oluyor.

Taşkınların Şiddeti Artıyor

Bilim insanları, taşkınların her yıl daha büyük boyutlara ulaştığını belirtiyor. Amundson, “Son birkaç yıldır çok daha büyük taşkınlar yaşıyoruz,” diyor. Özellikle 2023 ve 2024 yıllarında, su hacmi önceki yıllara göre iki katına çıkarak 60 milyon metreküpe ulaştı. Bu miktar, yaklaşık 24 bin olimpik yüzme havuzuna eşdeğer. Geçen yıl ve bu yıl yaşanan taşkınlarda yüzlerce ev zarar gördü, nehir kıyıları aşındı ve bazı evler adeta boşluğa doğru sarkar hale geldi.

İlk Kez 2011’de Ortaya Çıktı

Juneau, 2011 yılına kadar bu tür olaylarla hiç karşılaşmamıştı. Ancak Temmuz 2011’de, yağışsız bir günde Mendenhall Nehri’nin aniden yükselmesiyle bilim insanları alarma geçti. Yapılan hava gözlemleri, Mendenhall Buzulu’nun arkasında gizlenen dev bir buz gölünü ortaya çıkardı. Bu göl, yaz aylarında yağmur ve eriyen buzlarla doluyor ve zamanla taşkın için gerekli koşulları oluşturuyordu.

- Reklam-

Bugün, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS) ve Alaska’daki bilim insanları, gölün durumunu yakından izlemek için drone’lar, lazer mesafe ölçerler ve uzaktan kontrollü kameralar kullanıyor. Ayrıca su seviyeleri ve taşkın riskini anlık olarak gösteren çevrim içi bir izleme paneli oluşturuldu.

Alaska’da Rekor Buzul Taşkını: Uzmanlardan “Yeni Normal” Uyarısı
Birkaç on yıl önce, bir kol buzul Mendenhall Buzulu’nu (vadi tabanında görülebilir) besliyordu. Isınma, buzulun geri çekilmesine ve her yaz yağmur ve eriyen sularla dolan çorak bir kaya çanağı bırakmasına neden oldu. Bu su, buzulun altından sızarak Alaska, Juneau’ya doğru 60 milyon metreküpe kadar bir sel baskını oluşturdu.

Alınan Önlemler ve Gelecek Planları

Bu yılki taşkın, 12 Ağustos sabahında başladı ve nehirin debisi bir anda 1.400 metreküp/saniye seviyesine ulaştı; bu, Arkansas Nehri’nin ortalama akışından daha yüksek bir değer. Yerel halk kendi güvenliğini sağlamak için harekete geçti. Birçok ev sahibi, etraflarına 4 metreye kadar yükselen toprak ve taş setler inşa etti. Bu görüntüler, Juneau’nun bazı bölgelerini birer küçük kaleye dönüştürdü. Yetkililer, uzun vadeli çözümler için planlar yapıyor. ABD Ordusu Mühendisler Birliği, taşkınları önlemek için bir baraj ya da dağların içinden açılacak bir drenaj tüneli gibi projeleri değerlendiriyor. Ancak bu projelerin hayata geçmesi yıllar alabilir. Bilim insanları ise hemen harekete geçiyor. Amundson ve ekibi, taşkın sonrası gölün boşalan alanında ölçümler yaparak gelecekteki riskleri daha doğru tahmin etmeyi hedefliyor.

Uzmanlardan Uyarı: “Yeni Normal”

Glasyolog Eran Hood, durumu şu sözlerle özetliyor: “Bu, tahmin edilmesi gereken bir olaydı. Şimdi ise bu durum, burada yaşayanlar için yeni normal.”

Uzmanlara göre, iklim değişikliği yalnızca Alaska’yı değil, dünyanın birçok bölgesini benzer risklerle karşı karşıya bırakıyor. Bu nedenle hem yerel hem de küresel düzeyde önlemler alınması artık bir zorunluluk.

Bu makaleyi paylaş
Atlas Kardemir, moleküler biyoloji alanında uzmanlaşmış bir araştırmacıdır. Genetik yapılar ve biyomoleküler süreçler üzerine derinlemesine çalışmalar yaparak, biyolojik sistemlerin moleküler temellerini anlamaya katkı sağlamaktadır. Özellikle genetik mühendislik ve biyoteknoloji uygulamaları konusunda elde ettiği bilgilerle, bilim dünyasında önemli projelere imza atmaktadır.
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir