Tarihe isimlerini yazdıran Büyük İskender, Kleopatra, Attila, Boudica ve Cengiz Han gibi hükümdarların cesetleri ortaya çıkarılamamıştır. Turistlik yerlere baktığımızda, ünlü insanların mezarları daha çok ziyaret ediliyor. Kralların, kraliçelerin, şairlerin ve bilim adamlarının ve hatta Newton, Darwin ve Hawking’in de bulunduğu mezarlar yıllar boyunca milyonlarca ziyaretçi kabul etmiştir.
Tabi ki her yıl 750.000 fazla ziyaretçisi olan Elvis’in mezarının olduğu Graceland’ten başlamayacağız. Tarihte geriye gittiğimizde, birçok büyük figürün mezarları esrarengiz bir şekilde kaybolduğunu görüyoruz. İşte mezar yerleri kaybolurken, hayatları akıllara kazılan 5 büyük hükümdar.
BOUDİCA, ASİ KRALİÇE
Milattan sonra 43 civarında Romalılar şu anki İngiltere’yi fethettiklerinde, Iceni kabile kralı Prasutagus’un kabilesini yönetmeye devam etmesine izni verdiler. Ancak MS 60’ da Prasutagus ölür ölmez, her şey iptal oldu. Romalılar Iceni topraklarını ele geçirmekle kalmadı aynı zamanda Roma hükümetini dayattı. Prasutagus’un dul eşi Boudica’yı kırbaçlayıp, kızlarına tecavüz ettiler. En hafif tabiriyle, bir hataydı.
Haksızlığa uğrayan kraliçe, iki Roma yerleşim yerini yağmalayan ve neredeyse Romalıları adanın dışına süren asilerden oluşan bir birliğin başına geçti. Sonunda, Boudica MS 61’de savaşta yenildi. Romalı tarihçi Tacitus’a göre esir olmamak için kendisini zehirledi. Zamanın başka bir tarihçisi Cassius Dio savaştaki aldığı yaralar nedeniyle öldüğünü bildirmektedir.
Boudica ölmüştür ancak bedenine ne olduğu bilinmemektedir. Londra’da King’s Cross tren istasyonu altında gömülü olduğu şeklinde iddialar bulunmaktadır. Eğer varsa bile, mezarı Romalıların en son Boudica’yı ve onun kuvvetlerini yendikleri Shropshire yakınlarında olma ihtimali daha yüksektir. Boudica’nın kemikleri gömülmüş olsa bile asla bundan emin olamayacağız.
Bazen eski kalıntılar üzerinde yapılan DNA testi ile kimlik tanımlama yapılabilmektedir. York Üniversitesi’nde Demir Çağı Britanya uzmanı arkeolog Lindsey Buster, kesin bir kanıt için kalıntıların iyi bir şekilde korunmuş olması gerektiğini ve bizim kıyaslama için modern bir akrabaya ihtiyacımız olduğunu söylüyor. Boudica’nın olduğu düşünülen kalıntılarda bu pek de olası değil.
Tabi ki bu asi kraliçenin unutulduğu anlamına gelmiyor. Boudica, İngiltere’de Süfrajet hareketini başlatan kadınlar için kahraman haline gelmiş ve bugün Londra’daki heykeli İngiliz kadınlarının ve daha önemlisi bütün kadınların bağımsızlığını hatırlatan bir figür olmuştur.
BÜYÜK İSKENDER
Milattan önce 336’da babası Philip’in öldürülmesi üzerine, Makedonya’nın hükümdarı oldu. 20 yaşındaki savaşçı gücünü Yunanistan’da hızla pekiştirdi ve egemenliğini genişletti. Pers İmparatorluğu’nu fethetti, Yetmişin üzerinde şehir kurdu (İskenderiye de dahil) ve Yunanistan’dan Hindistan’a uzanan bir imparatorluğu pekiştirdi.
