Psikolojiyle İlgili 10 Genel Yanılgı

Psikoloji, popüler kültürde inanılmaz derecede ünlü bir konudur ancak bu ünlü olma durumu psikologlar için epeyce soruna yol açmıştır. Çünkü popüler medya önemli konular hakkında yanlış haber yapmada son derece iyidir. Sorun o kadar büyük ki, birçok psikolog gelen yetişkinlerin hastalıklarla ilgili konuları çok iyi anlamadıklarını ve birçok saçma yanılgıya sahip olduklarını söylüyorlar. Bazıları bu gibi sorunların başladığı dönemlerde yaygın olan yanlış bilgileri ele alarak, bu sorunla mücadele etmeye çalışıyor. Aşağıdaki listede psikolojideki en popüler yanılgılar ve bu yanılgıların neden doğru olmadıklarına dair açıklamalar yer almaktadır.

10) Suçlu Profili Oluşturma


Bugünlerde televizyonu açtığımızda bir suç-drama dizisi görmeden kumandanın kapatma tuşuna basmak oldukça zor. Bu dramaların çoğunda suçluların psikolojik profillerini oluşturmak, seri katilleri ve diğer şiddet suçlularını yakalamak için temel bir teknik haline geldi. Ancak popüler inanışın aksine, bu teknik çok iyi çalışmamaktadır. Bazıları bu tekniğin bilimden çok bir mantık oyunu olduğunu söylüyor ancak uzmanlar bunu destekleyecek yeterli derece kanıt bulunmadığına ve daha fazla test yapılması gerektiğine inanıyor. İşleri daha kötü bir hale getirmemek (bu suçlu profillerinin çoğu aslında gerçek bilimden ziyade anekdotlara dayanıyor) ve bu profillerin doğruluğunu test etmek için neredeyse hiçbir gerçek objektif test yapılmadı. Suç dramalarının yine de doğru işlediği bir şey var: tüm kanıtlara rağmen suçlu profillerinin genellikle saçma olması. Bu durum aslında FBI ’ın bu tekniği kullanımını arttırdı.

9) Takviye


Çoğu insana göre davranışları pekiştirmek davranışınızı güçlendirmedeki en etkili yoldur. Çocuklara zamanında yattıkları için bir kurabiye vermek, bu metodun en basit örneğidir. Fakat bu metod birisine bir davranış öğretmek için çok etkili bir yöntem değildir. Davranışlara aralıklı bir şekilde takviye vermek çok daha etkilidir. Aralıklı takviyenin, bir süredir davranışsal takviye verilmediyse, oluşabilecek belirli bir davranışın tükenmesinin önlenmesinde daha etkili olduğu kanıtlanmıştır. Bu, birisine bir şeyi yapmayı öğretirken onları ödüllendirirseniz ve ardından tüm donatıyı durdurursanız, davranışları her seferinde ödüllendirdiğinizden daha uzun süre koruyacakları anlamına gelir.

8) Delilik Savunması


Delilik savunması filmlerin temel bileşeni haline geldi: Davalı, jüri karşısına çıktığında hapishaneye gitmek yerine ruh hastalıkları ve rehabilitasyon merkezine gidebilmek için kaçık ve eksantrik davranışlar göstermeyi tercih ediyor. Bir psikiyatri hastanesinin bir hapishaneden çok daha eğlenceli olmadığı gerçeği dışında, gerçek şu ki bu savunma nadiren deneniyor ve neredeyse hiç çalışmıyor. Bazen bu savunma çok nadir kalmayabiliyor. Örneğin, Sadece ABD’de üç eyalette delilik savunması tamamen yasakladı.
Popüler film sahneleriyle çok çelişse de, delilik savunmasıyla ilgili ispat yükü, popüler anlayıştan çok farklı. Mahkeme salonunda çılgınca davranmak yeterli değildir. Mahkemede yargılandığınız süreçte, delirmiş olduğunuzu raporla kanıtlamanız gerekir. Bir kişinin yargılanmaya yetkin olmadığı kolayca tespit edilebilir. Çünkü bu farklı bir standarttır ve bunun için belli koşullu testler vardır. Temel olarak, sanığın ceza alması, neler olup bittiğini anlaması ile alakalıdır.

