Fenikeliler: Başarılı Tüccarlar Ve Denizcilik Başarıları

salihpalandoken
salihpalandoken - Salih Palandöken
Okuma süresi 10 Dakika

Fenikeliler en esrarengiz antik medeniyetlerden biridir. Bu antik halka dair bildiğimiz her şey bilim insanlarının tahminlerine ve bilimsel birtakım tahminlere dayanır. Her ne kadar farklı milletler Fenikelilerden ticaret ve savaş kayıtlarında bahsetmiş olsa da Fenikelilerden yalnızca birkaç belge kalmıştır. Bu belgelerdeki boşlukları bilimsel spekülasyonlar ve maddi kültür yardımıyla doldurmak da günümüz bilim insanlarına kalıyor.

fenikeliler
Fenike şehirlerindeki en eski yönetim biçimi, zengin tüccar ailelerin gücüyle sınırlı olan krallıkmış gibi görünüyor.

Ancak elimizdeki maddi kültürle bu uygarlığın tam olarak neye benzediğini asla öğrenemeyiz. Günümüzde Fenike kültürü uzun menzil denizciliği, ticaret ve kolonicilik, kaşiflik ve dil ile ilişkilendirilir. Ancak antik zamanlarda, Fenikeliler karadan gelebilecek saldırılara karşı korunmaya ihtiyaç duyuyordu. Bu yüzden Fenikeliler zaman içerisinde güçlü bir ordu geliştirdi. Ve yerleşim alanlarını bireysel koruyan surlar inşa etti.

İlginçtir ki milattan önce 8. ve 7. yüzyıllarda Batı belgelerinde ilk kez yer aldıklarında Fenikelilerden çok sayıda kolonisi olan, Karadeniz’e kadar uzanan ticaret yollarıyla Yunanları sonrasında da Romalıları zora sokan bir uygarlık olarak bahsediliyor. O zamanlar Fenike gemileri Afrika’nın Atlantik Okyanusu kıyılarında bile görülüyordu. İncil’deki kayıtlara göre, bundan çok daha eski bir dönemde; milattan önce 10.yy’da hiçbir zanaatkar ve sanatçı, Fenikeli zanaatkar ve sanatçılarla boy ölçüşemiyordu ve bu kişiler Kral Süleyman’la birlikte iddialı deniz başarılarının sponsorluğunu üstleniyordu.

Öte yandan bilim insanları Fenikelilerin bu güce ne zaman ulaştığını, nereden geldiklerini ve nasıl Akdeniz’in çoğunu kolonize etmeyi başarabilmiş muntazam denizciler ve başarılı tüccarlar olduklarını hala sorguluyor.

Fenike Alfabesi

fenike alfabesi
1050’den daha eski yazıtlar için Proto-Kenan alfabesi olarak adlandırılan Fenike alfabesi , doğrulanmış en eski alfabedir

Fenikelilerin Kenanlı Kökeni

Fenikelilerin kökeni milattan önce 3000-1200 yılları arasında bölgede yaşayan Kenan antik kültürüne dayanır. Güneyde Akka kuzeyde ise Arvad’a uzanan bir uygarlık olan Kenan, Lübnan sahil şeridi etrafında yoğunlaşırdı. Ve Suriye’nin ve Celile’nin deniz kıyısındaki bölgelerine de yayılmıştı. Fenike merkezden yönetilen tek bir devlet değildi. Şehir devletleriyle ve antik dönemin en zengin ve gelişmiş devlet yapılanmalarından biri olmasıyla Antik Yunanistan’a benziyordu. Fenikeliler yayılmış bir uygarlık oldukları için, denizdeki ticaret ağlarının temel kısımlarını oluşturan çok sayıda şehir devletine sahipti. Arkeologlar, çeşit çeşit yerlere dağılmış 80’e yakın şehir devletinin varlığını keşfetti.

En önemli şehir devletleri; Fenikelilerin ana vatanı olan Lübnan’dakilerdi.  Büyük önem teşkil eden diğer yerleşim alanları ise Cezayir, Libya, Malta, Kıbrıs, İtalya, İspanya, Tunus, Türkiye ve Fas’ta yer alıyordu.

Fenike Şehri Kalıntıları

fenike sehri
MÖ sekizinci yüzyılın sonlarında, Fenikeliler, Yunanlılarla birlikte, tüm Akdeniz çevresinde ticaret merkezleri kurmuşlardı ve bu merkezlerin birçoğunda yapılan kazılar, Fenike kültürünü anlamamıza önemli ölçüde katkıda bulundu.

En azından MÖ 3. binyıldan beri gelişen bir merkez olan Byblos hariç, Fenike şehirleri ilk olarak MÖ 1500 civarında kentsel varlıklar olarak ortaya çıktı Mısır ve Yakın Doğu belgelerinin kaydettiği gibi, Geç Tunç Çağı (yaklaşık MÖ 1600-1200) bu ticaret merkezleri için ekonomik bir refah dönemiydi. Sınırlı tarımsal kaynaklara sahip dar bir kıyı şeridiyle sınırlı olan deniz ticareti, doğal bir gelişmeydi.

