Sigmund Freud 1856 yılında bugün Çek Cumhuryeti sınırları içinde olan Moravya’nın Freiber şehrinde doğmuştur. Freud’ un babası bir yün tüccarıydı ve o zaman Moravya’ daki yahudilerin çoğu gibi yoksul bir ailelerdi. Freud 4 yaşındayken ailesi ile birlikte Viyana’ ya taşındı ve Freud 1938 de Naziler Avusturya’yı işgal edene kadar burada yaşadı.
Her zaman başarılı bir öğrenci olan Freud Fransızca, İngilizce, Yunanca, Latince, İspanyolca ve İtalyanca biliyordu. 1881 yılında Viyana Üniversitesi’nden tıp diploması alarak mezun oldu. Tıp okulunda okurken ailesinin destekleri de oldukça fazlaydı. Ailenin diğer sekiz üyesi 3 yatak odasını paylaşırken Freud ‘a özel bir çalışma odası ayrılıp, herkes mumla aydınlanırken Freud a bir lamba tahsis edilmişti.
Ama Freud’ un doktorluk yapma gibi bir isteği yoktu. Kısa sürede üne kavuşmak için bir keşif yapmak istiyordu. Mezun olduktan sonra ilk olarak Ernst Brücke ‘nin fizyoloji laboratuvarında çalışmaya başladı. Ama burda geleceği belirsiz ve maaşı da oldukça düşüktü. Martha Bernays ilenişanlandıktan sonra hocasının tavsiyesi üzerine hayatına başka bir yön vermeye karar verdi.
Böylelikle Viyana Devlet Hastanesi’nde doktorluğa başladı. Üç yıl çalıştıktan sonra Fransa’nın ünlü tıp adamı Jean Martin Charcot ile çalışmak üzere 5 aylık burs kazandı. Freud’un burdaki deneyimleri klinik kariyerinin başlangıcıydı. Histeri ve hipnozla ilgili ilk deneyimlerini burda kazandı.
Viyana’ ya döndükten sonra bilinçdışı süreçler, zihinsel yaşantı, cinsel dürtüler ve histeri üzerine düşünmeye başladı ve hayatının sonraki 50 yılı boyunca bunu yapmaya devam etti.
Freud 4 yıl süren nişanlılık döneminden sonra Martha Bernays ile evlenir ve bu evliliğinden üç kızı ve üç oğlu olur. Freud kuramında cinselliğe bu kadar vurgu yapmasına rağmen 30 yaşında evlenene kadar bakir olduğu ve evlendikten sonra da sadık bir koca olduğu bilinir.
Bir süre sonra Freud Breur’la birlikte çalışmaya başladı. Birlikte histeri üzerine çalışıyorlardı ve bu çalışmalar psikanalizin başlangıcı olarak görülmektedir.
1890 ların sonunda Freud ciddi bir nevroz yaşamıştır. Bu dönemde kendi rüyalarını yorumlamış ve kendi geliştirdiği yöntemlerle iç dünyasını çözümleyip yaratıcı çalışmalar elde etmiştir. Bu dönemden sonra en meşhur kitaplarından biri olan “Rüyaların Yorumu” kitabını ortaya çıkarmıştır.
Daha sonrasında başka kitaplar dayazarak ününü artırmış ve ortaya kendisini destekleyen bir grup ortaya çıkmıştır. Bu çalışma arkadaşlarıyla Viyana Psikanaliz Topluluğu’nu oluşturmuşlardır.
Freud zaman içinde kuramında bir çok değişiklik yapmıştır. Nevrozun çocukluk çağında ailesinden taciz gören kişilerde görüldüğü iddiasından vazgeçmesi ve kuramına insan doğasına ilişkin kötümser bakış açısı ve ölüm içgüdüsünü kuramına eklemesi bu değişikliklerden bazılarıdır.
Freud ailesiyle beraber nazilerin yahudi düşmanlığının artması üzerine Viyana’dan ayrılmak zorunda kalmıştır. İngiltere’ye yerleşen Freud çalışmalarına burda devam etmiştir. bir süre sonra hastalanıp çok fazla operasyon geçiren Freud çalışmalarına devam etmek için kendisini uyuşturan ilaçları almayı reddetmiş.
Bu dönemde de tütün alışkanlığından yine de vazgeçmemiş günde 20 Küba purosu içmeye devam etmiştir. Hayatının son günlerinde çok fazla acı çeken Freud doktordan kendisine yüksek doz morfin vermesini istemiştir. Doktor da en küçük kızı olan Anna Freud’un onayı ile bu isteğini yerine getirmiştir. Böylece 1939 yılında Londra da hayatına veda etmiştir Freud. Psikolojinin en ünlü siması olan Freud ardından üstünde çok tartışılacak bir kuram bırakmıştır.