Bilim tarafından insan ruhunun nerede olduğuna dair bir çalışma yapıldı. Buna göre; insan ruhu beyindeki hücrelerin içerisinde bulunan mikrotübüller ismi verilen yapıların içerisinde yer alıyor.
Ruh terimi Latince anima sözcüğünden gelen, farklı felsefi ve dini geleneklerde ve çeşitli bakış açılarına göre tüm canlı varlıklarda bulunan ve maddesel olmayan bir varlığı ifade etmektedir.
Ruhun özellikleri ve bu özelliklerin açıklaması farklı geleneklerde, farklı bakış açılarında değişiklik göstermektedir.
Latinceden gelen anima sözcüğü terminolojik açıdan canlıların kendi hareketleri ile donatılma ilkesinin belirlenmesinde kullanılmaktadır.
İnsan ruhu nerede bulunuyor?
Bu orijinal anlamda hem bitkilere hem de hayvanlara ruh kazandırmaktadır. Fizyoloji ve nörolojideki ilerlemeler canlı varlıklar ile cansız nesnelerin aynı türde fiziksel ilkelere uygun olduğu; büyüme, beslenme ve üreme gibi farklı etkinlikleri geliştirmelerinin mümkün hale gelmesiyle sonuçlandı.
Mikrotübül içerisindeki kuantum bilgiler yok edilmez, sadece geniş çaplı evrene dağılır.
Peki tüm bu bilgilerin ışığında insan ruhu nerede bulunuyor?
Eğer insanların bir ruha sahip olduğuna eminseniz, bunu insan fizyolojisi içerisinde bulabilmenin bir yolu var mı? Judeo-Hristiyan dinsel geleneğine göre, ruh, canlılardaki hareketin temel belirleyicisidir.
Bu terim aynı zamanda birçok kültürel ve dini grubun antropolojik vizyonunda da yer almaktadır. Modern çağda “ruh” terimi, çoğunlukla dini bağlamlarda kullanılmaktadır.
Bu inanışlara göre insan ruhu, bir insan olmanın temelidir. İnsan olma niteliği bir bedene sahip olmaya dayalı değildir. Gerekli olan ruhtur. Platon, ruhu insanın en önemli boyutu olarak görüyordu. Bazen ruhtan bir vücuda hapsolmuş gibi bahsediyordu.
Timaeus’a göre ruh, demircinin kozmik ruhu ve yıldızları yaratmak için kullandığı özdeş ve çeşitlilikten oluşan maddeydi. Buna ek olarak alt tanrılar iki ölümlü ruh yarattı: göğüste bulunan tutku ve karında bulunan iştah.
İlk filozofların insan ruhu hakkında yazdıklarından binlerce yıl sonra, iki bilim insanı nihayetinde ruhu ‘konumlandırdıklarına’ inanıyor.
StuartHameroff, Anesteziyoloji ve Psikoloji Bölümleri ve Arizona Üniversitesi Bilinç Çalışmaları Merkezi Direktörü Profesör Emeritus, ve İngiliz fizikçi Sir Roger Penrose göre insan ruhunun özü beyindeki mikrotubül hücrelerinde bulunuyor.
Objektif indirgemenin (Orch-OR) insanlık tezi üzerinde oluşturduğu bir teoriye göre, bu mikrotübüller kuantum yerçekimi etkilerinin doğrudan sonucudur.
Bilim insanlarına göre ‘bilinç’, beynimizde ‘kuantum bilgisayar‘ tarafından kullanılan, ölümden sonra da evrende devam eden bir program olarak görülebilir.
Tartışmalı teoriye göre, ölüme yakın bir deneyimden alınan bilgiler ışığında, sözde mikrotübüller kuantum durumunu kaybedip insan sinir sisteminden çıkıyor. Bununla birlikte, içerdikleri bilgiler yok olmuyor.
