Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi

Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi

Selen Kargu
Okuma süresi 19 Dakika
Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi, insan ihtiyaçlarını piramit şeklinde beş kategoriye ayıran bir insan psikolojisi teorisidir. Maslow’un hiyerarşisinde ihtiyaçlar aşağıdan yukarıya; fizyolojik ihtiyaçlar, güvenlik ihtiyaçları, sevgi ve aidiyet ihtiyaçları, saygı ihtiyaçları ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçları şeklinde sıralanmaktadır. Bireyler bir üst kategori ihtiyaçlara geçmeden önce alt kategorilerdeki ihtiyaçları gerçekleştirmelilerdir.

İlginizi çekebilir: Psikoloji Nedir? Psikoloji Hakkında Bilinmesi Gereken Bilgiler

Maslow'un İhtiyaçlar Piramidi
Maslow’un İhtiyaçlar Piramidi

 

Eksiklik İhtiyaçları ve Büyüme İhtiyaçları

Bu beş kategorilik model eksiklik ihtiyaçları ve büyüme ihtiyaçları adı altında ikiye bölünebilir. İlk dört kademe eksiklik ihtiyaçları olarak adlandırılır. En üst kademe ise büyüme veya kendini gerçekleştirme ihtiyaçları olarak adlandırılır. Eksiklik ihtiyaçları, eksikliklerden dolayı ortaya çıkar ve karşılanması için kişiyi motive eder. Aynı şekilde bu ihtiyaçlar karşılanmadıkları süre boyunca güçlenir ve karşılanmalarına yönelik olan motivasyon gittikçe artar; örneğin, kişi yemek yemediği müddetçe açlığı giderek artar.

Maslow (1943) bireylerin daha yüksek kategorilerdeki büyüme ihtiyaçlarını karşılamadan önce daha alt kategorilerdeki eksiklikleri karşılaması gerektiğini belirtmiştir. Nitekim daha sonraları, önceki ifadelerinin “bir ihtiyacın, bir diğerine geçmeden önce yüzde yüz karşılanması gerektiği” gibi yanlış bir izlenim uyandırmış olabileceğini ifade ederek bu ihtiyaçların aslında “ya hep ya da hiç” şeklinde olmadığını ifade etmiştir (1987, s.69).

Bir ihtiyaç “az çok” karşılandığında ortadan kalkar ve kişinin eylemleri, daha göze çarpan ve karşılanması gereken bir diğer ihtiyaca yönelir. Büyüme ihtiyaçları ise hissedilmeye devam eder, gerçekleşmeye başladıklarında ise daha da güçlü hale gelir.

Büyüme ihtiyaçları bir şeyin eksikliğinden ziyade kişinin büyüme arzusundan kaynaklanır. Büyüme ihtiyaçları makul bir şekilde karşılandıktan sonra kişi kendini gerçekleştirme denilen en üst kategoriye ulaşabilir. Her kişinin kendini gerçekleştirme kademesine ulaşmak için hem muktedir hem de bir arzusu bulunur. Nitekim, süreç genellikle daha düşük kademelerdeki ihtiyaçların karşılanamaması nedeniyle aksar. Boşanma ve işsiz kalma gibi hayat deneyimleri, kişinin hiyerarşi kategorileri arasında inip çıkmasına neden olabilir.

Bundan dolayı, kişiler hiyerarşi kademelerinde doğrusal olarak hareket etmek yerine, farklı ihtiyaç türleri arasında gel git yapabilir.

Esas beş kategorili ihtiyaçlar hiyerarşisi modeli şunları içerir:

Maslow (1943, 1954) kişilerin belirli ihtiyaçlara ulaşmak için motive olduklarını ve bazı ihtiyaçların diğerlerinden önce geldiğini belirtmiştir.

Temel ihtiyaçlarımız fiziksel olarak hayatta kalmaktadır ve davranışlarımızı motive eden ilk şey bu olacaktır. Temel ihtiyaçlar kategorisi tamamlandığında bizi bir sonraki kategori motive eder ve bu süreç bu şekilde devam eder.

  1. Fizyolojik ihtiyaçlar: Bunlar insanın hayatta kalması için olan biyolojik gereksinimlerdir; örneğin: hava, yiyecek, su, sığınma, giyinme, sıcaklık, cinsellik, uyku vb.

