Moğolistan Tuul Vadisi’nde Türk ve Moğol arkeologların ortak çalışmaları sonucu, eski Türklerin “kayıp şehri” olarak bilinen Togu Balık’ın kalıntıları gün yüzüne çıkarıldı. Bu önemli keşif, Uygurların yerleşik yaşama geçişine dair tarihsel bilgileri yeniden şekillendirecek.
Türklerin “Kayıp Şehri” Togu Balık Moğolistan’da Ortaya Çıkarıldı
Türkiye’nin uluslararası kültürel mirasa katkı sağlama amacıyla yürüttüğü kazı çalışmalarında büyük bir keşif yaşandı. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ortaklığında, Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü iş birliğiyle gerçekleştirilen kazı çalışmaları, eski Türklerin “kayıp şehri” olarak bilinen Togu Balık’ın kalıntılarına ulaşıldığını doğruladı.
Moğolistan’ın Tuul Vadisi’nde yürütülen kazılar, Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında bahsi geçen Toquz Oğuz boylarına ait bu antik şehir hakkında bugüne dek bilinmeyen birçok ayrıntıyı gün yüzüne çıkarıyor. Yapılan araştırmalar, bu bölgenin tarihî önemi açısından büyük bir merak uyandırıyor. Hem Türk hem de Moğol arkeologların yer aldığı bu geniş katılımlı ekip, Türk tarihine ışık tutacak yeni bilgilere ulaşmayı hedefliyor.
Togu Balık’ın Konumu Nihayet Kesinleşti
Togu Balık şehrinin varlığı uzun yıllardır tarihçiler tarafından bilinse de, kesin konumu bugüne kadar tespit edilememişti. Bilge Kağan ve Kül Tigin gibi dönemin en önemli yazıtlarında adından bahsedilen bu şehir, Türklerin tarihî mirası açısından büyük önem taşıyor. Yapılan kazılar, Togu Balık’ın günümüzdeki Moğolistan’ın Tuul Vadisi’nde yer aldığını gösteriyor.
Bu keşif, aynı zamanda Uygurların yerleşik yaşama geçiş süreçlerine dair önemli bilgiler sunuyor. Togu Balık’ın bulunması, Uygur yerleşimlerinin tarihini yaklaşık 100 yıl geriye götürecek yeni bir perspektif kazandırdı. Böylece, Türk tarihi ve uygarlığına dair bilinenler yeniden şekillendirilecek.
Kazılarda 30 Kişilik Bir Ekip Görev Aldı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nin Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi’nden uzmanlar, TİKA tarafından desteklenen bir protokol çerçevesinde Moğolistan’da çalışmalara başladı. Kazılarda Türk ve Moğol akademisyenlerin yanı sıra, yerel araştırmacılar ve alanında uzman arkeologlardan oluşan 30 kişilik bir ekip yer aldı.
Bu ekip, Tuul Vadisi’nin her iki yakasında ve çevresindeki Mayhan, Tömst ve Agit Dağları’na kadar uzanan geniş bir alanı kapsayan bir saha çalışması gerçekleştirdi. Araştırmaların yürütüldüğü bu alan yaklaşık 100 kilometrekarelik bir bölgeyi içeriyor ve bu alan, antik Türk uygarlıklarının şehir kalıntıları ile dolu.
Moğolistan: Eski Türk Medeniyetlerinin Kalbi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı ve kazı projesinin başkanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Moğolistan’ın Türk medeniyetlerine dair birçok kültürel varlığa ev sahipliği yaptığını belirtiyor. Özellikle kutsal Ötüken Dağı ve çevresinde yer alan bu kültürel miraslar, Türk tarihinin en eski dönemlerine kadar uzanıyor. Bu bölgede bulunan şehir kalıntıları, anıtsal mezar kompleksleri, kurganlar ve petroglifler gibi izler, eski Türk medeniyetlerinin varlığını ortaya koyan eşsiz kanıtlar sunuyor.
Prof. Dr. Doğan, bu çalışmanın Türk ve Moğol kültürel bağlarını güçlendireceğini ve iki ülke arasındaki iş birliğini derinleştireceğini vurguluyor. Moğolistan’da yapılan kazılar, Türk tarihine dair bilinmeyenleri açığa çıkarma açısından da büyük bir adım olarak görülüyor.
