Aşk, kalbi hızlandıran, mideye kelebekler uçuran ve zihni sürekli meşgul eden o eşsiz duygu… Peki, bu büyülü hissi kim daha önce yaşıyor? Yeni bir bilimsel çalışma, erkeklerin kadınlara kıyasla aşka daha hızlı kapıldığını gösteriyor. Avustralya ve Yeni Zelanda’dan araştırmacılar, 33 farklı ülkede 808 genç yetişkinin katıldığı kapsamlı bir anketle aşkın sırlarını çözmeye çalıştı. Ortaya çıkan sonuçlar, romantik ilişkilerin hem biyolojik hem de sosyal dinamiklerini anlamak isteyenler için oldukça dikkat çekici.
Avustralya Ulusal Üniversitesi’nden (ANU) biyolojik antropolog Adam Bode liderliğindeki araştırma ekibi, 18-25 yaş arasındaki ve kendilerini “şu anda aşık” olarak tanımlayan katılımcıların verilerini analiz etti. Avrupa, Kuzey Amerika ve Güney Afrika’yı kapsayan geniş bir coğrafyada gerçekleştirilen çalışma, aşkın ortaya çıkışını, ilerleyişini ve ifade edilişini cinsiyete göre ele aldı. Bode, “Romantik aşkın biyolojik cinsiyetle ilişkisini anlamak, çalışmamızın temel motivasyonuydu” diyor.
Aşkın Zamanlamasında Erkekler Önde

Araştırmada katılımcılara, aşık olma süreçlerinin zamanlaması, yoğunluğu, kaç kez aşık oldukları ve partnerlerine ne kadar takıntılı oldukları gibi detaylı sorular soruldu. Verilerin istatistiksel analizi, erkeklerin ortalama olarak kadınlardan bir ay önce aşık olduğunu ortaya koydu. Araştırmacılar, bu durumun erkeklerin bir partner çekmek için bağlılık gösterme baskısıyla bağlantılı olabileceğini öne sürüyor. Erkekler, ilişkilerinde daha hızlı bir şekilde duygusal bağ kurma eğiliminde.
Bununla birlikte, erkekler aşkı daha sık yaşadıklarını belirtse de bağlılık seviyeleri kadınlara göre biraz daha düşük. Kadınlar ise partnerlerini daha fazla düşünme eğiliminde ve aşklarını daha yoğun bir şekilde yaşıyor. Çalışma, erkeklerin %30’unun ilişkinin “resmi” hale gelmeden önce aşık olduğunu bildirdiğini, kadınlarda ise bu oranın %20’nin altında olduğunu gösterdi. Bu, erkeklerin duygusal olarak daha erken teslim olduğunu düşündürüyor.
İlk Kez Bu Kadar Kapsamlı İncelendi

Adam Bode, bu çalışmanın romantik aşkta cinsiyet farklarını inceleyen ilk büyük çaplı ve çok kültürlü araştırma olduğunu vurguluyor. “Kadınlar ve erkekler arasında romantik aşkın bazı yönlerinde farklılıklar olduğunu gösteren ilk ikna edici kanıtları elde ettik” diyor. Araştırma, yaş ve katılımcıların ülkesindeki cinsiyet oranları gibi ek faktörler dikkate alındığında da bulguların büyük ölçüde korunduğunu gösteriyor. Ancak bağlılık farkları, bu ek faktörler hesaba katıldığında ortadan kalkıyor.
Araştırmanın en ilginç bulgularından biri, cinsiyet eşitliği ile aşk arasındaki ilişki. Cinsiyet eşitliğinin daha yüksek olduğu ülkelerde, insanlar daha az sıklıkta aşık oluyor, daha az bağlılık gösteriyor ve partnerlerine daha az takıntılı oluyor. Bu durum, aşkın yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda sosyal normlardan etkilendiğini gösteriyor. Araştırmacılar, bu bulgunun, aşkın evrimsel baskılar kadar kültürel faktörlerle de şekillendiğini ortaya koyduğunu düşünüyor. İnsanlığın devamı için bir eş bulma ve türün sürekliliğini sağlama gibi evrimsel ihtiyaçlar, aşkın yoğunluğunu ve zamanlamasını etkileyebilir.
Aşk Neden Önemli?

Adam Bode, romantik aşkın aile ve ilişki oluşumunda, kültürel etkilerde ve evrensel bir duygu olarak insan hayatındaki önemine rağmen yeterince araştırılmadığını belirtiyor. “Aşk, hayatımızın en temel duygularından biri, ancak bilimsel olarak yeterince anlaşılmadı. İnsanların bu duyguyu daha iyi anlamalarına yardımcı olmak istiyoruz” diyor. Araştırma, aşkın hem bireysel hem de toplumsal düzeyde nasıl işlediğine dair yeni kapılar aralıyor.
Araştırma ekibi, aşkın biyolojik, psikolojik ve sosyal boyutlarını daha derinlemesine incelemeyi planlıyor. Özellikle cinsiyet eşitliği, kültürel normlar ve modern ilişkilerdeki değişimlerin aşk üzerindeki etkileri, gelecek çalışmaların odak noktası olacak. Bulgular, Biology of Sex Differences dergisinde yayımlandı ve bilim dünyasında geniş yankı uyandırdı.
Özetle bu çalışma, aşkın evrensel bir duygu olmasına rağmen, cinsiyetler arasında farklı şekillerde deneyimlendiğini gösteriyor. Erkeklerin daha hızlı aşık olması, kadınların ise daha yoğun bir bağlılık hissetmesi, romantik ilişkilerin karmaşık doğasını bir kez daha gözler önüne seriyor. Aşk, sadece kalbin değil, aynı zamanda biyolojinin, kültürün ve toplumun bir yansıması. Peki, siz aşka ne kadar hızlı kapılıyorsunuz? yorumlarda belirtiniz.
Araştırma Biology of Sex Differences dergisinde yayımlandı .