MÖ 1200 yıllarında Mısır etkisinin azalmasıyla birlikte şehirler yabancı egemenliğinden kurtuldu. Bölgedeki Mısır gücünün nihai çöküşü, MÖ 1175’te, en iyi bilinenleri Filistliler olan Deniz Halklarının ellerinde meydana geldi. İsraillilerle birlikte güney Levant’a yerleştiler. Henüz tam olarak anlaşılmayan nedenlerden dolayı, Levant’ın başka yerlerinde neden olunan büyük bozulmaların Fenike kıyı merkezleri üzerinde minimal bir etkisi olduğu görülüyor.MÖ 300 civarında (Helenistik dönem)

Çok Çelişkili Fenike Uygarlığı

İlk Romalı coğrafyacı Pomponius Mela, milattan önce 43 yılı sularında, “Fenikeliler, hem savaşta hem de barışta gelişen zeki bir ırktı.” demiştir. Mela, Fenikelileri edebiyatta ve diğer sanatlarda, denizcilikte ve bir imparatorluk yönetmekte üstüne olmayan bir uygarlık olarak tasvir etmiştir. Mela, Fenikelilerin iyi yazarlar olduğundan da bahsetmiştir. Ancak Fenikelilerden geriye kalan yazılı neredeyse hiç belge yoktur.

Fenikeliler
Büyük İskender’in Tire kuşatması sırasında bir deniz harekatı

Her ne kadar mükemmel denizciler ve deniz komutanları olsalar da, karasal bir imparatorlukları yoktu. Gösterişli sanatçılardı ancak ortaya koydukları eserler özgünlükten büyük ölçüde yoksundu. Yaratıcı inşaatçılardı, ancak inşa ettikleri anıtlar yıkıldı. Ayrıca tek bir uygarlık olmalarına rağmen Fenikeliler şehir devletlerine bölünmüştü. Diğer taraftan bütün yazarlar Fenikelileri yüceltmiyordu. Bu antik medeniyet bazıları tarafından farklı algılanıyordu.

Fenikeliler Neyi Buldu?

fenike züccaciye
Fenike züccaciye

Levant’ın dar bir kıyı şeridine dayanan Fenikeliler , mükemmel denizcilik becerilerini iyi bir şekilde kullandılar ve antik Akdeniz’de bir koloniler ve ticaret merkezleri ağı oluşturdular.

MÖ 9. yüzyılda Fenikeliler, antik dünyanın en büyük ticaret güçlerinden biri olarak kendilerini kabul ettirdiler.

İhraç Edilen Ürünler ; ahşap, tekstil, bardak, ithal mallar, miras

Fenike dini

fenike dini
reshef

Fenike Dini , diğer birçok eski kültürde olduğu gibi, günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasıydı. Baal , Astarte ve Melqart gibi tanrılar adlarına tapınaklar inşa ettirdiler, onlara düzenli olarak adaklar ve kurbanlar yapıldı, krallık onların baş rahipleri olarak yapıldı ve hatta gemiler onların temsillerini taşıdı.

Seleflerinden ve komşularından etkilenen, fenikeliler, ticaret yaptıkları ve koloniler kurdukları her yerde inançlarını Akdeniz’e yayacak ve dinleri , en büyük kolonileri olan Kartaca tarafından gelişmeye ve yaşatılmaya devam edecekti.

Fenikeliler daha önce bahsedilen ateş ve şimşek tanrısı Reşef’e de taparlardı; saban icat etmekle anılan buğday tanrısı Dagon; ve yılanlar ve şifa ile ilişkilendirilen Shadrapa. Tanrı Chusor’un demir ve metal işçiliğini icat ettiği düşünülüyordu ve birkaç tanrı, sırasıyla Adalet ve Doğruluğu temsil eden Sydyk ve Misor gibi ideallerin kişileştirilmesiydi.

Bunların yanı sıra başka tanrılara da tapılıyordu, ancak çoğu eski çok tanrılı dinden daha azdı. Bu daha küçük tanrılar için onları komşu kültürlerdeki benzer tanrılardan ayırmak neredeyse imkansız hale geldi ve Fenike kültürünün daha büyük Akdeniz dünyasına emilmesinden yüzyıllar sonra yaşayan yazarlar tarafından uygulanan yanlış anlaşılan çağrışımlar zaten.

Fenikelilerle İlgili İlginç Birtakım Sorular

Bu uygarlıkla ilgili bazı ilginç ve cevapsız ancak mantıklı sorular şunlardır:

  • Bir uygarlık nasıl bunca çelişkiyle var olabilir?
  • Günümüz tarihçileri artık var olmayan kanıtları; gerçekleri, gün yüzüne çıkarmak için nasıl kullanılır?
  • Ve neden bu uygarlık eninde sonunda çöktü?

Kenanlıların ciddi denizcilik başarıları vardı. Fenikeliler görkemli gemileriyle Akdeniz boyunca seyahat edip İngiltere kadar kuzeye ulaşan; Mısır ve Senegal gibi yerlere de açılan muazzam denizcilerdi.