7) Yalan Makinesi


Teknik olarak yalan makinesi olarak bilinen yalan dedektörü, kimin doğru söylediğini ya da söylemediğini bulma yeteneğiyle sinemada popülerleşmiştir. Fakat gerçekte, yalan makinesi sanıldığı kadar güvenilir olmamakla birlikte, mahkemelerde delil olarak kabul edilmez. Yalan makinesi kalp atış hızı ve nefes alma gibi belli parametreleri değerlendirir ancak doğru kullanılsa bile kısmen etkilidir. Sorgulayıcı, genellikle iyi bir doğruluk fikrini elde etmek için kontrol sorularını ve stresi kullanır ancak bu metod ihtiyacınız olana ulaşmak için çok kesin bir araç değildir.
Bazı bilim insanlarıf fMRI ile yeni bir yalan makinesi yarattı ancak makinenin değerlerine dair güvencelere rağmen, hiçbir yargıç, mahkemede kabul edilebilir bir kanıt olarak buna izin vermedi. Verileceğini de sanmıyoruz. Unutulmaması gereken bir diğer önemli husus, bu makinelerin yalan söyleyen kişinin stres değerleri varsayımı altında çalışmasıdır. Ancak iyi bir yalancının, gerçek olmadığını bildikleri şeyleri söyleyerek strese karşı bir tepki gösterip gösteremeyeceği konusu kesin değildir.

6) Tourette Sendromu


Tourette Sendromu, Eric Cartman’ın Yahudi halkına karşı küfür etmek ve korkunç şeyler söylemekten kaçınmak için kullandığı, South Park gibi şovlarda sürekli tasvir edilen, inanılmaz derecede yanlış anlaşılmış bir hastalıktır. Tourette nörolojik bir hastalıktır ve doktorlar bunun genetik olarak aktarıldığını tespit etmişlerdir. Ancak bunun dışında hastalığın neden ortaya çıktığı konusunda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.
Hastalıkla ilgili en büyük yanılgı, esas olarak kontrol edilemeyen bir şekilde kabaca bağırmaktan ibaret olmasıdır ki bu doğru değildir. Tourette aslında istemsizce konuşmayı tetikleyen bir hastalıktır (bu konuşmalar her zaman küfürlü olmaz) ancak bu hastalık daha çok çeşitli istemsiz bedensel tikleri içerir. Tourette’i olan bir hasta kontrolsüz bir şekilde titreyebilir veya sebepsiz yere sallanabilir.

5) Orta Yaş Krizi


Bu inanılmaz derecede popüler bir yanılgıdır ve o kadar yaygınlaştı ki temelde orta yaşlara gelen erkekler için olan bir şey olarak kabul edildi. Ancak birçok psikoloğa göre, bu kesinlikle doğru bir yargı değildir.
Araştırmacılar kriz geçirme ihtimalinin yüksek olduğu herhangi bir özel yaş periyodu olmadığını söylüyor; Bazıları orta yaşın çoğu insan için en mutlu yaşam zamanı olabileceğini söylüyor. Gerçek şu ki, uzmanlara göre orta yaştaki çoğu insan kim olmak istediklerini biliyor ve yaşamın tadını doyasıya çıkarabiliyor. Aslında insanlar en büyük krizleri, gençken ve hayatlarında göreceli karışıklıklar, güvensizlikler varken yaşanıyor.

4) Kör Görselleştirme


Bir başka popüler yanılgı, kör insanların cisimsel şekillerin ne olduğu hakkında bir fikir edinmek için dokunarak birinin yüzünü görselleştirebileceğidir. Doğuştan kör olmayanlar için bu konuda bir tık kadar doğruluk olsa da hayatları boyunca hiçbir şey görmemiş olanlar bunu yapmaktan tamamen acizdirler. İlginçtir ki insanlar bunu telafi etmenin yollarını bulmaktadır. Görme ve dokunma duyularının gücünü artırmak için “beyninin görsel kısmını kullanma” çalışmalarıyla kör insanlara silüetler gösterilmiştir.
Doğuştan kör olanların “imgeleri hayal edebilme “ yeteneklerini inceleyen farklı çalışmalarda yapılmıştır. Bu çalışmaların eleştirel sonuçları olarak, kör insanlar hayal kursa da, rüyalar görseler de “sadece uyanıkken işleyebilecekleri ışıkları zihinlerinde oluşturabilir” sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, kör insanların hayallerini görsel imgelemle tarif etmenin yanlış olacağı kanısına varılır.