Bütün bunları neredeyse 10 yıl kadar bir sürede gerçekleştirdi. Milattan önce 323’te 32 yaşında muhtemelen yüksek ateş sebebiyle öldü. İlk olarak Memphis’e gömüldü daha sonra İskenderiye’ye taşındı. Birkaç yıl onun bu cömert mezarı bir tanrıymış gibi ziyaret edildi.
Milattan Önce 356’da doğa Pers ordusunun yapamadığını yaptı ve tsunamiyi takiben devam eden depremler ve yükselen deniz seviyesi İskenderiye şehrini mağlup etmek için birleşti. Bir zamanlar kıyı şeridinde var olan çok şey şimdi sular altında kaldı.
Sular altında kalmayan bölgeler ise yer altında kaldı. Eski şehrin üzerine yeni bir şehir inşa edildi. Büyük İskender’in mezarı denizde kaybolmadıysa, büyük bir olasılıkla toprağın 12 fit (3.7m) kadar altında kayboldu.
Yıllar içinde yapılan araştırmalarda az bir başarı elde edilse de birçok arkeolog Büyük İskender’in mezarını aramakta önderlik etti. Yer altındaki nesneleri keşfetmek için ERT yöntemi (elektrik özdirenç tomografisi) kullandılar.
Bu yöntem ile şaşırtıcı ipuçlarına ulaştılar. İskenderiye’de çalışan bir arkeolog ekibi mezarı üzerinde çalışırken, Büyük İskender’in en son mezarına yaklaştıkları ile ilgili bazı anomaliler buldular. Ama şimdiye kadar bu gizem çözülemedi.
MISIR’IN SON KRALİÇESİ KLEOPATRA
Son Firavun, Kleopatra krallığını Roma’dan bağımsız tutmaya çalıştı. Julius Caesar’ın ölümünden sonra Caesar’ın yeğeni ve mirasçısı olan Octavian’ın hükümdarlığını Mısır’da yaymasına engel olmak için March Antonius ile hareket etti.
Evet kulağa pembe dizi gibi geliyor değil mi? İşin sonunda başarısız oldu. Octavian yenilgiye uğradığında intihar etti. Kısa bir süre sonra Plutarch’a göre sevgilisinin kaybının verdiği acıyla ya da yenilgiyle küçük düşme ve ardından gelen kölelikten kaçınmak için Kleopatra kendini bir engerek yılanına ısırtarak öldürdü.
Romalı tarihçi Cassius Dio, Octavian’ın alçakgönüllü davranarak Kleopatra’nın mezarını sevgilisinin yanına gömülmesini emrettiğini anlatır. Ama nereye? Muhtemelen İskenderiye ama sizin de anladığınız gibi sorun da zaten bu. Yıllar içinde olan tsunami, depremler ve deniz seviyesinin yükselmesi İskenderiye kıyı boyunu harap etmiştir. Kraliçe ve eşinin gömüldüğü yer muhtemelen şu an sular altında.
İskenderiye’nin yaklaşık 48 km batısındaki şehir, Taposiris Magna’da çalışan bir arkeolog ekibi, kraliçenin mezarının orada bulunabileceğini iddia etmiştir ancak bu iddiayı destekleyecek az bir kanıt bulunmuştur.
Liverpool Üniversitesi’nde Eski bir Mısır bilimci Glenn Godenho, Kleopatra ile ilgili kanıtın, madeni paranın üzerinde olan silueti ile sınırlı olduğunu söylüyor. Bu da bu bölgenin sadece Kleopatra’nın şahsi bağlantısının olmadığını ancak Kleopatra’nın hükümdarlığı süresince kullanıldığını doğruluyor. Mısır’ın trajik kraliçesinin mezarı muhtemelen bir sır olarak kalacak.
HUN İMPARATORU ATİLLA
Atilla, Hun imparatorluğunu Milattan önce 440’dan 453 yılına kadar yönetmiştir. Roma imparatorluğunu tehdit eden birçok kabileyi yenmesine rağmen Romalıların belası olmayı başarmıştır.
