Roman Kültürü

Roman Halkı Kimlerdir? Kökenleri Nerededir? Romanların Yanlış Adlandırılması

salihpalandoken
salihpalandoken - Salih Palandöken
Okuma süresi 5 Dakika
Roman Kültürü

Halk arasında ve daha ziyade aşağılayıcı bir şekilde “çingeneler” olarak bilinen Roman halkının gerek tarihleri gerekse kültürleri basmakalıp fikir ve yanlış isimlendirmelerle çevrili olsa da bunlardan en bilineni Notre Dame’ın Kamburu‘ndaki Esméralda olmuştur. Kitle iletişim araçlarının Roman halkını yanlış anlamalarıyla yayılan bu tür görüntüler nedeniyle çoğunlukla Roman halkından korkulacağına veya kaçınılacağına inanılıyor.

Romanlar, özellikle göçebe yaşam tarzları ve göçlerinin ilk yıllarında Hristiyan kilisesi gözünde sıra dışı adetlerinden dolayı genellikle hırsız ya da düzenbaz olarak resmedilmişlerdir. Buna rağmen Romanların göç tarihi, yaşadıkları kültürel zulümleri, yerel gelenekleri ve sağlam aile bağları büyük olasılıkla bugün yabancılar için bu kadar çekici olmalarının başlıca sebeplerindendir.

Romanlar
Romanlar

Romanlardan “Çingenelere”

Romanlar kimlerdir? Kökenleri nerededir ve neredeydiler? Yapılan son araştırmalar, Roman kültürünün Hint kökenlere sahip olduğunu keşfetti. Ronald Lee’nin araştırmasına göre her ne kadar bugün Romanların çoğu İtalya, İspanya ve özellikle Doğu Avrupa’da yaşıyor olsalar da dilbilim ve genetik uzmanları, Hint Roman kökenlerine oldukça emin bir şekilde işaret edebiliyorlar, kısaca Kuzey-Orta Hindistan’ın Romanların asıl vatanı olduğunu söyleyebiliriz.

Bununla birlikte, bu muhtemel başlangıç noktası, tüm Romanların aynı olduğu anlamına gelmemelidir. Tıpkı her kültürde olduğu gibi Romanlar arasında da bazı belirli farklar mevcuttur. Çeşitli akımlardan etkilenen kolektif ‘Romanlar’, tıpkı tüm Kızılderililerin Kızılderili olması ancak hiçbir kabilenin tam olarak birbirinin aynısı olmaması gibi kendi aralarında bireyselleştirilmiş gruplar haline gelmiştir. Romanların 11. Yüzyılda kuzey Hindistan’dan İran’a, oradan da 1400’lerde Avrupa’ya göç ederek nüfuslarını artırdıklarını biliyoruz.

Bundan dolayı göç seçimlerine bağlı olarak İran, İtalya veya Romanya gelenekleri ile toplu ‘Roman’ unvanından ayrılan muhtemel gezgin grupları vardır. Sürekli olarak göçebe bir kültürde, yüzyıllar boyunca her ülkedeki kesin nüfus sayısını elde etmek neredeyse imkansızdır. Bu sebeple nüfus sayımı kayıtları, yalnızca seyahat eden etnik grupları sayarken (veya yok sayarken) çok güvenilirdir.

Örneğin, Romanların 11. ve 15. yüzyıllarda İran’da ve Avrupa’daki çokluğu, Roman nüfusunda çarpıcı bir artış olarak öngörülür; fakat hem o zamanki hem de şimdiki belirli sayılar bugün sadece tahmini rakamlar olarak kalır. Ayrıntıların kesin olarak belirlenememesi muhtemelen, bugün yaygın olan Roman “çingeneleri” ne dair kültürel basmakalıp inançları da etkiledi.

Çingene Nedir?