3) Dolunay Sendromu


Bazen hayatımızda tuhaf şeylerin gerçekleştiği günler vardır; Birisi bugün dolunay olması gerektiği yorumunu yaptı ve herkes sanki bilgeler tarafından önceden bildirilmiş gibi ağır bir şekilde başlarını salladı. Hemşireler dolunayın gökyüzünde olduğu günlerde daha fazla hasta olduğunu ve gelen vakalarda olayların karmakarışık olduğunu iddia etmişler; Polisler, dolunay zamanında insanları daha agresif hale geldiğini, o günlerde suç oranının daha da arttığını iddia ediyor. Gerçek şu ki, tüm bu iddiaların ve popüler batıl inançların tamamı saçmalıktır.
Araştırmalar, dolunay gecesinde psikiyatrik ziyaretlerin, hastane ziyaretlerinin, cerrahi prosedürlerle ilgili sorunların veya epileptik atakların başka hiçbir geceye göre daha fazla olmadığını göstermiştir. Zayıf kontrollerle yapılan çelişkili çalışmaların yanı sıra, sadece bir çalışma dolunay ile başka herhangi bir şey arasında olası bir bağlantı olduğunu göstermiştir. Colorado’ da on binden fazla vakadan oluşan bir çalışmada evcil hayvanların dolunay boyunca yaralanma ihtimalinin diğer gecelere oranla daha yüksek olduğu tespit edildi. Ancak başka şeylerde bu durumu rahatlıkla açıklayabilir.

2) Zıt Kutupların Çekimi


Bu, kendisiyle ilgili kesin doğruluk dereceleri olmasına rağmen bir türlü ölmeyen başka bir efsanedir. Bu konuyla ilgili şarkılar bile var ki, bu fikir sayısız filmde ve TV şovunda hala işleniyor. Olaya biraz gerçekçi yaklaşacak olursak, fikirle ilgili kanıtlar durumun tam tersi yönünde ilerlediğini gösteriyor. Araştırmacılar, insanların belki de çok fazla film izledikleri için farklı birini istediklerini düşünüyor. Ancak insanların kendisi gibi olan kişilere daha çok ilgi duyduğu tespit edildi.
Araştırmacılar ayrıca, birbirine karşıt olanların nadiren kalıcı ilişkiler kurabildiğini, buna dayanarak karşıt kişiliklerin çok uzun süre birbirlerini çekemeyecekleri öngörülüyor. Uzmanlara göre, sorun ne karşıt kişilikte olmak ne de benzer kişilikte olmakla ilgili. Bir psikolog, başarılı bir randevunun kişiliğinizi tamamlayan birini bulmakta size daha çok yardımcı olacağını; bu durumun daha çok kuzey ve güney mıknatıslarından ziyade bir araya gelen bilmecenin parçaları gibi olduğunu açıklar.

1) Sigmund Freud ’un Teorileri


Sigmund Freud teorileri için dünya çapında ünlü olduklarını söyleyebiliriz; ne yazık ki, çoğu insan onu seks hakkındaki çılgın teorileriyle ve hipnoterapi ile ilgili çalışmalarıyla tanıyor. Freud ve teorileri çok yanlış anlaşılıyor; bir şeyleri zor öğrenen küçük çocuklarda bilinçsiz cinsel duygularla oluşan cinsel bastırımları ele aldığı birçok çılgın teorisi olduğu inkar edilemez.
Ancak düşünülmesi gereken bir şey daha var. Bu teoriler bugün psikologlar tarafından kesin olarak kabul edilmediği gibi, hipnoterapi de insanları tedavi etmek için çok rağbet gören veya kabul görmüş bir yöntem değildir. Fakat Freud’un zihinsel sorunları tedavi etmek için insanlarla konuşma yöntemi, bilinçaltı incelemeleri, İd ve Ego ile ilgili çalışmaları psikoloji alanında çığır açmıştır. Freud bugünün psikoloji bilimi hakkında kavranan çoğu şeyin temelini atan kişidir. Bu yüzden onun yaptıkları hakkında bağnaz ve önyargılı düşünmek yanlış olur.
Editör / Yazar: O. Can CANİKLİ
Kaynak: http://listverse.com/2013/03/06/10-common-misconceptions-about-psychology/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

  1. Eşref Armağan doğuştan kör olmasına rağmen muhteşem resimler yapabilmiştir. Eşref Armağan’ın bu özelliği bilim insanlarınca test edelim doğrulanmıştır. Sonuç Eşref Armağan’ın parmak uçlarıyla dokunduğu zaman görme bölümünün çalıştığı görülmüştür.

Karanlık Madde Nedir

Üst Paleolitik Alet Kültürü; Magdalenian