Bu ihtiyaçlar karşılanamadığı takdirde insan vücudu verimli bir şekilde çalışamaz. Maslow, fizyolojik ihtiyaçların, ihtiyaçlar kategorileri arasında en önemlileri olduğunu ve bu ihtiyaçlar karşılanana değin diğer ihtiyaçların ikinci planda kalacağını düşünmüştür.

  1. Güvenlik ihtiyaçları: Kişi fizyolojik ihtiyaçlarını karşıladığı takdirde güvenlik ve emniyet ihtiyaçları öne çıkar. Kişiler hayatlarında düzen, öngörülebilirlik ve kontrol ister. Bu ihtiyaçlar ise aile veya toplum tarafından karşılanabilir (Örneğin, polis, okul, iş ve tıbbi bakım).

Bunlara örnek olarak, duygusal güvenlik, mali güvenlik (iş sahibi olmak, sosyal refah vb.), hukuk ve düzen, korkulacak bir şeyin olmaması, sosyal istikrar, mülkiyet, sağlık, saadet (kazalara ve yaralanmalara karşı güvenlik vb.) gösterilebilir.

  1. Sevgi ve aidiyet ihtiyaçları: fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçları karşılandıktan sonra gelen üçüncül insan ihtiyacı sosyaldir ve aidiyet hissiyatını içerir. Kişilerarası ilişkilere duyulan ihtiyaç bu davranışı motive eder.

Örnekler arasında arkadaşlık, samimiyet, güven, kabul görme, sevme ve sevilme; üyelik, bir grubun parçası olma (aile, arkadaşlar, iş vb.) bulunur.

  1. Saygı ihtiyaçları: Maslow’un hiyerarşisindeki dördüncü seviyedir ve iki kategori şeklindedir: özsaygı (itibar, başarı, ustalık, bağımsızlık) ve itibar arzusu veya başkalarından saygı görme (statü, prestij vb.).

Maslow saygı veya saygınlık ihtiyaçlarının çocuklar ve ergenler için gerçek benlik saygısından veya itibardan önce geldiğini belirtmiştir.

  1. Kendini gerçekleştirme ihtiyaçları: Maslow’un hiyerarşisindeki en üst kademedir. Bu ihtiyaçlar kişinin kendi potansiyelini gerçekleştirmesinin, kişisel tatminliğin, kişisel büyüme arayışı ve zirve deneyimlerinin gerçekleştirilmesi anlamına gelir. Maslow (1943) bu kademeyi kişinin gerçekleştirebileceği her şeyi gerçekleştirmesi ve olabileceğinin en iyisi olma arzusu olarak tanımlamıştır.

Bireyler bu ihtiyacı farklı bir şekilde algılayabilir veya farklı bir şekilde buna odaklanabilir. Örneğin, bir bireyin ideal bir ebeveyn olma konusunda güçlü bir isteği olabilir. Kimi bireylerde bu arzu ekonomik, akademik veya sportif alanlar şeklini alabilir. Kimi bireylerde ise yaptıkları resimlerde, çektikleri fotoğraflarda ve icatlarında yaratıcılık şeklinde ifade edilebilir.

Maslow, insan ihtiyaçlarının bir hiyerarşi içerisinde olduğunu öne sürer:

“İnsanın yalnızca ekmekle yaşayabildiği doğrudur. Peki, yeterince ekmeği varken ve karnı düzenli olarak doyuyorken bu insan ne arzular?

Anında farklı (daha “üst kategori”) ihtiyaçları belirir ve bu ihtiyaçlar canlılara egemen olan fizyolojik ihtiyaçlardan farklıdır. Bu yeni ihtiyaçlar karşılandığında ise tekrardan yeni (daha “üst kategori”) ihtiyaçlar ortaya çıkar ve bu böylece devam eder. Temel insan ihtiyaçlarının bir üstünlük hiyerarşisi içerisinde organize edildiğini söylerken kastettiğimiz şey de budur”( Maslow, 1943, s375).

Maslow, teorisini ihtiyaçlar hiyerarşisi kavramına dayalı olarak on yıllar boyunca geliştirmeye devam etmiştir (Maslow, 1943, 1962, 1987). Maslow (1987) hiyerarşisindeki düzenin daha evvelki açıklamalarında ima ettiği kadar “kaskatı” olmadığını öne sürmüştür (s. 68). Maslow, ihtiyaçların sırasının dış koşullara veya bireysel farklılıklara göre esnek olabileceğini belirtmiştir.