“Çingene” tabiri pek çok bölgede Romanlarla eş anlamlı bir hale gelmiştir. Genel olarak bu tabir, kollarında hileleri ve parmak uçlarında büyülü cazibeleri olduğuna inanılan egzotik kökenli bir yolcuyu tanımlar. Bu gibi yanlış inanışlar, Romanların sürekli seyahatleri sırasında elde ettikleri işlere dayanmaktadır. Çünkü göçebeler, yanlarında taşıyabilecekleri ya da kolayca geride bırakabilecekleri tarzda işlere ihtiyaç duyarlar.

Çingeneler
Çingeneler

Bu bakımdan, bu insanların büyük çoğunluğu hayvan tüccarı, hayvan terbiyecileri, tamirciler ve müzisyenler olurken, kadınlar da fal bakıp, ilaçlar satıp, dilenerek gösterilerde eğlence amaçlı çalıştılar.

Durum böyleyken, Avrupa’nın farklı bölgelerinde cadıların, Yahudilerin ve Hristiyan olmayan diğer kimselere yapılan zulümlerin hızla her yere yayılmasından sonra Roman adını tehlike ve karanlıkta daha da gizlediler. Üstelik onların alışılmışın dışındaki tarzlarını (Hristiyan kilisesi söz konusu olduğunda) ima ederek Romanlar için aşağılamak amacıyla “çingene” terimi kullanılmaya başlandı.

Çingeneler Değil, Roman Aileler

Bunun en büyük sebebi, Roman kültürüne karşı böylesine ısrarlı güvensizliği Romanların kendilerine de duyması ve bireysel akraba grupları ve geniş aileler olarak yaşamaya devam etmeleridir. Romanlar, kendilerine ait yasaları, gerektiğinde reisleri ve konseyleriyle ihtiyaç halinde Roman olmayan dünyadan ziyade kendilerininkini tercih ediyorlar.

Roman Eğlenceleri
Roman Eğlenceleri

Her ne kadar bu gözlem her Roman bireyi ya da grupları için birebir doğru olmadığından tamamen doğru kabul edilmese de birçok yaşamın önemli bir parçası olmaya devam ediyor. Her ne kadar şehirleşme birçok Roman gruplarının geleneksel kırsal adetlerinin yavaş yavaş solup bitmesine neden olsa da yalnızca bir şey tüm göçlerinde önemini yitirmeden varlığını sürdürmeye devam etti: Aile kavramı.

Yerli müzikleri, evlilik adetleri ve adalet sistemleri gibi gelenekler uzun zamanlar boyunca yazılıdan çok sözlü olarak aileler sayesinde başarıyla nesilden nesle aktarılarak hayatta kaldı. Zulüm ve sürgün yılları boyunca ve bir yüzyıldan diğerine devam eden hakaretlere rağmen, Roman halkı birbirine sıkı sıkıya bağlı bir aile topluluğu olarak kaldı.

İtalyan, Romanyalı, Rus, İskandinav ya da Amerikalı olsun ya da olmasın Roman halkında ailenin gücü, var olan kültürün devam etmesi için son derece önemlidir. Tüm bunlara rağmen Roman imajının güçlü aileler olarak anılması yerine büyük ölçüde ‘düzenbazlar’ ve ‘çingeneler’ olarak kalması son derece üzücüdür.


Bunlar da ilginizi çekebilir

 

Bu makaleyi paylaş
Yazan salihpalandoken Salih Palandöken
Salih Palandöken, teknoloji dünyasının nabzını tutan deneyimli bir teknoloji editörüdür. Özellikle yapay zeka, büyük veri, ve yazılım geliştirme gibi alanlarda derin bilgi birikimi ve analiz yeteneği ile tanınır. Kariyeri boyunca, sektördeki yenilikleri yakından takip ederek okuyucularına en güncel ve kapsamlı bilgileri sunmuştur. Ayrıca, teknoloji trendlerini ve dijital dönüşüm süreçlerini sade bir dille anlatma konusunda uzmanlaşmıştır. Salih, teknolojinin günlük hayata etkilerini incelerken, aynı zamanda iş dünyası için stratejik öneriler sunan makaleleriyle de dikkat çeker.