Ruh için madde bir engel oluşturmuyor
Bunun yerine, bu bilgi bedeni terk ediyor ve evrenle yeniden birleşiyor. Bilim insanları, bunun ruhun beyindeki nöronların etkileşiminden daha fazlası olduğu anlamına geldiğini bildiriyor. Başka bir deyişle, ‘ruh’, evrenin dokusundan yapılıyor ve zamanın başlangıcından beri var.
Bilim insanları bu konuda yüzlerce deney yaptılar. Almanya’daki bir deneyde, ölümüne az kalmış olan bir adamı şeffaf bir camdan yapılmış kutuya koydular, böylece onu hayatta iken dışarıdan izleyebildiler. Kutu tamamen mühürlendi.
Ruh vücudun dışına çıkarsa kutuyu nasıl terk edebilir, görmek istediler. Ruhu yakalamak isteyen bilim insanları, ruh vücudun dışına çıktığında vücudun kilo kaybetmesi gerektiğini savunuyordu. Bu nedenle vücudu olabildiğince hassas bir şekilde tarttılar.
Ancak adamın ölmesiyle birlikte cam kutudan hiçbir şey çıkmadı. Çünkü, ruh için madde bir engel oluşturmuyordu. Tıpkı X-ışınlarının vücuda girebildiği ve vücudun onları önleyemediği gibi. Bir röntgen çekilirken x ışınlarının vücuda girdiği hissedilmiyor.
Ruh daha da rafine edilmiş nihai bir ışık. Bu nedenle vücudu terk ettiğinde görülemez. Zaten kişi kendisi bunu göremiyorsa, dış gözlemcilerin görmesi mümkün değildir.
Ölü adam tekrar tartıldı ve aynı ağırlığa sahipti. Materyalist bir bilim adamı için bu deney ruhun olmadığının en büyük kanıtıdır. Ancak ruhun varlığına inanan bilim insanları için bu ruhun bir ağırlığı olmadığı anlamını taşıyor.
Bilim insanları bunu şu şekilde açıklıyorlar: “Tıpkı mumun yakıldığında ve sönükken aynı kiloda olduğu gibi. Işığı tartmaya çalıştığınızda bir ağırlık elde edemezsiniz. Ağırlığı bulunmamaktadır, ancak bu ışığın olmadığını göstermez.
Bir mumu havaya fırlattığınızda alevin nereye gideceğini göremezsiniz. Alev evrenin içerisinde kaybolur. Hiçbir iz bırakmaz. Aynı durum ruh içinde geçerlidir.”
😂😂ruh dinlerin yanılgısı gibi görünsede değil, onların ürettiği bir araç, yani ruh da tam olarak allah gibi sömürü için insanları aldatma aracı, ruh gercek değil, ama bu saçmalıkları bilim zannedenler kesinlikle gerçek😂😂
Etten ibaret bi beyne sahip oldugunu sanan dusunurken gerceklesen elektriksel ve kimyasal degisimleri gozumle gormeden inanmam diyen cehalet kokan bi yorum.
Aynen katılıyorum
ruhun yokluğunu hangi araştırmalar sonucu elde ettin elinde bir delil varmı yoksa senmi söylüyorsun
Sen gerçek değilsin ama salaklığın gerçek. En başta insan şöyle düşünür. Lan ben bu evreni keşfettim mi ki salak salak konuşuyorum
Sonuna kadar doğru yazmısınız.
Ruhun kütlesinin olduğu bilgisini dinde göremezsin bu çıkararımı nasıl yaptın anlayamadım var olan birşeyin kütlesi olmak zorundamı ?
Ruh kuyruk sokumu kemiğindeki ölümsüz hücrede saklıdır.
RUH.(Eşyadaki özellik.)
Ruh eşyadaki özelliktir.insanda eşya olduğundan dolayı insanlar bu durumu haller olarak belirlemişlerdir.
https://plus.google.com/u/0/109838719669290377148/posts/aZPZvFtfDqm
Başkasına saygısı olmayanın kendine de saygısı olmaz ot gelmiş ot gideceksin malesef.