Buna örnek olarak kimi bireylerde benlik saygısının, sevilme ihtiyacından daha önemli olabileceği kimi bireylerde ise yaratıcılık, en temel ihtiyaçların dahi yerini alabileceği gibi. Ayrıca Maslow (1987) davranışların birden fazla motivasyona bağlı olduğuna işaret etmiştir; ve “herhangi bir davranış sadece bir ihtiyaçtan ziyade birden fazla ihtiyaç tarafından belirlenebilir” şeklinde belirtmiştir.

İhtiyaçlar hiyerarşisi özeti

(a) insanlar ihtiyaçlar hiyerarşisi ile motive olur.

(b) ihtiyaçlar, daha yüksek ihtiyaçlardan ziyade temel ihtiyaçların karşılanmasını gerektiren (hepsi veya hiçbiri, az ya da çok) üstünlük hiyerarşisi içerisinde organize edilir.

(c) ihtiyaçların sırası katı değildir. Bilakis dış koşullara veya bireysel farklılıklara esneklik gösterebilirler.

(d) çoğu davranış birden fazla motivasyon içerir, aynı anda birden fazla temel ihtiyacı içerir.

Genişletilmiş ihtiyaçlar hiyerarşisi

Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Piramidi
Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Piramidi

Maslow’un beş kademeli modelinin (1943, 1954) önce bilişsel ve estetik ihtiyaçları (Maslow, 1970) daha sonraları aşkınlık ihtiyaçlarını (Maslow, 1970b) içerecek şekilde genişletildiğini belirtmek önemlidir.

Esas beş kademeli modelde olan değişiklikler vurgulanmıştır ve yedi kademeli model ve sekiz kademeli model 1960 ve 1970li yıllarda geliştirilmiştir.

  1. Biyolojik ve fizyolojik ihtiyaçlar: hava, yiyecek, su, sığınma, ısınma, cinsellik, uyku vb.
  2. Güvenlik ihtiyaçları: diğer unsurlardan korunma, güvenlik, düzen, hukuk, istikrar, korku olmaması.
  3. Sevgi ve aidiyet ihtiyaçları: Arkadaşlık, samimiyet, güven ve kabul görme, sevme ve sevilme. Üyelik, bir grubun parçası olma (aile, arkadaşlar, iş).
  4. Saygınlık ihtiyaçları: Maslow iki kategoriye ayırmıştır; (i) Kendine saygı(itibar, başarı(i) kendine saygı (itibar, başarı, ustalık, bağımsızlık) ve (ii) itibar arzusu veya başkalarından sayı görme (statü, prestij vb.).
  5. Bilişsel ihtiyaçlar: bilgi ve anlama, merak, keşif, anlam ve öngörülebilirlik ihtiyacı.
  6. Estetik ihtiyaçlar: Güzeli, dengeyi, biçimi vb. şeyleri arama ve takdir etme.
  7. Kendini gerçekleştirme ihtiyaçları: kişinin kendi potansiyelini gerçekleştirmesi, kişisel tatminliği, kişisel büyüme ve zirve deneyimleri araması. “Kişinin olabileceği her şey olma” arzusu (Maslow, 1987, s. 64).
  8. Aşkınlık ihtiyaçları: Kişi, kişisel benliğinin ötesine geçen değerlerle motive edilir (örneğin, mistik deneyimler ve doğa ile ilgili belirli deneyimler, estetik deneyimler, cinsel deneyimler, başkalarına yardım, bilim arayışı, dini inanç vb.).

Kendini gerçekleştirme

Maslow (1943) Psikopatolojiye ve insanlarda neyin yanlış olduğuna odaklanmak yerine, neyin doğru olduğuna yönelik daha pozitif bir yaklaşım formüle etmiştir. Yani Maslow, insan potansiyeline ve insanın bu potansiyeli nasıl gerçekleştirdiğiyle ilgileniyordu. Psikolog Abraham Maslow (1943, 1954) insan motivasyonunun kişilerin, kişisel gelişim yoluyla tamamlama ve değişim temelli olduğunu belirtmiştir. Kendini gerçekleştiren kişiler, yaptıklarını yerine getirmiş ve yapabileceği her şeyi yapan kişilerdir.

