Biz insanların, oldukça kapsamlı bir duyu çeşitliliğimiz olmasına rağmen, doğada en iyi olanlarına sahip değiliz ve duyuları çok daha keskin hayvanlarla yarışma şansımız yok. Bizim açımızdan 5 duyuya sahip olmak oldukça iyi gözüküyor. Ancak; duyuları konusunda çok ilerlemiş, yada yeni yöntemler geliştirmiş olan hayvanlar mevcut.Gelin bunlardan bazılarını inceleyelim.
Hayvanlarda Görme
Görme duyumuz incelendiğinde, kesinlikle zayıf olmadığımız ortaya çıkacaktır.Bizlerdeki konik hücler, 3 tip rengi farkedebilir ve bunların arasındaki ton farklılıklarını algılamamıza neden olur.Çevremiz, gökkuşağının mordan kırmızıya olan spektrumunca renklenmiştir. Ancak bir canlı var ki, bu renkliliği 5 kat öteye taşımıştır.15 farklı konik hücresiyle bu canlı mütevazi karidestir.15 farklı renk algılayıcı reseptörü vasıtasıyla bizim tam 5 katımızca renk algılayabilir. Bunun ne denli çılgınca olacağını düşünmek gerçekten heyecan verici.
Bazı canlılar, görme konusunda bu durumu daha da ileri götürüp; mor ötesi ve kızılötesi ışınları da görmeye kadar ilerlemişlerdir.
Mor Ötesi
Arılar ultraviole ışığı algılayabilir (bizlerin güneş kremleri ile önlemeye çalıştığımız ışınlar) ve bu sayede hedeflerindeki çiçekleri ve polenleri daha canlı ve dikkat çekici bir şekilde görebilirler.
Bu oldukça başarılı bir yetenektir ancak ren geyiğinin yeteneği daha da şaşırtıcıdır.Bu hayvanlar, mevsimlere göre görme yeteneklerini düzenlerler.Noel Baba’nın yardımcıları, kışın, yemek stokları azaldığında görmelerini ultraviole kısma doğru yöneltir.Bu sayede beslendikleri yosunların, karın üzerinde turuncu bir şekilde parlamalarını sağlarken, kurtların ultraviole ışınları yansıtmayan kürkleri siyah bir görüntüye sahip olur.
Kızılötesi
İnsanların kızılötesini görmek için kullandıkları ekipmanları vardır.Bu ekipmanlar, gece vakti ısıyı, kodlanmış bir görüntü haritasına dönüştürerek, en soğuğu siyah, en sıcağı beyaz olan bir görüntü oluşturur.Ancak bazı tip yılanlar, böyle ekipmanlara ihtiyaç duymadan, aynı şeyi; gözlerinin altındaki boşluklarda bulunan boşluktaki reseptörleri vasıtasıyla gerçekleştirirler.Bu yapıya pit organ adı verilir ve bu organ vasıtasıyla 1 metreye kadar olan mesafelerde, ortama radyatif şekilde yayılan ısı algılanarak, yılanda 3 boyutlu bir görüntü oluşumuna katkıda bulunur.Bu da yılanların daha rahat bir şekilde avlanmalarına yardımcı olur.
Hayvanlarda Gece Görüşü
Işık, görme için kafa karıştırıcı bir etmendir. Bazı gececi hayvanlar, nasıl oluyor da, geceleri görebiliyorlar? Gececi hayvanların gözlerine baktığımızda parladıklarını farkedebiliriz. İşte bu, gece görüşü için geliştirilmiş bir adaptasyondur.Gözleri, gelen ışığı geriye reflekte eder ve bu sayede retinalarındaki ışığa duyarlı hücreleri 2 kat daha fazla ışık yakalama şansına sahip olur.Bu da, onların ortamını çok daha aydınlık bir şekilde algılamalarına yardımcı olur.
Hayvanlarda Ses
Piyanonun en üst ve en alt notaları, oldukça farklı gelir bize, ancak görmede olduğu gibi bu sadece duyduğumuz küçük bir parçasıdır. Bazı hayvanlar ise, daha ekstremleri kullanmaya meyillidirler.Çok daha tizleri yada çok daha basları.
