Haftada Ne Kadar Et Yemeli? Bilim İnsanları Sürdürülebilir Beslenme İçin Rakam Verdi
Sağlıklı beslenme ve çevresel sürdürülebilirlik arasında denge kurmak, özellikle et tüketimi söz konusu olduğunda zor bir mesele. Ancak Danimarka Teknik Üniversitesi’nden çevre bilimci Caroline Gebara liderliğindeki bir araştırma ekibi, bu dengeyi sağlayacak somut bir rakam ortaya koydu: Haftada 255 gram tavuk veya domuz eti. (Araştırmada domuz eti örnek olarak yer alsa da, bu öneriler kültürel ve dini tercihlere göre tavuk, balık veya bitki bazlı protein kaynaklarıyla uyarlanabilir.) Bu, yaklaşık iki tavuk göğsüne denk geliyor. Araştırma, çevre ve sağlık dostu bir diyet için kırmızı etin, özellikle sığır etinin, sürdürülebilir olmadığını ortaya koyuyor. Peki, bu ne anlama geliyor ve günlük hayatımıza nasıl yansıyabilir?

Et Tüketimi ve Çevresel Kriz
Et yemek, insanlık tarihinin en az 2,6 milyon yıllık bir alışkanlığı. Ancak modern dünyada et tüketimimiz, çevre üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. Hayvancılık sektörü, sera gazı emisyonlarının önemli bir kaynağı. Sığır ve koyun gibi hayvanların yetiştirilmesi için geniş arazilerin açılması gerekiyor. Bu hayvanlar, karbondioksitten (CO2) 28 kat daha güçlü bir sera gazı olan metan ve 270 kat daha etkili olan azot oksit salıyor. Ayrıca, hayvan yemi üretimi, etin işlenmesi ve nakliyesi için harcanan enerji, çevresel ayak izini daha da büyütüyor.
Bir başka çarpıcı veri ise hayvancılık sektörünün tamamen durdurulması durumunda sera gazı emisyonlarının 30 yıl boyunca sabitlenebileceği. Bu, gerçekçi bir senaryo olmasa da, sektörün gezegen üzerindeki etkisini anlamak için önemli bir gösterge.

Bilim Ne Diyor?
Gebara ve ekibi, hem sağlıklı hem de çevre dostu bir diyetin sınırlarını belirlemek için kapsamlı bir çalışma yaptı. Araştırma, 32 temel besin gereksinimini dikkate alarak sağlıklı beslenmeyi ve gezegenin sürdürülebilirlik eşiklerini inceleyerek çevresel etkileri analiz etti. Sonuçta, bireylerin haftalık gıda tüketiminde çevresel kaynaklara aşırı yük bindirmeden ne kadar et yiyebileceğini hesaplayan bir model ortaya çıktı.
Bu modele göre, haftada 255 gram tavuk veya domuz eti, çevre ve sağlık açısından sürdürülebilir bir diyetin parçası olabilir. Ancak kırmızı et, özellikle sığır eti, çevresel sürdürülebilirlik açısından bu diyete uymuyor. Gebara, “Hesaplamalarımız, diyetinizde orta miktarda kırmızı et bulunmasının bile gezegenin yenilenebilir kaynaklarıyla uyumsuz olduğunu gösteriyor,” diyor. Bunun nedeni, kırmızı et üretiminin yüksek arazi kullanımı ve sera gazı emisyonlarıyla ilişkilendirilmesi.
Alternatifler ve Esneklik
Araştırma, et tüketimini tamamen bırakmanın gerekli olmadığını vurguluyor. Gebara, “Peynir, yumurta, balık ve beyaz et gibi gıdalar, sağlıklı ve iklim dostu bir diyetin parçası olabilir. Önemli olan, diyetin geri kalanının da dengeli ve sürdürülebilir olması,” diyor. Örneğin, peynir sevenler için iyi haber: Bu gıda, ölçülü tüketildiğinde çevre dostu bir diyete uyum sağlayabiliyor.

Gerçek Dünyada Karşılaşılan Zorluklar
Araştırmanın sunduğu model, bireylerin beslenme ihtiyaçlarını ve kişisel koşullarını basitleştirebiliyor. Örneğin, çalışma ABD verilerine dayanıyor ve bu nedenle yüksek gelirli ülkeler için daha geçerli. Küresel çapta gıda sistemlerinin çeşitliliği ve etkileri, böyle bir modelle tam olarak kapsanamayabiliyor. Ayrıca, gıda üretiminin çevresel etkileri yıldan yıla değişebiliyor ve teknolojik gelişmeler bu etkileri azaltabiliyor. Bu nedenle modelin zamanla güncellenmesi gerekecek.
Araştırmacılar, sürdürülebilir diyetlerin herkes için erişilebilir, uygun fiyatlı ve kültürel olarak kabul edilebilir olması gerektiğini de vurguluyor. Gebara ve ekibi, “Çalışmamız, besin alımı ve çevresel etkilerin biyofiziksel sınırlarına odaklandı. Ancak erişilebilirlik, maliyet ve kültürel kabul gibi diğer faktörler de dikkate alınmalı. Gerçekten sürdürülebilir diyetler, politika yapıcıların her düzeyde desteğiyle evrensel olarak erişilebilir hale gelmeli,” diyor.
Ne Yapabiliriz?
Bu araştırma, bireylerin günlük hayatlarında daha bilinçli seçimler yapmasına yardımcı olabilir. Örneğin, haftada iki tavuk göğsü ya da eşdeğer miktarda domuz eti tüketerek hem sağlığınızı koruyabilir hem de çevresel ayak izinizi azaltabilirsiniz. Kırmızı eti azaltmak, özellikle sığır etini diyetten çıkarmak, gezegenin kaynaklarını koruma yolunda önemli bir adım olabilir. Aynı zamanda, daha fazla bitki bazlı gıda, balık veya yumurta gibi alternatif protein kaynaklarına yönelmek, hem sağlıklı hem de sürdürülebilir bir yaşam tarzını destekleyebilir.
Araştırma, Nature Food dergisinde yayımlandı ve sürdürülebilir beslenme üzerine yapılan tartışmalara önemli bir katkı sağlıyor. Gebara’nın sözleriyle, “Bu, ya hep ya hiç meselesi değil. Küçük değişiklikler bile büyük fark yaratabilir.”
Sonuç olarak bilim insanlarının bu çalışması, et tüketiminde sürdürülebilir bir denge kurmanın mümkün olduğunu gösteriyor. Haftada 255 gram beyaz et, çevre ve sağlık dostu bir diyetin parçası olabilirken, kırmızı etin çevresel maliyeti bu diyeti zorlaştırıyor. Hem bireyler hem de politika yapıcılar, daha sürdürülebilir bir gelecek için bu bulguları dikkate almalı.
Not: Bu araştırma, global beslenme alışkanlıklarını ele alırken bazı örnek gıdalar kullanmıştır. Türkiye’de ve Müslüman toplumlarda domuz eti tüketimi dini ve kültürel nedenlerle tercih edilmediğinden, önerilen protein miktarı tavuk, balık, yumurta veya bitkisel kaynaklarla karşılanabilir. Herkesin beslenme alışkanlıklarına saygı duyan bu öneriler, sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam için esneklik sunuyor.
Çeviri Kaynağı: Science Alert