Kendini gerçekleştirmenin büyümesi (Maslow,1962), kişinin hayatı boyunca duyduğu kişisel büyüme ve keşif ihtiyacını ifade eder. Maslow için bir kişi her zaman “gelişir” ve hiçbir zaman durağan kalmaz. Kendini gerçekleştirme kategorisinde, kişi hayata dair kendisi için önemli bir anlam bulmaya gelir. Her bir birey benzersiz olduğundan, kendini gerçekleştirme motivasyonu kişileri farklı yönlere iletir (Kenrick ve diğerleri, 2010). Bazı insanlar için kendini gerçekleştirme sanat veya edebi eser yaratmakla, bazıları için spor, sınıf veya iş ortamında olur.

Maslow (1962), kendini gerçekleştirmenin aşkınlık deneyimleri bağlamında ölçülebileceğine inanmaktaydı. Bu durum, kişi dünyayı olduğu gibi deneyimlediğinde ve coşku, neşe ve merak duyguları olduğunda meydana gelir. Kendini gerçekleştirme kademesinin kişinin “sonsuza dek mutlu” olduğu mükemmel bir durumdan ziyade sürekli bir amaç içerisinde olma süreci olduğuna dikkat etmek önemlidir (Hoffman, 1988).

Maslow, kendini gerçekleştirmeyi şu şekilde açıklamıştır:

‘ Kendini gerçekleştirme, kişinin, kişisel tatminlik yani potansiyelini gerçekleştirme eğilimine atıfta bulunur.

Bu ihtiyaçlar kişiden kişiye değişmektedir. Bireyler bunları ideal bir anne olma, kendini sporda gösterme, resim yapma veya icat etme arzusu olarak gösterebilir’ (Maslow, 1943, s.382-383)

 Kendini gerçekleştiren insanların özellikleri

Teorik olarak hepimiz kendimizi gerçekleştirme yeteneğine sahip olsak da çoğunluğumuz bunu ya gerçekleştiremeyecek ya da bir dereceye kadar gerçekleştirebilecektir. Maslow (1970), insanların yalnızda yüzde ikisinin kendini gerçekleştirme kademesine ulaşabileceğini öngörmektedir.

Maslow, özellikle birey olarak potansiyellerini gerçekleştirdiğini düşündüğü insanların özellikleri ile ilgilenmiş ve kendini gerçekleştirdiğini düşündüğü 18 kişiyi inceleyerek (Abraham Lincoln ve Albert Einstein gibi isimler de dahil), kendini gerçekleştirmiş bir kişide olan 15 özelliği tanımlamıştır (1970).

Kendini gerçekleştiren insanların özellikleri:

  1. Gerçekliği etkin bir şekilde algılarlar ve belirsizliğe tahammül edebilirler;
  2. Kendilerini ve başkalarını oldukları gibi kabul ederler.
  3. Düşünce ve eylemleri doğaldır.
  4. Sorun odaklıdırlar (ben merkezli değildirler);
  5. Alışılmadık bir mizah anlayışları vardır;
  6. Hayata objektif bir şekilde bakabilirler;
  7. Son derecede yaratıcıdırlar;
  8. Çevrelerindeki kültüre dirençli fakat kasti olarak unconventional değil;
  9. İnsanlığın iyiliğini/refahını düşünürler;
  10. Temel yaşam deneyimlerini derinlemesine takdir edebilirler;
  11. Az kişi ile tatmin edici kişisel arası ilişkiler kurarlar;
  12. Zirve deneyimleri vardır;
  13. Mahremiyet ihtiyaçları vardır;
  14. Demokratik davranışları vardır;
  15. Güçlü ahlaki ve etik normları vardır.

Kendini gerçekleştirmeye götüren davranışlar:

(a) Hayatı çocuk gibi yaşamak, hayatı özümsemek ve hayata odaklanmak;

(b) Güvenli ve sabit düzene bağlı kalmak yerine yeni şeyler denemek;

(c) Deneyimlerini, çoğunluğun, bulunduğu kültürün veya otoritenin düşüncelerinden bağımsız olarak kendi hisleri ile değerlendirmek;

(d) Bahane üretmekten (‘hile hurdadan’) kaçınma ve dürüst olma;

(e) Görüşleri çoğunluğa aykırı ise rağbet görmemeye hazır olma;

(f) Sorumluluk alma ve çok çalışma;

(g) Kendi savunma alanına sahip olmaya ve bu savunma alanlarından vazgeçme cesaretine sahip olmaya çalışma.