Bir elektrik enerjisi kullanıldığında nereye gidiyor ve neler oluyor ise ., Ruhunda Buna benzer bir durum yaşadığı da farksızdır diye düşünüyorum.
Son cümleler aslinda cok anlamli. Ateist bilim adami buna göre Allahta vardir diyebilir. Tabi isine gelmez 😀
yüksek ihtimalle “Allah vardır” demez, “Tanrı var olabilir” der. iki söylem arasında ciddi farklar var. Allah bir tanrıdır, tanrı ise illa Allah olacak diye bir kaide yok. Yeryüzünde insanların tanrı olarak kabul ettiği yüzlerce mitolojik varlık var, Allah da bunlardan biri. Müslümanlara göre Allah tek gerçek tanrıdır. Başka dinlere inananlar da tanrılara başka isimler vermişler. Hepsi de kendi inançlarının ve kendi tanrılarının hak olduğunu iddia eder, aksini mevzu dahi etmez. Tanrı ise daha genel bir tabirdir. Kurumsal dinlerin dışında felsefik olarak birçok şekilde tanımlayabiliriz. Tanrı’yı Allah kabul ettiğinizde, yani sonradan müslüman olduğunuzda, bir dinsel çerçeveye girdiğinizde daha özel, daha net bir varlıktan söz etmiş olursunuz ki böyle bir sonuca varmak için ciddi anlamda felsefi ve bilim araştırmalarının yanında İslam, Kuran, Hadis çalışmaları da yapmanız lazım, ondan sonra bir ikna olma durumu var, çünkü sçenek çok. oysa ateist bir biliminsanı sadece ruh kavramı üzerinden tanrısal varlıkla alakalı bir sonuç çıkaracaksa (ateist biliminsanı ruha da inanmaz bu arada) bu sonuç Allah vardır yahut Zeus, Yehova, Şinto, Ahura Mazda vs vardır olmaz sanırım :)) diyelim böyle fantastik bir mevzu oldu, söz konusu biliminsanı agnostik düşüncelere meyleder, en fazla deist olur. Allah ne kadar var olabilirse Brahma da o kadar var olabilir.. Teorik olarak Tanrı ise bambaşka bir mevzu… biz müslüman ana-babadan doğduk bizim için temel gerçek de bu, tüm düşüncelerimiz de bu “gerçek” etrafında şekilleniyor.
Bir şeyi ölçemiyorsak veya duyu organlarımızla algılayamıyorsak o şeyi bilimsel olarak yok olarak kabul ederiz. (Bkz: Boş hipotez) Işığın kütlesi olmamasına rağmen ölçebiliyoruz veya algılayabiliyoruz. Fakat ruh için bu geçerli değil. Henüz ruhu ne algıladık ne de ölçtük. Bu olmadığının kanıtı değildir fakat bilim ruha yok demektedir. Bilimin yöntemi budur. Bilimsel olarak ruh yoktur. Ruhun gerçek olma olasılığı gökyüzünde görünmez bir ejdarha’nın uçması kadardır. İmkansız değildir fakat kesin de değildir.
ilginç bir yazı.kaynağı incelemek gerek.
Elbette ki ruh vardır.
Tuzruhu vardır, Naneruhu vardır. Ama şişede durduğu gibi durmaz.
