Göbekli Tepe Nedir? Göbekli Tepe Nerededir? Tarihi

salihpalandoken
salihpalandoken - Salih Palandöken
Okuma süresi 8 Dakika

Dünyamız 11 bin yıl önce daha farklıydı.11 Bin yıl önce yemyeşil ormanlar ile otlaklar yoktu. Aynı şekilde atalarımız da bir şeyler inşa etmeye henüz başlamamıştı. Tabii atalarımızın bundan 11 bin yıl önce neler yaptığını tam olarak bilmemizin bir yolu yok. Nitekim bir arkeolojik kazı alanı olan Göbekli Tepe, atalarımızın neler yaptığına dair bizlere birkaç ipucu sunabilir.

Göbekli Tepe Tarihi

gobeklitepe
Şanlıurfa, Türkiye – 26 Aralık: 26 Aralık 2018’de Türkiye’nin Güneydoğu Şanlıurfa ilinde UNESCO Dünya Mirası statüsüne sahip dünyanın en eski tapınağı olarak kabul edilen Potbelly Tepesi’nin (Göbekli Tepe) görünümü.

M.Ö 10.000 civarında inşa edilmeye başlanan Göbekli Tepe, insanlık tarihinde hocaların, vahşi hayvanlar ve kuş kurbanları gerçekleştirdiği ilk tapınak olmasını sağlıyor. 5-10 tonluk 7 eş merkezli daireden, 4-6m boyunda T şeklinde oyma sütunlardan oluşur.

Oymalar, günlük hayattaki hayvanları ve yırtıcıları toplu olarak tasvir ediyor. Bazı sütunların antropomorfik özellikleri vardır, ancak ağızları, gözleri veya yüzü yoktur, 1994’ten beri kazılardan sorumlu arkeolog Prof. Klaus Schmidt’e (RIP) göre muhtemelen tanrıların en eski temsilidir. olanlar. Site kasıtlı olarak MÖ 8000 civarında gömüldü. Bu nedenle avcı-toplayıcılıktan tarıma geçişin bir alegorisi olarak kabul edilen Aden miti (bereketli hilalde oturur) ile de bağlantılıdır.

Göbekli Tepe mimarisinin en etkileyici unsuru T şeklindeki sütunlardır. T-şekli, insan vücudunun yandan görülen soyut bir tasviridir. Bu yorumun kanıtı, bazı orta sütunlarda kol, eller ve kemer ve peştemal gibi giysi parçalarının alçak kabartma tasvirleridir.

Muhafazaların içinde net bir sütun hiyerarşisi vardır. Merkezi sütunlar 5,5 m yüksekliğe kadardır, önceden tanımlanmış antropomorfik unsurlara sahiptirler. Çevredeki sütunlar daha küçüktür, ancak merkezi olanlardan daha zengin bir şekilde hayvan kabartmalarıyla süslenmiştir. Her zaman merkezi sütunlara “bakıyorlar” ve aralarındaki sıralar bir tür toplanma izlenimini daha da güçlendiriyor. İnşaatlardaki iş girdisi muazzam görünüyor.

GÖBEKLİ TEPE DÜNYA’NIN EN ESKİ TAPINAĞI

gobeklitepe kazi
Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Dr. Schmidt, tepeyi dünyaya tanıttı. Potbelly Hill, dünyanın her yerinden insanları kendine çekiyor.Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Dr. Schmidt, tepeyi dünyaya tanıttı. Potbelly Hill, dünyanın her yerinden insanları kendine çekiyor.

Güneydoğu Anadolu’da Germuş dağ sırasının en sonunda yer alan ve Stonehenge ile neredeyse benzer olan Göbekli Tepe; 1960’lı yıllarda Türk ve Amerikan araştırmacılar tarafından keşfedilmiştir. Fakat araştırmacıların o zamanlarda bulduğu kireç taşı ve çakmak taşından yapılma levhalar ile eserlerin önemi ancak 1994 yılında Alman arkeolog Klaus Schmidt tarafından fark edilmiştir. Günümüzde Göbekli Tepeyi inşa eden insanlar hakkında az çok varsayımlarda bulunabilmekteyiz fakat yine de Göbekli Tepe gizemini kısmen de olsa korumaktadır.

Göbekli Tepe projesinde çalışan (2006 yılından bu yana) arkeolog Jens Notroff, gönderdiği bir e-postada “Anıtlar boyutlarıyla ve inşalarındaki gayretten dolayı öne çıkan istisnai örneklerdir. Göbekli Tepe de bu bağlamda önemli bir örnektir çünkü buradaki anıtlar, anıtsal mimarinin henüz bilinen ilk örnekleridir. Üstelik Göbekli Tepe, inşa edildiği dönemde oldukça hareketli olan bir avcı-toplayıcı kültür bağlamında inşa edilmiştir” demiştir.

HAREKETLİ BİR AVCI-TOPLAYICI TOPLULUK

gobeklitepe avcilik
Sembolik hayvanlar ve taşa oyulmuş ve korunmuş mitolojinin önemli yönleriyle işaretlenmiş bu grupların karakteri şu anda belirsizliğini koruyor.

Arkeologların Göbekli Tepe kazı alanından edindiği bilgiler, yapıyı inşa eden insanların oldukça hareketli avcı-toplayıcı bir topluluk olduğu yönündedir. Bunun nedeni ise yapıyı inşa eden insan topluluğunun bölgede mallarını tuttuğuna, tarım ile uğraştığına ve metal aletler yaptığına dair bir kanıt bulunmamasıdır. Bu durum erken Neolitik dönemde yaşayan insanlar hakkında bildiklerimizle de uyuşmaktadır.

