Işığın Doğasına Dair 180 Yıllık Yanılgı Düzeltiliyor
Bilim insanları, elektromanyetik dalgaların maddeden geçerken kendi manyetik bileşenleriyle de etkileşime girdiğini ortaya koyarak, fizik dünyasında yaklaşık 180 yıldır süregelen temel bir varsayımı kökten güncelledi. 1845’te Michael Faraday tarafından tanımlanan Faraday etkisi (Faraday Effect, FE), bugüne kadar ışığın yalnızca elektrik alanı üzerinden madde ve manyetizma ile etkileştiği varsayımına dayanıyordu.
Ancak Kudüs İbrani Üniversitesi’nden araştırmacılar, hem yeni hesaplamalar hem de deneysel gözlemlerle, ışığın manyetik alan bileşeninin FE üzerinde önemli ve doğrudan bir etkiye sahip olduğunu kanıtladı. Görünür dalga boylarında yaklaşık %17, kızılötesinde ise %70 oranında katkı yapan bu manyetik bileşen, ışık-madde etkileşiminin yıllardır eksik anlaşıldığını gösteriyor. Bu bulgu, hem temel fiziğin hem de spintronik, opto-manyetik bellek, sensör teknolojileri ve kuantum hesaplama gibi alanların geleceği için kritik sonuçlar barındırıyor.
Araştırmanın Metodolojisi: Faraday Etkisinin Manyetik Katkısını Hesaplamak
Bu çalışma, yalnızca yeni bir teori önermedi; Faraday etkisinin fiziksel mekanizmasını matematiksel modeller ve malzeme simülasyonlarıyla yeniden tanımladı. Araştırma üç kritik bileşen üzerine inşa edildi:
1. Deneysel Temel: 2024’te Gözlenen Ters Faraday Etkisi
Araştırma ekibi, bir yıl önce yayımladıkları çalışmada, ışığın kutuplanmasının (polarizasyonunun) maddede bir manyetik moment oluşturabildiğini deneysel olarak göstermişti. Bu, Faraday etkisinin “tersi” olarak bilinen bir olguydu ve ışığın manyetik bileşeninin maddeyi nasıl “etkilediğini” kanıtlamıştı.
2. Landau–Lifshitz–Gilbert (LLG) Dinamiği
Yeni çalışmada ekip:
- Manyetik malzemelerdeki spin davranışlarını açıklayan Landau–Lifshitz–Gilbert (LLG) denklemini,
- Kendi deneysel sonuçlarıyla birleştirerek,
Faraday etkisinin temel mekanizmasına dair kapsamlı bir matematiksel model oluşturdu. LLG denklemi, bir malzemede bulunan elektron spinlerinin dış manyetik alanlar ve elektromanyetik dalgalarla etkileşimini zamana bağlı bir şekilde modelleyen temel bir araçtır.
3. Terbiyum-Galyum-Garnet (TGG) Kristali Üzerine Fiziksel Modeller
Araştırmacılar hesaplamalarını, optik fiberlerde ve telekomünikasyon teknolojilerinde yaygın olarak kullanılan Terbiyum-Galyum-Garnet (Terbium-Gallium-Garnet, TGG) kristaline uyguladılar.
TGG, Faraday etkisinin güçlü şekilde gözlenebildiği, manyetize edilebilir bir kristal yapıya sahip olduğundan ideal bir test materyaliydi.
Bu modeller sayesinde ışığın manyetik alanının FE üzerindeki gerçek payı ilk kez tam olarak hesaplanabildi.

Bulgular: Işığın Manyetik Alanı Sandığımızdan Çok Daha Etkili
Işığın Manyetik Bileşeni Faraday Etkisine Doğrudan Katkıda Bulunuyor
Hesaplamalar şu çarpıcı sonuçları ortaya koydu:
- Görünür ışıkta Faraday etkisinin yaklaşık %17’si ışığın manyetik alanından kaynaklanıyor.
- Kızılötesi dalga boylarında bu katkı %70’e kadar çıkıyor.
