4 Bin Yıllık Piramit, Mühürlü ve Gizemli
Mısır’ın başkenti Kahire’nin güneyinde yer alan Dahshur nekropolünde, 4 bin yıldır açılmamış bir piramit, arkeologları hayrete düşürdü. İngiliz Mısırbilimci Dr. Chris Naunton liderliğindeki ekip, Smithsonian Channel’ın Mystery of the Lost Pyramid belgesel serisi için yürütülen kazılarda, dışarıdan tamamen sağlam görünen bir kraliyet mezarını ortaya çıkardı. Mezarın kapağı kırılmamıştı ve bu, yapının “dokunulmamış” olduğunu düşündürüyordu. Ancak içeri girildiğinde tablo tamamen değişti: Parçalanmış mezar eşyaları, yerinden oynatılmış kalıntılar ve dağılmış insan iskeletleri, mezarın önceden talan edildiğini gösteriyordu. Dışarıdan zorla girildiğine dair en ufak bir iz yoktu.
Dr. Naunton bu durumu “antik bir suç mahalli” olarak nitelendiriyor. Bu beklenmedik çelişki, Mısır’ın 13. Hanedanlığı dönemindeki kraliyet gömü uygulamaları hakkında ciddi soruları gündeme getiriyor. O dönemde taht mücadeleleri ve siyasi istikrarsızlık, mezarların güvenliğini tehdit eden faktörlerdi.

Unutulmuş Prenses: Hatshepsut
Kazıda ortaya çıkan en şaşırtıcı detay, hasar görmüş bir kanopik sandıktı. Hiyeroglifler dijital olarak güçlendirildiğinde, sandıktaki ismin Prenses Hatshepsut olduğu belirlendi. Bu isim, Mısır tarihinin en ünlü kadın firavunu 18. Hanedanlık Hatshepsut’u çağrıştırıyor; ancak ortaya çıkan bu prenses, tarihi kayıtlarda daha önce bilinmeyen tamamen farklı bir kişi. Kendi piramidi olması ve bunun kraliyet nekropolü içinde yer alması, onun yaşamında yüksek bir statüye sahip olduğunu gösteriyor. Ancak resmi Mısır tarih belgelerinde, yazıtlarında veya kraliyet listelerinde izine rastlanmıyor. Araştırmacılar, prensesin politik bir intikam ya da ritüel defamasyon nedeniyle tarih sahnesinden silinmiş olabileceğini öne sürüyor. Antik Mısır’da buna damnatio memoriae deniyor.
Dr. Naunton, “Bu, mezarın zaten kapatılmadan önce talan edildiğini gösteriyor” diyor. Mezarın içinin tahrip edilmesi, muhtemelen saray içinden birileri tarafından yapılmış, ardından mezar kapatılarak onurlu bir gömü izlenimi yaratılmış olabilir.
Mühürlü Mezar, Gizli Amaçlar
Bu keşfi özellikle dikkat çekici kılan nokta, piramidin mimari aldatmacası. Kum tabakalarının altında saklı olan piramit, kusursuz bir mühürle korunmuş ve dışarıdan dokunulmamış gibi görünüyordu. Ancak içerideki gerçek, bir talan ve örtbas olayını gizliyordu. En yaygın teoriye göre, mezarın soyulması politik motivasyonlarla yapılmış olabilir. 13. Hanedanlık dönemi (M.Ö. 1800–1649), kısa süreli hükümdarlıklar ve merkezi otoritenin zayıf olduğu bir dönemdi. Saray içi darbe ve ihanetler olağan olaylardı. Prenses Hatshepsut, birisinin taht iddiasına tehdit oluşturuyorsa, ölümünden sonra mirası silinmiş ve mezarı talan edilmiş olabilir.

Mısır Arkeolojisi İçin Yeni Bir Perspektif
Bu keşif, arkeologların “mühürlü” mezar yorumlarını yeniden gözden geçirmesini zorunlu kılıyor. Dr. Naunton’a göre, “Kapağın amacı yabancıları dışarıda tutmaktı, ancak mezar odasının bir daha asla kontrol edilmemesini de garanti ediyordu.” Yani bir mezarın mühürlü olması, onun dokunulmamış olduğu anlamına gelmiyor. Bu durum, Mısır’daki diğer “intakt” kraliyet mezarlarının da benzer iç manipülasyonlar veya gizli talanlar barındırabileceği ihtimalini güçlendiriyor. Ayrıca, bir kraliyet figürünün tarih sahnesinden silinmiş olması, araştırmacıları Mısır hanedanlıklarındaki diğer boşlukları yeniden incelemeye teşvik ediyor.
Bu haber, sadece arkeolojik bir keşfi değil; tarihsel manipülasyon, politik entrika ve kadim sırların nasıl binlerce yıl boyunca saklanabildiğini de gözler önüne seriyor.