Gelişmişliklerinin temeli, ana ticaret hatları üzerindeki elverişli konumlarda yer alan kolonilerinin ve şehirlerinin etkisinde gerçekleştirdikleri uzak mesafe ticaretiydi. Fenikelilerin kendilerine özgü ticari ağları milattan önce 5.yy’da Akdeniz’de boy gösterir haldeydi. Fenike ticaret hattının bünyesinde büyüklü küçüklü ve her amaca hizmet eden gemiler vardı.

İnsan gücüyle yüzen yelkenli gemilerinden, milattan önce 3000 yılında Babil’den beraberlerinde sedir ağacı götürdükleri Mısır’a vardıklarını doğrulayan kayıtlarda bahsedilmiştir. Bu yelkenlileri 146’da Roma’lılar Kartaca’yı yendiğinde de kullanmıştı. Uzun mesafelere rağmen kereste, baharatlar, kehribar, değerli taşlar, bakır ve kölelerin sistematik bir şekilde bir ülkeden diğerine aktarılması gerekiyordu.

Fenikeliler
Bir fenike gemisi Kartaca şehrinden ayrılır.

İhraç malları meyveler ve elişi ürünler, lüks metal ürünler, antik zamanlarda çok değerli olan ve milattan önce 1200lü yıllarda bile kumaş boyası olarak kullanılan ve kullanımı Yunanlar ve Romalılar tarafından devam ettirilen Fenike moru denilen renkti. Hepsinden önemlisi ise Lübnan sediriydi ve değerli ve kar getiren bir malzeme olarak görülürdü. Bu malların karşılığında Fenikeli tüccarlar altın, gümüş, tunç, kurşun, bakır ve ticareti fazlaca yapılan köleler ithal ederdi.

Fenikelilerin En Kilit Başarısı: Alfabe ve Yazı Sistemi

Hiç şüphesiz ki Fenikelilerin en sıra dışı başarısı geliştirdikleri yazı sistemidir. Bu yazı sisteminde kullanılan harfler Yunanlar tarafından çeşitlendirilerek Latin alfabesinin geliştirilmesine sebep olmuştur. Ve bu alfabe Fenike alfabesinin yerine geçmiştir.

Bu alfabenin kökü, milattan önce 15.yy ve öncesinde Fenikelilerin çivi yazısında kullandıkları Proto-Kenan alfabesine dayanmaktadır. Bilinen en eski Fenike yazıtları Babil’dedir ve tarihleri milattan önce 1000 yılına dayanmaktadır. Yunan, Etrüsk, Latin, Arap, İbrani, Hint ve Güney Asya dillerinin alfabelerinde Fenike alfabesin karşımıza çıkar.

Dış Güçlerin Hakimiyeti Altında Fenike Şehirleri

Tarihlerinin çoğunda Fenikeliler Mısır, Asur, Babil, Fars, Makedonya ve Roma uygarlıklarının hakimiyeti veya etkisi altında kalmıştır. 8. ve 7.yüzyıllarda ilk önce Asur askerleri, ardından MÖ 586 yılında II. Nebukadnezar ve Babil kuvvetleri tarafından yerle bir edilen Fenike şehirlerinin şaşalı dönemleri sona ermişti. Bağımsız kalabilen tek şehir ise Sur (Tyre) şehriydi.

538 yılında II. Kiros ve Farslılar Fenike’yi fethetti. Ve gittikçe gelişen 4 vasal devlete böldü: Sidon, Tyre, Arvad ve Babil. Zamanla Fenike medeniyeti çökmeye başladı. 332’de Büyük İskender Tyre ve diğer Fenike şehirlerini ele geçirdi. Büyük İskender’den sonra Fenikeliler Batlamyus’un önderliğindeki Mısır’ın hakimiyeti altına girdi. Sonrasında ise Selevkos İmparatorluğu bölgeyi hakimiyeti altına aldı. MÖ 64’te ise Fenike şehirleri Roma kontrolüne girmişti.

Antik Uygarlıkların Esrarengiz Çöküş Nedenleri

Editör: Aksel Deniz Günal

Bu makaleyi paylaş
Yazan salihpalandoken Salih Palandöken
Salih Palandöken, teknoloji dünyasının nabzını tutan deneyimli bir teknoloji editörüdür. Özellikle yapay zeka, büyük veri, ve yazılım geliştirme gibi alanlarda derin bilgi birikimi ve analiz yeteneği ile tanınır. Kariyeri boyunca, sektördeki yenilikleri yakından takip ederek okuyucularına en güncel ve kapsamlı bilgileri sunmuştur. Ayrıca, teknoloji trendlerini ve dijital dönüşüm süreçlerini sade bir dille anlatma konusunda uzmanlaşmıştır. Salih, teknolojinin günlük hayata etkilerini incelerken, aynı zamanda iş dünyası için stratejik öneriler sunan makaleleriyle de dikkat çeker.