Bu oranlar, ışığın manyetik bileşeninin “ihmal edilebilir” olduğu yönündeki 180 yıllık varsayımın yanlış olduğunu açıkça gösteriyor.
Elektrik ve Manyetik Alanlar Farklı Elektron Özelliklerine Etki Ediyor
Araştırmaya göre:
- Işığın elektrik alanı, elektronun yüküyle etkileşime girerek doğrusal bir kuvvet uyguluyor.
- Işığın manyetik alanı ise elektronun spin özelliğiyle etkileşiyor ve spini döndürmek için bir tork (moment) uyguluyor.
Bu iki etkileşimin birlikte yarattığı toplam etki, Faraday dönüşümünün (polarizasyon döndürme açısı) şimdiye kadar hesaplanandan daha karmaşık ve zengin bir yapıda olduğunu gösteriyor.
Araştırmacıların Açıklamaları
“Işık sadece maddeyi aydınlatmaz, onu manyetik olarak da etkiler.” – Amir Capua
Fizikçi Amir Capua, çalışmanın temel sonucunu şöyle özetliyor:
“Işık sadece maddeyi aydınlatmakla kalmaz, aynı zamanda onu manyetik olarak da etkiler. Statik manyetik alan ışığı ‘büker’ ve ışık da malzemenin manyetik özelliklerini ortaya çıkarır.”
Capua, bu bulguların temelde ışığın manyetik bileşeninin ilk kez birinci dereceden bir etkiye sahip olduğunun gösterildiğini vurguluyor:
“Işığın manyetik kısmının birinci dereceden bir etkiye sahip olduğunu, bu süreçte şaşırtıcı derecede aktif olduğunu bulduk.”
Elektron Spini ile Işığın Manyetiği Arasındaki Uyum
Capua, yaptığı açıklamada elektron spinlerinin bu süreçteki rolünü şöyle detaylandırıyor:
“Bu etkinin merkezinde, tanımladığımız temel bir ilke var. Çok genel bir ifadeyle, elektronun spinini, neredeyse minyatür bir topaç gibi, kendi ekseni etrafında dönen küçük bir yük olarak düşünebilirsiniz. ‘Dönen elektron’ ile etkileşime girip spin ekseninin yönünü değiştirebilmek için, onunla etkileşime giren manyetik alanın da ‘dönmesi’, yani dairesel polarize olması gerekir.”
Bu durum, ışığın elektrik ve manyetik bileşenlerinin birlikte oluşturduğu mekanizmayı şu sözlerle tamamlıyor:
“Elektrik alanı yüke doğrusal bir kuvvet uygularken, ‘dönen’ dairesel polarize manyetik alan elektronun spini üzerinde bir tork uygular.”
“Bu etki, manyetik bilgiyi ışıkla kontrol etmeyi mümkün kılıyor.” – Benjamin Assouline
Elektrik mühendisi Benjamin Assouline ise çalışmanın uygulamalı etkilerine dikkat çekiyor:
“Bu keşif, manyetik bilgiyi doğrudan ışıkla kontrol edebileceğinizi gösteriyor.”
Işığın Temel Özellikleri Yeniden Yazılıyor
Bu keşif yalnızca Faraday etkisi modelini genişletmekle kalmıyor, aynı zamanda ışık-madde etkileşimlerinin en temel yapı taşlarından birini yeniden tanımlıyor. Çalışmanın olası sonuçları şunları kapsıyor:
- Spin tabanlı kuantum bitlerinin (qubit) daha hassas kontrolü
- Işıkla çalışan manyetik bellekler ve spintronik uygulamaları
- Gelişmiş optik sensörler ve manyetik alan ölçüm teknikleri
- Opto-manyetik bilgi işlem yaklaşımlarında yeni yöntemler
Çalışma aynı zamanda önemli bir bilimsel hatırlatma niteliği taşıyor:
Elektromanyetizmanın en temel modelleri bile, 180 yıldır doğru kabul edilen varsayımlarla birlikte, hâlâ keşfedilmeyi bekleyen bilinmeyenler barındırıyor.