Kendini gerçekleştiren kişilerin özellikleri ve kendini gerçekleştirmeye yönelik olan davranışlar yukarıdaki listede gösterilmektedir.  Her ne kadar kişiler kendilerini, kendilerine özgü bir şekilde gerçekleştirseler de benzer özellikler gösterme eğilimindedirler.  Nitekim, kendini gerçekleştirme bir kademe meselesidir, ‘Mükemmel insan yoktur’ (Maslow, 1970a, s. 176). Kendini gerçekleştirebilmek için bu 15 özelliğin tamamını göstermek gerekli değildir. Aynı şekilde sadece kendini gerçekleştiren insanlar da bu özellikleri sergilemez.

Maslow kendini gerçekleştirme kademesini mükemmellikle bağdaştırmadı. Kendini gerçekleştirme yalnızca kişinin kendi potansiyelini gerçekleştirmesini içerir. Böylece, kişi aptal, savurgan, kibirli ve kaba dahi olsa kendini yine de gerçekleştirebilir. İnsanların sadece yüzde ikisi kendilerini gerçekleştirebiliyor.

Eğitim Uygulamaları

Maslow’un (1962) ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisi okullarda öğretim ve sınıf yönetimine büyük katkı sağlamıştır. Maslow (1970a), davranışları çevresel etmenlere tepkilere indirmek yerine eğitim ve öğrenim için bütünsel bir yaklaşım benimser. Maslow, bireyin bütün fiziksel, duygusal, sosyal ve entelektüel niteliklerine ve bunların öğrenmeyi nasıl etkilediğine ile ilgilenir.

Maslow’un hiyerarşi teorisinin sınıf öğretmenliği çalışmalarına yönelik uygulamaları barizdir. Bir öğrencinin bilişsel ihtiyaçları karşılanmadan önce fizyolojik ihtiyaçları karşılanmalıdır. Örneğin, yorgun ve aç bir öğrenci odaklanmakta zorluk çekecektir. Öğrenciler ilerleme kaydedebilmek ve potansiyellerine ulaşmak için sınıf ortamında fiziksel ve duygusal olarak güvende hissetmeli ve kabul görmelidir.

Maslow, öğrencilere içerisinde değer ve saygı gördüklerinin gösterilmesi ve öğretmenin de destekleyici bir ortam oluşturması gerektiğini öne sürer. Özsaygısı düşük olan öğrenciler, özsaygıları güçlenene kadar akademik olarak uygun bir ilerleme gösteremeyecektir.

Eleştirel değerlendirme

Maslow’un kullandığı metodoloji, kendi teorisini sınırlamaktadır çünkü kendini gerçekleştiren bireylerin özelliklerini biyografik analiz adlı nitel bir yöntem ile formüle etmiştir. Maslow, Kendini gerçekleştirmiş olarak tanımladığı 18 kişinin biyografilerine ve yazmalarına bakmıştır.

Bulduğu bu kaynaklardan da genel olarak insanlığı temsil etmekten ziyade sadece belirli bir insan grubuna özgü görünen niteliklerin bir listesini geliştirmiştir. Bilimsel bir perspektiften bakıldığı takdirde bu yaklaşımla ilgili pek çok sorun bulunmaktadır; biyografik analiz yönteminde araştırmacının düşüncesi baz alındığından dolayı son derece özneldir.

Bilimsel perspektiften bu özel yaklaşımla ilgili pek çok sorun bulunmaktadır. Birincisi,  biyografik analiz yönteminde araştırmacının düşüncesi temel olduğundan dolayı son derece özneldir Kişisel görüşler yanlılığa eğilim gösterir. Bu eğilim ise elde edilen verilerin geçerliliğini azaltır.

Bu nedenle Maslow’un kendini gerçekleştirmeye ilişkin olan tanımı körü körüne bilimsel gerçek olarak kabul edilmemelidir. Ayrıyeten, Maslow’un biyografik analizi, kendini gerçekleştirmiş bireylere odaklanıyor olsa da belirgin bir şekilde iyi eğitimli beyaz erkeklerle kalmaktadır (Thomas Jefferson, Abraham Lincoln, Albert Einstein, William James, Aldous Huxley, Beethoven gibi).

Maslow (1970) Eleanor Roosevelt ve Rahibe Teresa gibi kendini gerçekleştirmiş kadınları da incelemiş olsa da bunlar örneklerinin çok küçük bir kısmını oluşturmaktaydı. Yönteminin bu şekilde olmasından dolayı da teorisini kadınlar, daha düşük sosyal sınıflardan bireyler ve farklı etnisiteden olan bireylere genelleştirmeyi zorlaştırmaktadır. (bir insanın etnik karakterini, hangi etnik topluluğa bağlı olduğunu (başka bir deyişle etnik kökenini) belirtir.) Bu durum ise Maslow’un bulgularının sorgulanmasına neden olmaktadır. Dahası, Maslow’un kendini gerçekleştirme kavramını, nedensel ilişkiler kurulabilecek şekilde deneysel olarak test etmek son derece zordur.