Bilinç de gözükmez ama vardır
Korku mutluluk hüzün sevgi bunlarda ölçülemez tıpkı zeka gibi . Ölçülemeyen bir değerin varlığından söz etmek mümkün değilse yaşamıyoruz demektir . Ama varız yaşıyoruz . Evrenin görülebilen kısımlarında yeni güneş sistemleri yıldızlar gezegenler keşfedildi . Ve varlığı kabul ediliyor aynı zamanda sonsuz bir evrenden de bahsediliyor o halde ulaşılamayan evrene yok denilebilir mi ? 15 milyar ışık yılı öteye gidebiliyor insan hesaplamaları ya 15.1 milyar ise bu 0.1 yok denilebilir mi? Somut bir hesaplama emaresimi bu bulgular hayır varsayımdan ibaret ve genel kabul görmüş bir teori . Görmediğim dokunmadigim ölcemedigim bir şeyin varlığına inanmam diyorsan . Bana aklını fikrini düşüncelerini zevkini nefretini ispatla derim . Bunu yapabilirsen sana inanirim
Ruh vardır veya yoktur demek ne yoksa var anlamı ne de varsa yok anlamı taşır. Dinlerin de ötesinde , yaradılış felsefesiyle açıklanması daha isabetli olan ve temelde ruh yoksa bu mükemmel yaratılmışlık niye sorusunu sordurması gereken bir durumdur.Hiçten gelip hiçe gidilecekse nedir bu mükemmel duyular? bu muazzam anlamlı vücut niye? kim neden yarattı ki? ben var demiyorum.Olması gerekir diyorum.Yaratılış ancak o zaman anlam kazanıyor bana göre.
Ve dahi varsa ruh; ne zamanı,ne ağırlığı,ne mekanı yoktur.Her türlü düşünceden de çok farklıdır.Biz bize verilen 5 duyuya,bazılarında 6 ncı his dedikleri duyuya sahibiz.Verilen bu kadar.Bunun ötesinde ölçebileceğimiz bir şey yok.Eğer ölüm son ise;nedir bu evrenin anlamı? Evet evet,var birşeyler.Olmalı.
Bende kendimde bir yetenek.farkina vardım ben kayıp.degil.normal.olude değil cinayete kurban giden insanlarla iletişim.kuruyorum.adeta kadirkapicikayipcesetler .wordpress.com
Wep sitesi eksik şu anda baya çok olay var
Ruh vardır, olabilir değildir, kesinlikle vardır, sozlerime güvenebilirsin, isbat mi istiyorsun, karanlık maddenin varlığı buna bir isbattir, yaanii i
Korku, mutluluk, hüzün, sevgi sevgi ölçülür/ölçülüyor. Zeka da ölçülür/ölçülüyor
.
Var olan herşeyin bir kimyasal ve biyolojik oluşumu vardır. Ruhun gerçekte bir yeri yoktur. Yalan dan ibaret olup insanları kontrol etmek amaçlı gerek dinlerde gerekse bağlantılı olarak kamu yönetiminde kullanılıyor.
Olmayan birşeyin sagligida söz konusu olamaz. Ruhsagligi hastaneleri tamamen tıbba vurulmuş bir darbedir. Psikolojik vakkalar hayatta ki haksızlıkların kurbanlaridirlar. Beyin de bir biyoloji den ibarettir, gözle ve microscopla hatta elektiriksel akımları ile görünmeyen geriye kalan sadece mantıktır oda harmanlanmış yaşanmış, görülmüş veya duyulmuş bilgilerdir.
