Gecenin bir yarısında uyanıp endişe dolu düşüncelere kapılmak, birçok kişi için tanıdık bir durumdur. Bu durumun, gece saat 3 civarında daha sık yaşandığını fark etmiş olabilirsiniz. Peki, neden böyle oluyor?
Öncelikle, gece yarısı ansızın uyanmanın birçok insan için normal olduğunu bilmelisiniz. Vücudumuz gece boyunca birkaç uyku döngüsünden geçer ve her döngü hafif uykuyla başlar, derin uykuya geçer ve ardından hızlı göz hareketi (REM) uykusuna gireriz. Bu döngüler yaklaşık dört saat sürer, bu yüzden saat 11’de yatağa giderseniz, sabah 3 civarında yeniden uyanmanız olasıdır.
Bu kısa uyanmalar genellikle birkaç saniye sürer ve çoğunlukla farkında bile olmayız. Ancak bazen bu uyanmalar, zihnimizin endişe dolu düşüncelerle meşgul olması nedeniyle tam bir uykusuzluk krizine dönüşebilir. Geceleyin, gündüz kadar rasyonel düşünemediğimiz için problemlerimiz daha büyük ve korkutucu görünebilir. Örneğin, ekonomik sıkıntılar veya sağlık problemleri gibi konular geceleyin daha ağır basar.
Psikolog ve bilişsel terapist Greg Murray, geceleyin endişelerimizin artmasının nedenlerinden birinin, bu saatlerde sorunlarımızı çözmek için yapabileceğimiz hiçbir şey olmadığını bilmemiz olduğunu belirtir. Gündüz saatlerinde sorunlarla başa çıkmak için adımlar atabiliriz, ancak gece sadece endişelenmekle yetiniriz ve bu da uykusuzluğa yol açar.
Bu durumun üstesinden gelmek için, Murray farkındalık meditasyonunu öneriyor. Nefesinize veya duyularınıza odaklanarak zihni sakinleştirmeye yardımcı olan bu meditasyon, endişelerinizi yatıştırabilir ve yeniden uykuya dalmanıza yardımcı olabilir. Eğer meditasyon işe yaramazsa, dikkat dağıtmak için bir kitap okumak da faydalı olabilir.