”Dünya’nın sonu geliyor,” nükleer enerji teorileri uzun yıllardır ortaya atılan söylemlerdir. Savaşlar, meteor çarpması, uzay fırtınası, iklim değişikliği, büyük tropik olaylar, açlık, uzaylı istilası ve daha birçok neden, bu teorilerin dayanağı olmuştur.
Ancak özellikle de son yıllarda artış gösteren küresel ısınma, canlı hayatını tehdit ediyor. Yapılan araştırmaların ardından kürese ısınma ve iklim değişikliği ile mücadelede yeni bir yöntem belirlendi: Nükleer Enerji.
Politika bilimci Joshua S. Goldstein ve enerji mühendisi Staffan A. Qvist, küresel ısınma sorununun çözümü için yeni bir makale yayımladı.
The Wall Street Journal’de yayımlanan makalelerinde yenilenebilir enerji kaynakları kullanılırsa küresel ısınmayı çözmemizin gereğinden uzun süreceği söyleniyor. Araştırmacılara göre iklim felaketinden kurtulmanın başka bir yolu var ve bu yol da nükleer enerjiden geçiyor.
Almanya, yenilenebilir enerji alanında dünyanın en önde gelen ülkesi konumunda. Her ülke en az Almanya kadar yatırım yapsa bile küresel ısınmanın çözümü 150 yılı bulacak. Bilim insanlarına göre ise küresel boyutta felaket yalnızca 30 yıl kadar uzakta.
Üstelik, yeterince hızlı bir şekilde temiz enerji kullanmaya başlasak bile güneş enerjisi ve rüzgar oldukça dengesiz ayrıca kullanımları için çok büyük arazilere de ihtiyaç duyuyor. Araştırmayı yapan ikiliye göre ihtiyacımız olan şey, karbonsuz şekilde, çok miktarda enerjiyi düzenli olarak sağlayabilecek ve elektrik üretimine ayrılan arazi miktarını arttırmayacak bir güç kaynağı. Bütün bu hedefler tek bir noktayı gösteriyor: Nükleer enerji.
Yanlış yönlendirilmiş korkular, nükleer enerjinin gerektiği kadar büyüyememesine neden oldu. İnsanlar nükleer enerjiyi düşündükleri zaman akıllarına Çernobil gibi felaketler geliyor. Yine de ikili son 60 yılın tek ölümcül nükleer kazası olarak adlandırılan Çernobil dışında böyle bir olay yaşanmadığına ve bu sayının da diğer sanayi dallarında yaşanan ölümlü kazalara kıyasla çok düşük olduğunu belirtti. Nükleer enerji üretiminde ortaya çıkan atık miktarı, kömür ya da diğer yakıtlarla kıyaslandığında çok daha düşük. Yani nükleer enerji; ekonomik, hızlı ve temiz bir şekilde küresel ısınma sorununa bir çözüm olabilir.
Nükleer santral nasıl çalışır?
Nükleer enerji santrallerinin içinde, nükleer reaktörler ve bunların ekipmanları, fisyon yoluyla ısı üretmek için en yaygın olarak uranyum-235 ile beslenen zincirleme reaksiyonları içerir ve kontrol eder.
Isı, buhar üretmek için reaktörün soğutma maddesini, tipik olarak suyu ısıtır. Buhar daha sonra, düşük karbonlu elektrik üretmek için bir elektrik jeneratörünü harekete geçirerek türbinleri döndürmek için kanalize edilir.
Uranyum madenciliği, zenginleştirme ve bertarafı
Uranyum, dünyanın her yerindeki kayalarda bulunabilen bir metaldir. Uranyum, kütle ve fiziksel özelliklerde farklılık gösteren, ancak aynı kimyasal özelliklere sahip bir elementin formları olan, doğal olarak oluşan birkaç izotopa sahiptir.
Uranyumun iki ilkel izotopu vardır: uranyum-238 ve uranyum-235. Uranyum-238, dünyadaki uranyumun çoğunluğunu oluşturur, ancak bir fisyon zincir reaksiyonu üretemezken, uranyum-235, fisyon yoluyla enerji üretmek için kullanılabilir, ancak dünyadaki uranyumun yüzde 1’inden daha azını oluşturur.
Doğal uranyumun bölünme olasılığını artırmak için, uranyum zenginleştirme adı verilen bir işlemle belirli bir numunedeki uranyum-235 miktarını artırmak gerekir.
Uranyum zenginleştirildikten sonra, enerji santrallerinde üç ila beş yıl nükleer yakıt olarak etkin bir şekilde kullanılabilir, ardından hala radyoaktiftir ve insanları ve çevreyi korumak için katı yönergelere göre atılması gerekir. Kullanılmış yakıt olarak da adlandırılan kullanılmış yakıt, özel nükleer santrallerde yeni yakıt olarak kullanılmak üzere diğer yakıt türlerine dönüştürülebilir.
Nükleer Atık
Nükleer santrallerin işletilmesi, değişen seviyelerde radyoaktiviteye sahip atık üretir. Bunlar, radyoaktivite seviyelerine ve amaçlarına bağlı olarak farklı şekilde yönetilir.
Yenilikçi gelişmiş reaktörler olarak da adlandırılan yeni nesil nükleer santraller, günümüzün reaktörlerinden çok daha az nükleer atık üretecek . 2030 yılına kadar yapım aşamasında olmaları bekleniyor.
Nükleer Enerji Ve İklim Değişikliği
Nükleer enerji, düşük karbonlu bir enerji kaynağıdır, çünkü kömür, petrol veya gaz santrallerinin aksine, nükleer santraller operasyonları sırasında pratik olarak CO2 üretmezler.
Nükleer reaktörler dünyanın karbonsuz elektriğinin üçte birine yakınını üretiyor ve iklim değişikliği hedeflerine ulaşmada çok önemli.
Editör / Yazar: Kuzey KILIÇ