Duyu algıları sayesinde insanın kendisini, çevresini ve olup biteni tanıma, algılama, kavrama, fark etme ve bu süreçten sonra beyin denilen organında analiz etme yetisine bilinç denir. Bu tanıma göre o zaman bilincin bireysel olarak kişinin kendini, çevresini fark etmesi ve duruma göre tepki vererek farkındalık yaratması eyleme geçmesidir. O zaman bilinç farkındalık yaratıyorsa ortada fiziksel bir durum söz konusudur. Örneğin koku alma duyunuzla algıladığınız güzel bir koku karşısında beyniniz fiziksel, kimyasal bir tepkimeyle karşılık vererek size o kokunun ne kadar güzel koktuğu bilincini, düşüncesini oluşturacaktır. Hatta bir çok hormon da beraberinde salgılayarak sizin mutlu olmanızı sağlayabilir. Bütün duyu algılarınızı ortadan kaldırın bana hangi bilinçten bahsedebilirsiniz? Bir taraflarınızdan uydurduğunuz ruhta böyle bir şey işte. Yani yok. Varsa da ne boka yarıyor acaba? Sadece yanmaya ve cennette ırmaklardan şaraplar içip bağlarda bahçelerde huri düdüklemeye mi? Ayrıca yazıdaki verilen bilginin hiç bir bilimsel doyuruculuğu olmadığı gibi sanki bilimsel bir şeymiş gibi gösterilmeye çalışılmış. Tamamen dinleri ayakta tutmak için uydurulmuş resmen. Kapitalizm için dinler olmazsa olmazdır. En iyi sömürü aracıdır çünkü. Bu arada ruh denilen saçmalığın ilk ortaya atıldığı zamanlar antik yunan filozoflarının çok tanrılı inancın olduğu dönemlerdi. M.Ö. 380 li yıllarda yaşamış Aristoteles adındaki yunan filozofunun ruh kavramını ortaya attığını görüyoruz. Köken olarak inceleyecek olursak “ruh” kavramının kökeni Yunanca “psykhe” kelimesinden gelmektedir. Anlamı, nefes, soluk, üfleme, soluma olan psykhe ilkçağ Yunan felsefesinde yaşamın temel ilkesi olarak görülen “ruh”, bilincin merkezi olarak ise “zihin” anlamında kullanılmıştır. Yani ilkel insan düşüncesinden başka bir şey değildir bu. Hala neden çok tanrılı düşüncelere inanmıyorsunuz? Neden yine o zamanlarda ortaya çıkmış olan bu ruh denilen hayalet gibi şeylere inanmak istiyorsunuz acaba? Politeizm bu gün yerini nasıl monoteizme bıraktıysa felsefe ve bilim sayesinde, yarın monoteizm ve ruh gibi saçmalıklarda ortadan kalkacaktır. Yarın dememe bakmayın. Belki bu süreç 1000 seneyi bulur tabi o zaman yeryüzünde insan denilen mahluk kalmayı başarabilirse.
Ruhun yoklugunu kanıtlar misiniz ?
Yok diyorsanız kanitiniz olmalı
ruhumuzun olduğunu düşünmüyorum. bilinçaltının bir yanılgısı.
Profesör Emeritus adında bi bilim adamı varmış gibi yazmışsınız… Hameroff’un ünvanı o, emekli olduktan sonra çalışan profesörlere emeritus profesör denir…
Orijinal metinde “ruh” değil “bilinç” olarak geçiyor…
Ruh “gözlerdeki ışıltıdır” ve “tamamen duygusaldır”…
Ruh bir işletim sistemi yazılımıdır
Karanlık odada siyah kediyi bulmak çok zordu, özellikle de kedi odada olmayanda
Allah ruh konusunda insanlara çok az bilgi verdiğini söylemek te nedeni bilmiyoruz Ama ilahi Bir varlık ve tek kâinatta Allah Gibi tek olduğu düşünülür nitekim ayetlerde geçen ruh ve melekler ayeti gibi adem yaratıldığı zamanki gibi ayet te geçen ruhumdan üfürdüğümde bahsi gibi Ama şunu bilmekte fayda var ruh tarafını kuvvetlendiren meleklerden bile güçlü olabilir evliya misali
ruh kurani kerime gore ahzap 72 Allahin bir parcasi olarak cok sevdigi yeryuzundeki halifesi olan insana dunya hayatinda yasarken kendisine ulastirilmasi gereken bir emanet olarak verildigi anlatilir.Allahin insanda olan bir parcasidir Allahtan gelmistir Allaha donecektir.Akla ve iradeye hayri emreder 19 haslet ile donatilmistir.ilim ketumiyet sabir tevazu comertlik vs