Kalp krizi, dünya genelinde milyonlarca insanın hayatını tehdit eden ciddi bir sağlık sorunu. Her 40 saniyede bir kişinin kalp krizi geçirdiği ABD’de, bu sağlık sorununun yol açtığı ölümlerin oranı yüzde 12’ye ulaşıyor. Ancak bilim dünyasından gelen yeni bir haber, bu tabloyu değiştirebilecek bir umut ışığı sunuyor. Kaliforniya Üniversitesi ve Northwestern Üniversitesi’nden araştırmacılar, kalp krizinden sonra hasar gören kalp dokusunu iyileştirebilen yenilikçi bir polimer bazlı tedavi geliştirdi. Fareler üzerinde yapılan ilk testler, tedavinin kalp fonksiyonlarını iyileştirdiğini ve doku onarımını desteklediğini gösteriyor.
Kalp Krizinin Ardından Yeni Bir Umut

Kalp krizi, kalp kaslarına kan akışının kesilmesiyle meydana gelir ve bu durum, kalp dokusunda ciddi hasarlara yol açabilir. Hasarlı dokular, zamanla kalp yetmezliğine neden olabilir; bu da hastaların yaşam kalitesini düşüren ve ölüm riskini artıran bir durumdur. Kaliforniya Üniversitesi Davis’te biyomühendislik profesörü ve çalışmanın yazarı Karen Christman, “Kalp krizinden sonra kalp yetmezliğini önlemek, hâlâ karşılanmamış önemli bir klinik ihtiyaç. Bu tedavinin amacı, kalp krizi geçiren bir hastaya mümkün olan en kısa sürede müdahale ederek kalp yetmezliğine geçişi engellemek” diyor.
Araştırmacılar, bu hedefe ulaşmak için polimer bazlı bir enjeksiyon tedavisi geliştirdi. PLP (protein benzeri polimer) adı verilen bu madde, kalp krizinden sonra hasarlı dokuların onarılmasını teşvik ediyor ve kalp kası hücrelerinin hayatta kalmasını sağlıyor. Tedavi, bağışıklık sistemini harekete geçirerek doku onarımını destekliyor ve aynı zamanda kalp hücrelerini koruyan bir mekanizma sunuyor.
Yeni Tedavi Nasıl Çalışıyor?
PLP, moleküler düzeyde oldukça akıllı bir yaklaşımla işliyor. Kalp krizinden sonra vücut, stres ve iltihaplanmaya tepki olarak belirli proteinleri aktive eder. Bu proteinlerden biri olan Nrf2, hücrelerin stresle başa çıkmasına yardımcı olur. Ancak ciddi durumlarda, örneğin kalp krizinde, başka bir protein olan KEAP1, Nrf2’yi bağlayarak dokuların daha fazla zarar görmesine yol açar. Araştırmacıların geliştirdiği PLP, Nrf2 proteinini taklit ederek KEAP1’in bu yıkıcı etkisini engelliyor. Böylece kalp dokularının onarımı teşvik ediliyor ve hücrelerin hayatta kalma şansı artıyor.
Farelerde Başarılı Sonuçlar
Araştırmacılar, tedavinin etkisini test etmek için kalp krizi sonrası hücresel koşulları taklit eden fareler üzerinde deneyler yaptı. Bir grup fareye PLP enjeksiyonu uygulanırken, kontrol grubu olarak diğer farelere sadece tuzlu su (salin) enjeksiyonu yapıldı. Deney, kör bir şekilde yürütüldü; yani araştırmacılar hangi farelerin hangi enjeksiyonu aldığını bilmiyordu.
Beş hafta sonra, fareler üzerinde manyetik rezonans görüntüleme (MRI) yapıldı. Sonuçlar çarpıcıydı: PLP enjeksiyonu alan farelerde kalp fonksiyonları önemli ölçüde iyileşmiş ve kalp kası dokularında belirgin bir iyileşme gözlemlenmişti. Buna karşılık, tuzlu su enjeksiyonu alan farelerde iyileşme minimaldi. Ayrıca, gen ekspresyon testleri, PLP ile tedavi edilen farelerde doku iyileşmesiyle ilgili genlerin daha yüksek seviyelerde aktif olduğunu ortaya koydu.

Daha Geniş Uygulama Potansiyeli
Bu tedavi henüz erken bir aşamada, yani “kavram kanıtlama” (proof of concept) evresinde bulunuyor. Araştırmacılar, PLP’nin tasarımını geliştirmek ve farklı dozajların etkilerini incelemek için çalışmalara devam edecek. Bir sonraki adım, tedavinin daha büyük memeliler üzerinde test edilmesi. Eğer bu aşamalar başarılı olursa, tedavi insan klinik denemelerine geçebilir; ancak bu süreç genellikle uzun ve karmaşıktır.
Araştırmayı başlatan ve PLP’yi geliştiren Northwestern Üniversitesi profesörü Nathan Gianneschi, tedavinin potansiyelinin sadece kalp dokularıyla sınırlı olmadığını vurguluyor. Gianneschi, “Bu tedavi platformu, makula dejenerasyonundan multipl skleroza ve böbrek hastalıklarına kadar birçok farklı hastalık için büyük bir potansiyel taşıyor” diyor. Bu, tedavinin ileride çok daha geniş bir yelpazede kullanılabileceğine işaret ediyor.
Gelecek İçin Umut

Kalp krizi, hem Türkiye’de hem de dünyada en yaygın ölüm nedenlerinden biri. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de her yıl yaklaşık 200 bin kişi kalp krizi geçiriyor ve bu hastaların önemli bir kısmı kalp yetmezliği gibi komplikasyonlarla karşı karşıya kalıyor. Bu yeni tedavi, henüz insan denemelerine uzak olsa da, kalp krizinin yıkıcı etkilerini azaltma ve hastaların yaşam süresini uzatma potansiyeline sahip.
Araştırmacılar, tedavinin güvenli ve etkili olduğunu kanıtlamak için daha fazla çalışma yapılması gerektiğini belirtiyor. Ancak şimdiden elde edilen sonuçlar, bilim dünyasında heyecan yaratmış durumda. Kalp krizinden sonra iyileşme sürecini destekleyen bu yenilikçi yaklaşım, gelecekte milyonlarca insanın hayatını kurtarabilir.
Bulgular, Advanced Materials dergisinde bildirildi.
Not: Bu haber bilgilendirme amaçlıdır ve tıbbi tavsiye niteliği taşımamaktadır. Herhangi bir sağlık sorunu için lütfen doktorunuza danışınız.