Alpler ’den Hazar Denizi’ne kadar uzanan bir mirası devraldıktan sonra, Romalılarla kendisine haraç ödemenin de yer aldığı bir anlaşma yapmıştır. Romalılar ödeme yapmayınca, Romalılara saldırmış ve şehirlerini yağmalamıştır. Bu hücumun Romalıların çöküşünde önemli bir faktör olduğu düşünülür.
Hun liderinin taktikleri oldukça şiddetli ve kanlıydı. Bugün bile Atilla’yı kötülüğün eş anlamlısı olarak kullanıyoruz. Şaşırtıcı bir şekilde Atilla savaşta değil yatağında öldü. Tarihçi Edward Gibbon, “The Decline and Fall of the Roman Empire“ kitabında Atilla’nın korkunç ve kanlı olan muhtemelen doğal ölümünü “sırtüstü yatarken atardamarı aniden patladı, kan, burun pasajı yerine ciğerlerine ve midesine doldu ve kanlar içinde boğuldu” şeklinde anlatmaktadır. Dönemin tarihçileri ölümüne, düğün gecesinde tüketilen fazla içkinin sebep olduğunu söylemişlerdir.
Hikâye, Atilla’nın bedeninin biri demir ikincisi gümüş ve sonuncusu altın olmak üzere üçü iç içe olan tabuta konularak gömüldüğü şeklindedir. Atilla’yı gömen adamlar mezar yerini açığa çıkarmasınlar diye öldürüldü. Mezarının şu anda Macaristan’da bir yerde olduğu inanılıyor ancak tam yeri hala gizemini koruyor. Mezarı bulunup yağmalandıysa bile, Roma imparatorluğunu neredeyse deviren Atilla’nın son ebedi istirahat yerini asla bilemeyeceğiz.
MOĞOL HÜKÜMDARI CENGİZ HAN
Cengiz Han, hükümdarlığı altında savaşan düzinelerce kabileyi bir araya getirip tüm Moğolistan’ı birleştirdi. Asya’nın geri kalanına ilerledi. Öldüğünde, imparatorluğu Pasifik Okyanusu’ndan Hazar Denizi’ne kadar uzanmaktaydı. Yetenekleri sadece bir yeri fethetmekle sınırlı değildi, zeki ancak acımasız bir savaşçıydı.
Bugün hala Moğolistan’da “Büyük Han” olarak bilinen Cengiz Han, nüfus sayımını, posta hizmetini ve yazı dilini getirmiştir. Hükümetine meritokrasi sistemini kurmuş, dinde özgürlüğün olduğunu savunmuş ve hükümdarlığında işkenceyi yasaklamıştır.
Çin seferine çıktığında, muhtemelen avlandığı sırada attan düşerek milattan önce 1227 yılında hayatını kaybetmiştir. Oğulları, babalarının işaretli olmayan bir mezara gömülme isteği üzerine Cengiz Han’ın bedenini Moğolistan’a getirmişlerdir. Babalarının isteğini yerine getirmek için biraz uğraşmışlardır. Bir efsaneye göre tabuta yerleştirilip en derine gömdüler. Daha sonra yerini gizlemek amacıyla 10.000 tane atla mezarın üzerinde geçtiler.
Cengiz Han’ın, doğduğu yer olan Moğolistan’ın kuzeydoğudaki Khentii Dağları yakınına gömüldüğü düşünülür. Yer radarı, mıknatıs ölçer, uydudan görüntü alma, drone gibi modern teknikler mezar bulmak için kullanılmaktadır. Ancak bu konuda bir tek engel var: Cengiz Han’a hala Moğolistan’da saygı duyulmaktadır.
Moğollar, Cengiz Han’ın son ölüm isteğine saygı duyulmasını tercih eder. Arkeolojide kullanılan ileri teknoloji 10.000 atın saklamaya çalıştığını ortaya çıkarabilir. Ancak Cengiz Han’ın soyundan gelenler kendi istediklerini yaparlarsa, mezarı sonsuza kadar rahatsız edilmeyecektir.
Nazire TEKİN