Togu Balık’ın Tarihî Önemi: Uygur Dönemi Yerleşimlerine Yeni Bir Bakış
Togu Balık’ın bulunması, Uygurların yerleşik yaşama geçiş sürecini yeniden yorumlamamıza olanak tanıyor. Prof. Dr. Şaban Doğan, bu şehrin bugüne kadar bilinen en eski Uygur şehirlerinden daha eski olduğunu ifade ediyor. Tarihsel kaynaklarda adı geçmesine rağmen, konumu belirlenememiş olan Togu Balık’ın bulunması, Uygurların yerleşik yaşama geçiş sürecinde daha önce bilinmeyen bir döneme işaret ediyor.
Bu kazılar sayesinde elde edilen yeni bulgular, Uygur toplumunun şehir yaşamına geçişini en az 100 yıl daha geriye götürecek. Togu Balık’taki yerleşim kalıntılarının Uygur dönemine ait olduğu, kazılarda ele geçirilen seramik eserler ve arkeolojik verilerle kesinleşmiş durumda. Hem Türk hem de Moğol arkeologlar, bu kalıntıların Togu Balık’a ait olduğu konusunda hemfikir.
Türk ve Moğol Arkeologlar Ortak Paydada Buluştu
Togu Balık kazıları sırasında ortaya çıkan bulgular, Türk ve Moğol arkeologlar arasında önemli bir fikir birliği oluşturdu. Kazılarda elde edilen Uygur dönemine ait seramikler, bu şehrin gerçekten de Togu Balık olduğuna dair kesin kanıtlar sundu. Arkeolojik buluntular arasında yer alan seramikler, şehirde yaşayan toplulukların kültürel özelliklerine dair de ipuçları veriyor.
Bu buluntular, Türklerin yerleşik yaşama geçiş sürecine dair önemli sorulara yanıt sağlıyor. Ayrıca bu çalışma, antik Türk toplumlarının sosyal yapıları, inançları ve şehirleşme süreçlerine dair yeni veriler sunarak tarihe farklı bir bakış açısı kazandırıyor.
Togu Balık’ın Kazı Alanındaki Diğer Kültürel Eserler
Tuul Vadisi’nde yapılan kazılarda, Togu Balık’a ait olduğu düşünülen birçok kültürel eser gün yüzüne çıkarıldı. Bu buluntular arasında çeşitli taş yapılar, tapınaklar ve eski dönemlere ait mezar kompleksleri de yer alıyor. Bölgede bulunan diğer kültürel kalıntılar ise Türklerin mezar kültleri ve anıtsal yapıları hakkında değerli bilgiler sunuyor.
Togu Balık’ta ortaya çıkarılan kalıntılar, eski Türk toplumlarının ölüme ve ölümsüzlük inancına dair ipuçları sunan ritüel kalıntıları da barındırıyor. Bu ritüellerin, Türklerin ölüm sonrası inançları ve gömü gelenekleri ile bağlantılı olduğu düşünülüyor.
Togu Balık’ın Keşfi: Türk Tarihi İçin Yeni Bir Dönem
Togu Balık’ın keşfi, Türk tarihine yönelik araştırmalara büyük bir ivme kazandıracak. Bu antik şehir kalıntılarının gün yüzüne çıkarılması, Türklerin sosyal yapıları, inanç sistemleri ve günlük yaşamları hakkında önemli bilgiler sağlayacak. Özellikle Uygurların yerleşik hayata geçiş sürecine dair yeni veriler, tarihçilerin bu dönemi daha ayrıntılı anlamalarına yardımcı olacak.
Kazı ekibi, Togu Balık kazılarının devam etmesi halinde bölgedeki diğer tarihi yapıları ve eserleri de keşfetmeyi hedefliyor. Bu sayede, eski Türk toplumlarına dair geniş bir arkeolojik veri seti elde edilmesi ve tarihin daha doğru bir şekilde yorumlanması amaçlanıyor.
Sonuç olarak, Togu Balık’ın yeniden gün yüzüne çıkarılması, Türk tarihine olan ilgiyi artırırken, Türk ve Moğol kültürel bağlarının daha da güçlenmesine katkı sağlayacak gibi görünüyor. Bu kazılarla elde edilen veriler, sadece Türk arkeologları değil, dünya genelindeki araştırmacılar için de büyük bir ilgi konusu.