Binlerce Yıllık Bir Kozmik Tasarımın İzinde
Meksika’daki antik Maya alanı Aguada Fénix’te keşfedilen devasa yeraltı yapısı, bilim dünyasında büyük bir heyecan yarattı. Arkeologlar, 3.000 yıllık bu kompleksin yalnızca bir tören alanı değil, aynı zamanda erken Maya toplumlarının evreni nasıl anladığını gösteren kapsamlı bir kozmogram, yani geometrik bir evren haritası olduğuna işaret ediyor. Yapının ölçeği, renk sembolizmi ve toplumsal örgütlenmeye dair bulgular, Mesoamerika’nın erken dönem kültürel dünyasına şimdiye dek görülmemiş bir pencere açıyor.
2020’de yoğun orman örtüsünün altında tespit edilen ilk dev çarpı biçimli çukurun (cruciform) ardından, araştırmacılar bunun tekil bir yapı olmadığını, birbirine iç içe geçmiş çok sayıda cruciform çukurun kanal sistemleriyle bağlandığını ortaya çıkardı. Toplam hacmi 3,8 milyon metreküp olan bu kompleks, büyüklüğüyle Gize Piramidi’nin yaklaşık bir buçuk katına ya da 1.500’den fazla olimpik yüzme havuzuna denk geliyor.
Bu inanılmaz yapı, erken dönem Maya toplumlarının hem astronomiyi, hem su yönetimini, hem de dünyaya dair kozmolojik inançlarını nasıl iç içe geçirdiğini ayrıntılarıyla gösteriyor.
Lazer Haritalama ile Ortaya Çıkan Kozmik Bir Altyapı
Aguada Fénix, günümüz Meksika’sının Tabasco Eyaleti’nde, Körfez kıyısına yakın bir konumda yer alıyor. Arizona Üniversitesi’nden araştırmacılar, alanı ilk olarak LIDAR (Light Detection and Ranging – lazer tabanlı hava haritalama teknolojisi) ile keşfetti. Yoğun bitki örtüsünün altındaki topografik sapmalar, normal gözle görülmeyecek büyüklükteki insan yapımı formları ortaya çıkardı.
2020 keşfi, büyük bir cruciform çukurun tespit edilmesiyle başladı. Devam eden analizlerde:
- Bu çukurun aslında tekil olmadığı,
- Birbirine eklemlenen çok sayıda cruciformun bulunduğu,
- Çukurların geniş kanal sistemleriyle bağlandığı,
- Bu kanal ve çukur ağının devasa bir bütünsel kozmogram oluşturduğu
ortaya çıkarıldı.
Araştırmacılar, yapılan kazılarda çukurlar içinde renkli pigmentler, midye ve deniz kabukları, malakit, azurit, sarı toprak (oker) ve yeşil taş (greenstone) parçaları buldu. Bu pigmentler, Mesoamerika’da şimdiye kadar tespit edilen en erken renkli maddeler olma niteliğini taşıyor.

BULGULAR VE VERİ ANALİZİ
1. Dört Yönü Temsil Eden Renkli Pigmentler
Kazı ekipleri, çukurların her yönünde belirli renklerin sistematik biçimde kullanıldığını tespit etti. Bu renkler Maya kozmolojisindeki dört ana yönle birebir uyuşuyor:
| Yön | Bulunan Pigment / Nesne | Açıklama |
|---|---|---|
| Kuzey | Vivid mavi azurit | Su, gök ve kutsal mavi tonları |
| Güney | Sarı oker | Toprak, sıcaklık ve güneş döngüleri |
| Doğu | Yeşil malakit | Güneşin doğuşu ve yaşamın yenilenmesi |
| Batı | İstiridye ve deniz kabukları | Güneşin batışı, su ve öte dünya |
Bu renk dağılımı, yapıların yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda kozmolojik bir mantıkla inşa edildiğini düşündürüyor.
Bağımsız Maya uzmanı Dr. James A. Doyle, yaptığı açıklamada şunları vurguluyor:
“Cruciform şekiller ve renk sembolizmi, yeryüzü düzleminin dört ana yöne göre nasıl düzenlendiğine dair kavrayışların fiziksel bir tezahürü.”