Notroff, “Göbeli Tepe, seramik kapların henüz daha icat edilmediği, çanak çömlek öncesi Neolitik Dönem dediğimiz bir dönemden kalma bir yapıdır. Bu dönemdeki ve bölgedeki yerleşim alanlarını ve bu yerleşim alanlarının tasarımlarını biliyoruz.

Bölgede uzun bir dönem boyunca yerleşim de olmamıştır. Göbekli Tepe’de gün yüzüne çıkarılan yapılar göründüğü kadarıyla ‘tipik’ yerleşim mimarilerinden ziyade ‘özel amaçlı’ komünal yapılar şeklinde yorumlayabileceğimiz türdendir.” şeklinde bahsetmiştir.

TAPINAK MI? EV Mİ?

Notroff’un açıklamasındaki ‘Özel amaçlı’ yapılar insanların sürekli yaşamadığı yapı türlerini ifade etmektedir. Bu ‘özel amaçlı’ yapılar bir tapınak, sığınak veya farklı grupların belirli zamanlarda bir araya geldiği yerler olabilir.

Notroff’a göre Göbekli Tepe hakkındaki mevcut yorum bir anıt olduğu şeklinde olsa da bu yorumun Göbekli Tepe’de yerleşim olma ihtimalini veya henüz keşfedilmemiş yerleşim bölümlerinin olma ihtimalini ekarte etmemektedir.

Fakat Göbekli Tepe, en yakın su kaynağına 5 kilometre mesafede olan açık bir tepe üzerine kuruludur ki bu durum yerleşim yeri olma ihtimalini düşürmektedir. Aynı şekilde kazı alanı içerisinde henüz ocak, çöp çukuru veya insanların günlük işlerini yaptığına dair herhangi bir kanıt da bulunamamıştır.

Aynı şekilde Göbekli Tepe binlerce yıllık bir sürecin ürünü olarak gözükmektedir. Arkeologların çıkardığı sonuçlara göre Göbekli Tepe üç ana dönemde inşa edilmiştir. Göbekli Tepe’deki yapılar henüz tamamıyla gün yüzüne çıkarılamamış olsa da toplamda 20 daire içerisinde yer alan 200 sütundan oluşmaktadır.

Dairelerin ortalarında iki tane T şeklinde sütun bulunmaktadır ve bir benç ile çevrelenmektedir. Benç ise ortadaki T şeklindeki sütunlara dönük olan ve ortadakilere kıyasla daha küçük, daha kısa sütunlarla süslüdür. En büyük sütunlar 4,8 m yüksekliktedir. Ve ağırlıkları 6-9 ton arasında değişmektedir.

Göbekli Tepe’deki sütunlar üzerinde çoğunlukla hayvanları tasvir eden oymalar vardır.

gobeklitepe hayvan figuru
Bir sütun parçasına oyulmuş bir aslan

Fakat bu oymalar tamamıyla hayvanlardan ibaret değildir. Sütunların üzerinde geyik ve yaban domuzu gibi av hayvanlarının tasviri bulunmaktadır. Bunların yanı sıra tilki, yılan, aslan, turna, akbaba, örümcek ve akrep gibi av hayvanı olmayan türlerin tasvirleri de bulunur.(Aynı şekilde oymaların büyük çoğunluğunu da yenilmeyen hayvanlardan oluşturmaktadır.)

Kimi sütunlarda ise mitik insanı figürlerini temsil eden oymalar bulunmaktadır. Bu tasvirler arasında suratsız başlar, kollar, kemerler ve peştemaller bulunmaktadır. Notroff kazı alanı hakkında “Alanın erken dönem anıtsallığının etkileyiciliği bir yana, bence bu araştırmayı etkileyici kılan esas şey türümüzün tarihindeki önemli noktalardan birinin altında yatan sosyal anlamdır” dedi.

Göbekli Tepe’nin inşa edildiği milattan önce 10 binli yıllarda insanlar hali hazırda yarı kalıcı yerleşimler inşa etmeye başlamışlardı. Nitekim avcı-toplayıcılıktan tarım ve hayvancılığa geçiş arasında birkaç bin yıl daha bulunmaktadır. Göbekli Tepe ise iki yaşam tarzı arasındaki bir köprünün nasıl olabileceğini bize göstermektedir. Göbekli Tepe’nin bazı alanlarında insanların ritüel olarak oruç tuttuğu anlamına gelebilecek ziyafet kalıntıları da bulunmaktadır.

Göbekli Tepe’nin gerçekte ne amaçla kullanıldığı tam olarak bilinememektedir. Kesin olarak ne amaçla kullanıldığı bilinmeyecek olsa da buranın avcı-toplayıcılar tarafından insanların toplanıp, bilgilerin paylaşıldığı, ürün takaslarının yapıldığı bir yer olarak inşa edilmiş olması oldukça muhtemeldir.


Bunlar da ilginizi çekebilir

 

Bu makaleyi paylaş
Yazan salihpalandoken Salih Palandöken
Salih Palandöken, teknoloji dünyasının nabzını tutan deneyimli bir teknoloji editörüdür. Özellikle yapay zeka, büyük veri, ve yazılım geliştirme gibi alanlarda derin bilgi birikimi ve analiz yeteneği ile tanınır. Kariyeri boyunca, sektördeki yenilikleri yakından takip ederek okuyucularına en güncel ve kapsamlı bilgileri sunmuştur. Ayrıca, teknoloji trendlerini ve dijital dönüşüm süreçlerini sade bir dille anlatma konusunda uzmanlaşmıştır. Salih, teknolojinin günlük hayata etkilerini incelerken, aynı zamanda iş dünyası için stratejik öneriler sunan makaleleriyle de dikkat çeker.