Bir diğer eleştiri ise Maslow’un bir kişinin potansiyelini ve kendini gerçekleştirmesinden önce daha düşük ihtiyaçlarının karşılanması gerektiği çıkarımına yöneliktir. Bu durum her zaman Maslow’un çıkarımında olduğu gibi değildir ve bu nedenden dolayı da Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi bazı yönlerden yanlış karşılanmaktadır.

Çok sayıda insanın yoksulluk içerisinde yaşadığı kültürler incelendiği vakit insanların sevgi ve aidiyet gibi üst kategori ihtiyaçlarını hala karşılayabiliyor oldukları açıktır. Nitekim Maslow’a göre bu böyle olmamalıdır. Maslow’a göre en temel fizyolojik ihtiyaçlarını (yiyecek, barınma, vb. karşılamakta zorlanan insanlar daha üst kademe büyüme ihtiyaçlarını karşılayamazlar.

Aynı şekilde hayatını yoksulluk içerisinde geçiren kimi yazarların ve sanatçıların vb. kendilerini gerçekleştirmeyi başardıkları da söylenebilir. Kendini gerçekleştirmelerinin nedeni ise eksiklik ihtiyaçlarının bulunmasına rağmen daha üst kategori kendini gerçekleştirme ihtiyacını tamamlayabilmiş olmalarındandır (Wahba ve Bridwell, 1973)

Tay ve Diener (2011) tarafından yapılan güncel bir araştırma, Maslow’un teorisini, dünyanın her bölgesini temsil eden 123 ülkeden 60,865 katılımcının verilerini analiz ederek test etti. Araştırma 2005’ten 2010’a kadar sürdü. Tay ve Diener (2011) tarafından 2005-2010 yılları arasında gerçekleştirilen güncel bir araştırmada Maslow’un teorisi, dünyanın dört bir yanından 123 ülkeden 60 bin 865 katılımcının verileri analiz edilerek test edildi.

Tay ve Diener’in deneyinde katılımcılar, Maslow’un modelindekilere çok benzeyen altı ihtiyaç hakkındaki soruyu yanıtladılar; temel ihtiyaçlar (yiyecek, barınak); Emniyet; sosyal ihtiyaçlar (sevgi, destek); saygı; ustalık; ve otonomi. Katılımcılar ek olarak; hayatlarını (kendi hayatlarına veya genel olarak hayata karşı olan bakış açılarını), pozitif hislerini (günlük yaşadıkları neşe ve keyiflerini) ve negatif hislerini (günlük olarak yaşadıkları hüzün, sinir, stres) değerlendirdiler.

Çalışmanın sonuçları, evrensel insan ihtiyaçlarının kültürel farklılıklardan bağımsız olarak var olduğu görüşünü desteklemektedir. Nitekim, ihtiyaçlar hiyerarşisinin sıralaması doğru doğru değildir. Diener, ihtiyaçların birbirinden nasıl bağımsız olarak işlediğini şu şekilde anlatmaktadır: “Her ne kadar en temel ihtiyaçlar karşılanmadıkları takdirde dikkat çekiyor olsa da diğer karşılanan ihtiyaçlardan faydalanmak için temel olanları ille de karşılamak zorunda değiliz. Aç bile olsak halen arkadaşlarımızla beraber eğlenebiliriz. İhtiyaçlar vitamin gibidir ve her birine ihtiyacımız var.”

Çeviren: Burak Hüseyin Ekseli

Kaynaklar:

Bunlar da ilginizi çekebilir

Bu makaleyi paylaş
Yazan Selen Kargu
Selen Kargu, bireylerin psikolojik sağlığını ve yaşam kalitesini artırmaya odaklanmış uzman bir psikologdur. Farklı terapi yöntemlerini kullanarak, danışanlarına duygu yönetimi, stresle başa çıkma ve kişisel gelişim konularında destek sağlar. Özellikle çocuk ve ergen psikolojisi, aile terapisi ve bilişsel davranışçı terapi alanlarında derinlemesine bilgiye sahiptir ve bu uzmanlığı ile bireylerin ruhsal sağlığını güçlendirmeyi amaçlamaktadır.