Ayrıca Doyle, su kanallarının önemine değinerek:
“Baraj ve kanallar, hem pratik hem sembolik düzeyde suyun önemini vurguluyor; bu durum mavi/yeşil pigmentlerde, kabuklarda ve greenstone adaklarında da yansıyor.”
2. 3,8 Milyon m³ Toprak: Devasa Bir Toplumsal Çaba
Aguada Fénix’in ortaya çıkarılan hacmi 3.800.000 m³ olarak hesaplandı. Araştırmacılar, bu büyüklüğün bölgedeki en büyük Maya yapılarından bile daha geniş olduğunu belirtiyor. Doyle, yapıları “bölgedeki şimdiye dek inşa edilmiş en büyük yapılardan bazıları” olarak nitelendiriyor.
Bu hacimde bir yapıyı oluşturmak, araştırmacılara göre:
- En az 1.000 kişinin,
- Yıllar boyunca birlikte çalışmasını gerektirmiş olmalı.
3. Hiyerarşik Devlet Yokluğu: Eşitlikçi Bir Toplumun İzleri
Aguada Fénix’te, klasik dönem Maya şehirlerinde görülen:
- Saray yapıları
- Yönetici konutları
- Merkezi bir elit sınıfa işaret eden kalıcı mimari
gibi hiçbir unsur bulunmadı.
Bu durum, kazı ekibine göre yapının elit bir liderlik tarafından zorla yaptırılmadığını, aksine eşitlikçi bir toplumun kolektif çalışmasıyla ortaya çıktığını gösteriyor. Araştırmacılar, bu toplu emeğin amacının:
- Geniş katılımlı astronomik gözlemler,
- Takvim bilgisi paylaşımı,
- Törenler ve toplu ritüeller,
- Ticaret ve sosyal ilişki ağları
için büyük bir ortak alan yaratmak olduğunu düşünüyor.
4. Jade Heykelleri ve Gizemli Bir Kadın Figürü
Kazılarda bulunan eserler arasında çok sayıda yeşim (jade) heykelciği yer alıyor. Bunların çoğu:
- Hayvan figürleri,
- Doğal olayları sembolize eden çizimler
şeklinde.
Fakat bir tanesi dikkat çekiyor: Doğum yapan bir kadını temsil ettiği düşünülen bir figür.
Bu heykel, lider ya da tanrı temsilleri yerine “doğal deneyimlerin” betimlenmesini öne çıkaran erken Maya kültürünün farklı yönlerine işaret ediyor.
Dr. Doyle, bu figürle ilgili önemli bir soruyu gündeme getiriyor:
“Ya bu kadın, Mesoamerika’nın, Karayip çevresinin ve Andlar’ın sonraki toplumlarında gördüğümüz birçok güçlü kadın lider gibi önemli bir yönetici olsaydı?”
Doyle’a göre, bu figürün kimliği ve bölgedeki sosyal statü eşitliği hakkında daha fazla şey öğrenmek için alanın daha geniş çaplı kazılara ihtiyacı var:
“Daha fazla kazı yapıldıkça, Aguada Fénix’i inşa eden halkın malları nasıl biriktirdiği ya da etkilerini nasıl oluşturduğu konusunda çok daha net bir tablo ortaya çıkacak.”
Erken Maya Kozmolojisinin Merkezinde Kolektif Bir Evren Tasarımı
Aguada Fénix, yalnızca devasa bir mühendislik başarısı değil; aynı zamanda erken Maya toplumlarının:
- Evreni yönler, renkler ve su sembolizmi üzerinden nasıl kavramsallaştırdığını,
- Eşitlikçi bir toplumsal örgütlenme içinde büyük projelere nasıl imza attığını,
- Ritüel, astronomi ve günlük yaşamı nasıl bütünleştirdiğini
gösteren çarpıcı bir kültürel miras niteliği taşıyor.
Bu 3.000 yıllık kozmogram, gelecekte Maya uygarlığının erken dönemlerine dair pek çok soruya ışık tutabilir. Araştırmacılar şimdi, bu dev yapıyı inşa eden insanların sosyal örgütlenmesini, ticaret ağlarını ve ritüel pratiklerini anlamak için daha kapsamlı kazılar planlıyor. Aguada Fénix’in toprak altından çıkan her katmanı, Maya uygarlığının kökenlerine giden yolu biraz daha aydınlatıyor.