Kansere Yakalanma İhtimali En Yüksek Hayvanlar Sizi Şaşırtabilir: Peto Paradoksu

Kansere Yakalanma İhtimali En Yüksek Hayvanlar Sizi Şaşırtabilir: Peto Paradoksu

Atlas Kardemir
Okuma süresi 4 Dakika
Daha büyük hayvanlarda kanser oranı her zaman daha yüksek değildir. Resim kredisi: Arizona Eyalet Üniversitesi Biyotasarım Enstitüsü adına Jason Drees

Peto Paradoksu nedir ve hayvanlar alemindeki kanser riski için ne anlama gelir? Yeni bir araştırma, hangi hayvanların kansere daha yatkın olduğunu ve nedenlerini ortaya koyuyor.

Peto Paradoksu: Kanser Riski En Yüksek Hayvanlar

Kanser sadece insanları etkileyen bir hastalık değildir. Birçok hayvan türü de bu hastalıktan muzdariptir, ancak hala bu konuda bilmediğimiz çok şey var. Hangi hayvanların kansere daha yatkın olduğu ve nedenleri gibi sorular, Peto Paradoksu’nun merkezinde yer alıyor.

Kansere Yakalanma İhtimali En Yüksek Hayvanlar Sizi Şaşırtabilir: Peto Paradoksu
Kansere Yakalanma İhtimali En Yüksek Hayvanlar : Peto Paradoksu

Peto Paradoksu Nedir?

Büyük ve uzun ömürlü hayvanların daha fazla kanser riski taşıması gerektiği düşünülür. Bu hayvanların vücutlarında daha fazla hücre bulunur ve yaşamları boyunca daha fazla hücre bölünmesi gerçekleşir, bu da mutasyon riskini artırır. İstatistiksel olarak, daha fazla kanser vakası görülmesi beklenir.

Ancak Peto Paradoksu, bu beklentinin aksine, kanser insidansının vücut boyutuyla doğru orantılı olmadığını belirtir. Bu paradoks, ilk kez istatistikçi ve epidemiyolog Richard Peto tarafından ortaya atılmıştır.

Örneğin, mavi balina, şimdiye kadar yaşamış en büyük hayvandır ve nadiren kanser görülür. Buna karşılık, insanlar her yıl milyonlarca yeni kanser vakası ile karşı karşıya kalır.

Hayvanlar Aleminde Kanser

Kansere Yakalanma İhtimali En Yüksek Hayvanlar Sizi Şaşırtabilir: Peto Paradoksu
Peto paradoksu (İngiliz epidemiyolog Richard Peto’nun adını almıştır), tür düzeyinde kanser insidansının bir organizmadaki hücre sayısıyla ilişkili görünmediğini söyler. Aslında, balinalar ve filler insanlardan daha fazla hücreye sahip olmalarına rağmen, insanlarda kanser insidansı balinalardaki kanser insidansından çok daha yüksektir.

Yakın zamana kadar, insanlar, köpekler ve çıplak kör fareler dışında diğer türlerdeki kanser oranları hakkında pek bir bilgiye sahip değildik. Ancak, son 10 yılda, Carlo Maley ve ekibi, 292 omurgalı türden 16.000’den fazla nekropsi kaydını inceleyerek hayvanlar alemindeki kanser oranlarını ortaya koymaya çalıştı. Bu, türünün en büyük çalışması olup, bulgular şaşırtıcı olabilir.

Bu çalışmanın sonuçları, Peto Paradoksu ile tamamen uyumlu olmasa da, kanser prevalansının vücut boyutuyla arttığını ancak bu artışın minimal olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda, uzun gebelik süreleri olan hayvanlarda kanser oranlarının düştüğü görülmüştür. Bu, daha büyük hayvanların kansere karşı daha iyi savunma mekanizmaları geliştirdiğini gösterir.

Örneğin, filler, büyük olmalarına rağmen nadiren kansere yakalanır. Bunun nedeni, 20 kopya tümör baskılayıcı gen P53’e sahip olmalarıdır.

Kanser Riski En Yüksek Hayvanlar Hangileridir?

Kansere Yakalanma İhtimali En Yüksek Hayvanlar Sizi Şaşırtabilir: Peto Paradoksu
Daha büyük hayvanlarda kanser oranı her zaman daha yüksek değildir. Resim kredisi: Arizona Eyalet Üniversitesi Biyotasarım Enstitüsü adına Jason Drees

Araştırma ekibi, bazı türlerin diğerlerine göre daha yüksek kanser riski taşıdığını belirledi. Bunlar arasında en yüksek kanser oranına sahip türler ferretler (%63), opossumlar (%56) ve dört parmaklı kirpiler (%45) olarak bulunmuştur.

En düşük kanser oranına sahip türler ise kara ayaklı penguenler (%0.4’ten az), yaygın yunuslar (%1.3’ten az) ve Rodrigues meyve yarasaları (%1.6’dan az) olarak belirlenmiştir.

Mammalar, hem benign hem de malign tümörler açısından en yüksek oranları gösterirken, bunu sürüngenler, kuşlar ve amfibiler takip etmektedir.

Özetle bu çalışma, vücut büyüklüğü, uzun ömür, üreme ömrü ve kanser direnci arasındaki etkileşimin beklenenden daha karmaşık olduğunu göstermektedir. Diğer türlerdeki bu dinamikleri daha iyi anlayarak, insanlarda kanseri önleme şansımızı artırabiliriz.

Araştırma, Cancer Discovery dergisinde yayımlanmıştır.

Bu makaleyi paylaş
Atlas Kardemir, moleküler biyoloji alanında uzmanlaşmış bir araştırmacıdır. Genetik yapılar ve biyomoleküler süreçler üzerine derinlemesine çalışmalar yaparak, biyolojik sistemlerin moleküler temellerini anlamaya katkı sağlamaktadır. Özellikle genetik mühendislik ve biyoteknoloji uygulamaları konusunda elde ettiği bilgilerle, bilim dünyasında önemli projelere imza atmaktadır.
Yorum Yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir