Başka bir insanla uzun süreli yaşamak zordur. Onlarca yıl bir arada kalmanın gerçekten ne anlama geldiğine dair çok az bilgi var. İnsanlar neden ve nasıl evli kalmaya devam ediyor; nasıl başa çıkıyorlar ve bazen nasıl kaçıyorlar?
Aile buluşmalarında uzun süredir evli olan çiftleri gördüğüm zaman, çiftlerin zamanında birbirlerini sevip sevmediğini düşünüyorum. Bob ve Alberta ile ilk tanıştığımızda 37 yıldır evlilerdi. Bob ve Alberta’nın evliliğinde dikkatimi çeken durumlardan biri, ikisinin de bireysel olarak ilgili oldukları alanlar ve savundukları fikirler olsa da birbirlerine karşı bir paylaşımda bulunmuyorlardı.
Çiftin birbirine karşı öfkeli ve aşağılayıcı bakışları görebiliyor ve toplum içerisindeyken ikisi arasındaki gerginliği de hissediyordum. Özel hayatlarında Bob, duygusal ve sözlü olarak zorbalık yapıyor, Alberta ise çocuk gibi davranıp muhtaç bir kişilik sergiliyor ve belki de bu yüzden hiçbir zaman araba sürmeyi öğrenmedi.
İkisinin ailelerine baktığımız zaman ailelerinin dağılma sebebi ya ölüm ya da boşanma olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda Bob ve Alberta’nın çocuğu da yetişkin bir insan.
Ayrılmak için bu kadar sebep varken neden hala beraberler?
Aile buluşmalarında bazen Alberta beni kenara çekip ve Bob’a doğru bakarak kısık bir sesle “Bir gün gelecek ve kafesimden uçup gideceğim. Bob ile yaşamaya katlanamıyorum.” Diyordu. Alberta’ya doğru eğilerek “İlk öncelikle araba kullanmayı öğrensen iyi olur.” dedim.
Bu konuşmaların yapıldığı yıllarda daha terapist değildim ve duygusal olarak olgunlaşmamıştım. Konuşmanın devamında ise Alberta iç çekerek bir gün bunun olacağını umduğunu dile getirdi.
Alberta benim eşimin annesiydi; hiçbir zaman araba kullanmayı öğrenmedi ve hiçbir zaman kafesinden kurtulamadı. Kronikleşmiş mutsuzluk çektiği evliliğinden 71 yaşındayken kanserden dolayı hayatını kaybettiğinde kurtuldu.
Yıllar içerisinde gözlemlediğim kadarıyla Bob ve Alberta’nınki gibi dinamizme sahip uzun süreli evlilikler birbirini seven çiftlerin evliliklerine kıyasla daha dayanıklı oluyor.
Mutsuz çiftlerin etrafındakiler de mutsuz çiftlerin neden beraber kalmaya devam ettiklerini merak ediyorlar. Kronikleşmiş mutsuzluk durumundaki evliliklerin devam etmesinde birkaç sebep olduğunu söyleyebiliriz.
Mutsuz Evlilikleri Devam Ettiren Sebepler
1.Finansal sebepler
Kişilerin iki evi geçindirecekleri yahut çocuklarının büyümesiyle birlikte çocuğun ilişkinin odağından çıkması ve iş hayatının bitmesiyle emeklilik döneminde boşanma masraflarını karşılayamadıkları için kronikleşmiş mutsuzluklarını sürdürüyor olabilirler.
Çiftlerin çocuklarının üniversitede okuyor olması da çiftlerin finansal stabilizasyonu bozmamak için boşanmaması için sebep olabilir. Aynı zamanda boşanma sonrasındaki yaşam standardının düşmesi ve yoksullaşma durumları da çiftlerin evliliklerinde var olan sıkıntıları görmezden gelmelerine sebep olabilir.
2.Çocuklar
Çiftler çocuklarının aile ortamından yoksun kalmasını istemedikleri için mutsuz evliliklerini sürdürebilirler fakat korktukları bir durum daha vardır: Duygusal olarak olgunlaşmış büyük çocukların, ebeveynlerinin boşanma sürecini algılayıp ebeveynlerine farklı duygular besleyebilmesi kişileri korkutabilir.
Bu durum ise çocukların ebeveynleri arasında taraf tutma ihtimallerini de doğuruyor ve bunun sonucunda ise ailecek yapılan tatiller ve buluşmalar sona ermeye başlayabilir. Birçok insan bu şekilde ailesinden dışlanma ihtimalindense mutsuz evliliğini sürdürüp evliliğindeki yalnızlığı tercih edebilirler.
3. Dini inançlar ve utanma
Boşanmayı yasaklayan ya da utanç verici bir durum olarak gören dini inançlara sahip insanlar mutsuz evliliklerine devam edebilirler. Hatta bazı ateist ve agnostikler, evlilikte başarısız olduklarını söylemeyi utanç verici buldukları için mutlu ve sağlıklı bir ilişkiden mahrum kalarak mutsuz evliliklerine devam edebilirler.
4. Korku
Bir çift ayrıldığında ortaya çıkan korkuya sebep veren pek çok durum vardır. Örneğin, bilinmezlik durumu: Kişinin tek başına ya da tek ebeveyn olarak hayatına devam etmesi, tek başına yaşlanma ihtimali yahut hayatında bir daha aşkı deneyimlememe riski kişilerde korkuya sebep olabilir. Aynı zamanda ayrılma sürecinde çiftler arasında düşmanlığın hatta şiddetin ortaya çıkma korkusu da mutsuz evliliği sürdürme sebebi olabilir.
5. Suçluluk
Eşini tüm güçsüzlükleriyle bilmek kişide, eşine zarar veren ve uzun süredir süren bir evlilikte terk eden taraf olma duygusu suçluluk hissiyatı yaratıyor olabilir.
6. Dışsal durumlar
Mutsuz evliliklerini sonlandırmayı düşünen çiftler, dışsal sebeplerden ötürü zorlu bir süreçle karşılaşırlarsa ne zaman olacağını bilmeden boşanmayı ertelemek zorunda kalabilirler. Örneğin yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, 2020 yılında insanlar evlerinden çıkamadığı için boşanma davalarında düşüş olduğu kanıtlanmıştır.
7.Alışkanlık
Bir yerde yaşamak kişide rutin hale gelerek alışkanlık yaratır. Alberta’nın “bir gün kafesinden kaçma” dileğinde de olduğu gibi kişiler evliliğini iyileştirme ya da sonlandırma konusu olduğunda belirsiz hayaller kurarlar. Bazen ise kişiler bulundukları durumu umutsuz bir şekilde kabul ederler.
8. Dönemsel olarak yaşanan mutlu anlar
Her mutsuz ilişkide istikrarlı bir üzüntü söz konusu olmayabilir. Çiftlerin dönemsel olarak keyifli anlar yaşayıp bağ kurması kişilerde “aslında güzel bir şeyi neden bırakayım ki?” düşüncesini getirebilir. Danışanım Jerry bir gün konuşurken bana şunları söylemişti: “Kaç defa ayrılmanın eşiğinde olduğumu anlatamam.
Ama sonra bir anda eşimle güzel bir gün geçiriyoruz; beraber yürüyüşe gidiyoruz, bir yerlerde ya da evde beraber vakit geçirerek sadece birbirimizin anlayacağı şakalar yapıp kahkahalar atıyor ve ilişkimizin gündelik yaşantımızın bir parçası olduğunu hissederek kendimizi güvenli hissediyoruz.
Evi terk edersem bu keyifli anlarımızı düşünerek -ki bu anlar az bile olsa çok özleyeceğimi düşünüyorum.”
9. Bir şeylerin düzeleceğine olan inanç
Bazı ilişkiler umutsuz görünse de bazı insanlar bir şeylerin değişebileceğini ve mutluluğun mümkün olduğunu umut ederler. Yapılan bazı araştırmalar, ilişkilerdeki bu umut duygusunun varlığını kanıtlamaktadır.
20 yılı aşmış evliliklerle ilgili yapılan bir çalışmada, evliliklerin ilk yıllarında kişilerin en mutsuz oldukları dönem olarak görülürken aynı zamanda da 20 yıl ve daha uzun süredir devam eden evliliklerin zaman içerisinde daha da sağlamlaştığı kanıtlanmıştır. “Sürekli kendine daha yüksek maaşlı ve daha az stresli olan bir iş bulduğunda her şey daha iyi olacak ya da çocuklar büyüdüğü ve evin dışına çıktığı zaman daha kolay olacak diyorsun.
Bazı zamanlar ise daha büyük, ferah ve fazla odası olan evimiz ve köpeğimiz olsa her şey daha keyifli olacak diyorsun kendine. Ve Bazen ise sonunda sorunlarımız hakkında konuşabileceğimiz ve sorunlarımızı çözebileceğimiz konuma geliriz diye düşünüyorsun. Bir gün mutlu olacağımızı çok uzun zamandır umut ediyorum.” Dedi danışanım Andrea.
Kronikleşmiş umutsuzluk ile devam eden evliliklerin devam etme sebebi ne olursa olsun insanların mutsuzluk içinde yaşarken geliştirdikleri başa çıkma stratejileri vardır. Bazı insanlar ilişkilerinden kendini soyutlayarak kendini korur bazıları ise eşlerinden herhangi bir beklentisi olmadan durumu kabul ederler.
Bu şekilde ise çiftler benzer hayatlar süren mesafeli ev arkadaşı gibi olurlar. Diğer insanlar ise kronikleşmiş mutsuzluklarını gidermek için dikkat dağıtıcı işlerle uğraşarak -iş, çocuk, hobiler vb.- içlerindeki boşluğu doldurmaya çalışırlar.
Kronikleşmiş umutsuzluk yaşayan evliliklerde bazen kırılma noktaları da olabilir. Bunlardan bazıları; çok fazla aldatılmak, aşağılanmak, sözlü şiddetin fiziksel şiddete dönüşmesi veyahut emeklilik durumundaki gibi beraber çok fazla vakit geçirmektir. Kırılma noktalarından başka biri ise sevilen birinin kaybı olabilir.
Bu durumda kronikleşmiş umutsuzluk yaşayan kişi hayatın kısa olduğunu fark edip daha fazla mutsuz yaşayarak hayatını bu şekilde geçirmek istemediğine karar verebilir. Elbette ölüm kalım meselesi gibi durumlar da kişilerde kırılma noktası yaşatabilir. Hatta bazı çalışmalar, stresli ve mutsuz evliliklerin kişilerde sağlık sorunlarına sebep olabileceğini göstermektedir.
Kronikleşmiş umutsuzluk yaşayarak evliliğini sürdürmüş olan yakın arkadaşım Zachary bana şunları aktardı: “Evliliğimi bitirmezsem yakın zamanda ölecekmişim gibi hissetmek benim kırılma noktam oldu.
Sahip olduğumuz harika çocuklarımızın olmasından, finansal olarak zarar görme fikrinden ve suçluluk duygusundan dolayı yıllar boyunca evliliğimi sürdürdüm. Ve kendim için çabalayacağım zamanlarımın geldiğini hissettiğim bir gün geldi.
Hayat benim için çok değişti. Şu anda daha sağlıklı hissediyorum ve bu arada eski eşim de aynı şeyi hissediyor. Sakin ve mütevazi bir hayat sürerek her gün sağlığım ve geçirdiğim saniyeler için şükrediyorum.”
Çeviren: Aleyna Melisa Şiranlı
Referanslar:
Manning, Wendy D., Payne, Kristin K. Marriage and divorce decline during Covid-19 pandemic: a case study in five states. Socius 2021. Jan-Dec. doing: 19.1177/2378023124006976. Pub 2021 April 5.
Hawkins, Daniel N., Booth, Alan. Unhappily Ever After: Effects of Long-Term, Low-Quality Marriages on Well-Being. The University of North Carolina Press, Social Forces, Vol. 84, No. 1, September 2005.
Amato, P.R., James, S.P. (2018) Changes in spousal relationships over the marital life course. In Alwin, D., Felmlee, D., Kreager, D. (eds), Social Networks and the Life Course. Frontiers in Sociology and Social Research, vol. 2.