- Ultrason
Ultrason kelimesini doktorlarınızdan duymuşsunuzdur.Kulağınızdaki yumuşak dokuyla ilgilenirken, yada büyüyen bebeğinize baktığınız sırada.Ancak hayvanlar dünyasında işler çok daha farklıdır. Yarasalar, çok tiz sesleri yayarak, bir nesneden yada bir avdan geri dönüşlerini hisseder, sonra da konum belirleme de kullanırlar.Yunuslar, bir diğer Ultrason kullanıcılarıdır.Ayrıca hamile kadınların bebeğini gözlemlemede faydalı olmuşlardır.
- İnfrason
Ultrason’un zıttı bu sesler çok daha bas seslerdir.Balinaların sesleri, filler, zürafalar ve timsahlar bu seslerin kullanıcılarıdır.Bu sesler vasıtasıyla çok uzun mesafeli iletişimler gerçekleştirilir.Çünkü yüksek frekanslı seslerin aksine düşük frekanslı bas sesler çok daha uzun mesafeleri kat edebilir ve hayvanlara konumlandırma konusunda yardımcı olur.
Hayvanlarda Koku
Biz insanların koku alma duyuları, kesinlikle özenilecek bir seviyede değildir.Köpekler, uyuşturuculardan, kanser hücrelerine kadar çeşitli kokuları alıp, bizlere yardımcı olabilecek seviyede gelişmiş koku alma duyularına sahiplerdir.Bazı tür ayılar 20 mil (32km) ötesine kadar koku alabilir. Fareler gibi başka hayvanlar, burun deliklerinden gelen bilgileri ayırabilme yetenekleri ile TB rahatsızlığı, kanser ve hatta mayınları detekte edebilirler. Ancak bunların arasında en ilginci kesinlikle yıldız burunlu köstebektir. Bu canlılar, su altında koku alabilirler.Burunlarından bir hava kabarcığı çıkartıp, bunu geri içeri çekinceye kadar kokunun orada birikmesini sağlarlar.Ardından, içeri giren hava kabarcığı vasıtasıyla, kokuyu tanımlarlar.
Hayvanlarda Dokunma
Dokunma hissi, bir histen öte aynı zamanda deri ile kontağı sağlayan bir işlemdir. Saniyeden çok daha az bir sürede, dokunma reseptörleri, basıncı, sıcaklığı, yapıyı ve hatta acıyı hissedebilir.İnsanda bu reseptörlerin en fazla olduğu yer, eller ve dudaklardır. Yıldız burunlu köstebeğe geri dönecek olursak, burunlarındaki reseptör sayısı bizim ellerimizdekinin 6 katıdır.Ne denli yüksek bir hassasiyete sahip olduklarını böyle anlayabiliriz.
Hayvanlarda Tat Alma
Bütün hayvanlar, yenilebilir ile yenilemezin ayırdını yapar tat alma duyusuyla.Yada herhangi bir şeyin çok fazla mideye indirilmesini önlemek için kullanırlar.Mesela tuzun.Ancak yine de çok daha gelişmiş yetenekler mevcuttur.Örneğin “catfish” kedi balığı tüm vücudu tat alma reseptörleriyle kaplıdır. Bu lezzetli bir avın yaklaştığını ona önceden bildiren bir yetenektir.Tam tersine, tavuklarda ise son derece kötü bir tat alma duyusu vardır.Onlar bu sıralamanın en sonunda yer alırlar.
Hayvanlarda Elektriklenme
Bu yetenek, insanlar için hiç bir anlam taşımamaktadır. Bu yetenek, denizlerde olan canlıların kullandığı bir yetenektir.Örneğin köpek balıkları, yeterince güçlü çeneleri, çok hızlı yüzme yetileri, harika koku alma duyularına rağmen elektrik alanda oluşan değişiklikleri de algılayabilirler.Her hareket, örneğin bir solungacın yarattığı dalgalanma, köpek balığını uyarır ve hareketi yapanı bu konuda pişman eder.Köpek balığının, elektro-duyarlı jelle kaplı porları, elektrik alandaki bu değişimleri algılamasını sağlar.
Tüm bu yetenekleri en üst seviyeye çıkarmış bir hayvan mevcut değildir. Her hayvan kendi doğal habitatı içerisinde var olabilmek için bir kısım yetenekler geliştirmiş ve bu şekilde canlı çeşitliliği sağlanmıştır.Bu çeşitlilik yaşamı güzel kılan şeydir.
Çeviren: Eyüp Sercan UYGUR