2020, çoğu bilim insanının, sebebini direkt olarak insan kaynaklı iklim değişikliğine bağladığı ısı dalgalarından orman yangınlarına ve kasırgalara kadar aralıksız aşırı iklim olaylarının yaşandığı bir yıldı. Yaşanılan her olayın kaybedilen yaşamlar ve uğranılan büyük zararlarda fazlaca payı var.
Ekim ayı başlarında, sadece ABD’de, her biri 1 milyar dolardan fazlaya mal olan en az 16 iklim veya hava olayları ile ilgili felaket gerçekleşti. Sezon sonunda Delta, Zeta ve Eta kasırgalarının fiyat etiketleri, bu tür pahalı felaketlerin son 2020 çetelesini daha da yükselterek yeni bir rekor kırma ihtimali var.
Avustralya’nın ‘Kara Yazı’
Avustralya’nın güneydoğusunu Temmuz 2019 ile Mart 2020 arasında yakan orman yangınları yaklaşık 11 milyon hektarı yaktı. Ve düzinelerce insanın ölümüne sebep oldu. Araştırmacılar, iklim değişikliğinin bu yıkıcı yangınların ortaya çıkma olasılığını en az %30 artırdığını bildirdi. Birincil neden: 2019 ve 2020’de ülkeyi yakan ve kendisi de iklim değişikliğiyle şiddetlenen uzun ve sert bir sıcak hava dalgası.
Avustralya’daki yangınların yoğunluğu ortaya bazı çarpıcı manzaralar çıkardı. Özellikle yoğun bir yangın, stratosfere yüz binlerce metrik ton duman yaydı. Ve yüksek pirokumulonimbus bulutlarının oluşmasına neden oldu.
Dönen rüzgarlarla sarılmış devasa bir duman, atmosferde 31 kilometre rekora, Dünya’nın koruyucu ozon tabakasının derinliklerine yükseldi. Hangi kimyasal izleri bıraktığı net olmasa da, böylesine büyük bir duman bulutunun ozonu yok eden kimyasal reaksiyonları tetikleme potansiyeli vardır.
Ocak ayında Kanguru Adası Yaban Hayatı Parkı’nda bakımı yapılan bu yaralı koala, bu yıl Avustralya’da alevlenen orman yangınlarından zarar gören hayvanlar arasındaydı.
Batı Yanıyor
Batı ABD’deki rekor kıran orman yangınları da yürek parçalayıcı görüntüler üretti; şiddetli alevler, turuncu gökyüzü, yıkılmış evler, keskin bir dumanla çevrili mahalleler. Kaliforniya’da Kasım ayının ortasına kadar 9,200’den fazla yangın sebebiyle yaklaşık 1,7 milyon hektar alan yandı. Bu sayı, 2018’de yanan alanın iki katına tekabül ediyor. Bu arada, Colorado eyalet tarihindeki en büyük üç orman yangınıyla mücadele etti. Bu yangınların toplamı 219.000 hektardan fazla alanın yanmasına neden oldu.
Bu yangınlarda iklim değişikliğinin etkisi çok yönlüdür. Kaliforniya’dan Colorado’ya, iklim değişikliğine bağlı olarak artan sıcaklıklar, ilkbaharda karların erken erimesine yol açtı. Yaz mevsimindeyse daha kuru bitki örtüsüne neden oldu. Kaliforniya’da rekor kıran bu aşırı kurak bitki örtüsü, araziyi kaçak yangınlar için hazırladı.
İklim değişikliği, olağanüstü iklim koşullarının sıklığını artırıyor. Kaliforniya’nın hem yaz hem de sonbaharda ortalama sıcaklığı ve kuruluğu daha şiddetli hale geldi. Ve her yıl olağanüstü hava koşulları yangına eğilimli günlerin sayısını önemli ölçüde artırdı. Gelecekteki iklim değişikliği projesinin simülasyonları, önümüzdeki en az birkaç on yılda kuruluğun arttığını gösteriyor. Bu da 2020’nin yangın kayıtlarının uzun süre için geçerli kalmayacağı anlamına geliyor.
Sibirya Erimesi
Ocak’tan Temmuz’a kadar Sibirya, yakındaki nehirleri dizel yakıtla dolduran bir yakıt depolama tankının çökmesine yol açan rekor kıran sıcaklıklara, Kuzey Kutbu’nda benzeri görülmemiş orman yangınlarına ve buzun çözülmesine neden olan güçlü bir sıcak hava dalgasının pençesindeydi.
İklim değişikliği olmadan Sibirya’da sıcaklığın 38˚Celcius (yaklaşık 100˚ Fahrenheit) kadar yüksek olması imkansız bir durum. Bilim insanları, insan etkisinin sıcak hava dalgasını en az 600 kat artırdığını bildirdi. Bu yıl ki Kuzey Kutbu orman yangınları ile atmosfere salınan karbondioksit, 2019’da belirlenen bir önceki rekoru da kırdı. Bu karbondioksit daha fazla ısınmaya neden olur. Yangınlar ayrıca donmuş buzun erimesini hızlandırır. Ve bu da atmosfere daha fazla sera gazı, metan yayılmasına neden olabilir.
Bu yıl Kuzey Kutup Denizi buzunun, boyut olarak ikinci en düşük rekor seviyesine ulaştı. Kanada’nın Milne buz tabakasının, ağustos ayında aniden yanındaki bir buz gözlem istasyonuyla beraber Arktik Okyanusu’na çöktü.
Aşırı Yüklü Kasırgalar
Nisan ayı gibi erken bir tarihte, bilim insanları 1 Haziran’dan 30 Kasım’a kadar süren Atlantik kasırga sezonunda, ortalama 12’ye kıyasla yaklaşık 18 isimlendirilmiş fırtına görüleceğini tahmin etti. Ağustos ayına gelindiğinde, bilim insanları tahminlerini 25’e kadar yükseltti. Ancak 2020 bu beklentileri de aştı. Kasım ortasına kadar, 2005’teki rekoru gölgede bırakan 30 adlandırılmış fırtına yaşandı.
İklim değişikliğini belirli bir yılda oluşan fırtına sayısıyla ilişkilendirmek zordur. Bu yıl, çok sıcak okyanus suları, tropikal siklon oluşumunun büyümesine neden oluyor. Yüzey okyanusu atmosferdeki aşırı ısıyı yutarken, bu ılık suların iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğu doğrudur. Ancak rüzgar koşulları da dahil olmak üzere kasırga oluşumunda başka faktörler de rol oynar. Ve bu da direkt bir bağlantı kurmayı zorlaştırır.
Ancak okyanusların ısınması ile artan kasırga yoğunluğu ve yağış miktarı arasında sabit bağlantılar vardır. Örneğin; sıcak Atlantik suları, 2017 kasırga sezonunun şiddetli fırtınalarına destek verdi . Sıcak sular, kasırgalara karadan düştükten sonra bile ekstra dayanma gücü sağlamak için yeterli enerjiyi verir.
Ve dünyanın 2020’de gördüğü gibi, çok sıcak okyanus suları, bir fırtınanın güçlenmesini hızlandırır; tehlikeli, tahmin edilmesi zor, aşırı kuvvetli ani fırtınalara yol açar. Bu tür hızlı yoğunlaşma, 24 saat içinde saatte 55 kilometre artan rüzgar hızları olarak tanımlanır. 2020, 10 Atlantik fırtınasının karaya inmeden önce bölgenin hamama benzer sularında hızla yoğunlaştığına şahit oldu.
Editleyen: Aksel Deniz Günal