Yerçekimi, bir gezegen ya da kütlenin cisimleri kendi merkezine doğru çekmesi sonucu oluşan çekim kuvvetine verilen isimdir. Kütle çekim kuvveti tüm gezegenleri güneş etrafında yörüngede tutar.
Yerçekimi Etkileri Nelerdir?
Zıpladığınızda uzaya süzülmek yerine yere inmenizin sebebi nedir?
Eşyalar neden fırlattığınızda ya da yüksekten bıraktığınızda aşağı düşer?
Bunun tek bir cevabı var, o da yerçekimi… Yerçekimi, cisimleri birbirlerine doğru çeken görünmez bir kuvvet.
Cisimleri yerde tutan ve eşyaları aşağıya düşüren şey yeryüzündeki yerçekimidir.
“Kütle çekim çalışmasının animasyonu. Albert Einstein kütle çekimini, yıldız ya gezegen gibi bir cismin etrafını saran uzaydaki bir kavis olarak tanımlamıştır. Eğer yakınında başka bir cisim varsa, kavise doğru çekilir.
Kütlesi olan her şeyin kütle çekimi de vardır. Kütlesi büyük olan cisimlerin kütle çekimi daha büyüktür. Diğer bir yandan mesafe arttıkça kütle çekimi azalır. Bu yüzden, cisimler birbirlerine ne kadar yakın olurlarsa, kütle çekimleri de o kadar kuvvetli olur.
Dünya‘nın yerçekimi tamamen kendi kütlesinden gelir. Bu kütlenin tamamı bedeninizin tamamında birleşik kütlesel bir çekim yaratır.
Vücut ağırlığınızı oluşturan şey budur ve eğer Dünya’dan daha az kütleli bir gezegende olsaydınız, ağırlığınız buradakinden daha az olurdu.
Dünya’nın size uyguladığı aynı kuvveti, siz de ona uygularsınız. Ama Dünya sizden çok daha büyük bir kütle olduğu için sizin uyguladığınız kuvvet gezegenimize ciddi bir etki yapmaz.
Evrenimizdeki Yer Çekiminin Özellikleri Nelerdir?
Kütle çekimi, gezegenleri güneş ve Ay’ı da Dünya etrafında yörüngede tutan şeydir. Ay’ın kütlesel çekim kuvveti denizleri kendine doğru çekerek gelgitlere sebep olur.
Kütle çekimi, oluşturuldukları maddeleri birbirlerine çekerek yıldızları ve gezegenleri meydana getirir.
Kütle çekimi sadece kütleleri değil, ışığı da çeker. Bu prensibi (ilkeyi) Albert Einstein bulmuştur. Eğer bir el fenerin yukarıya doğru tutarsanız, yer çekiminin etkisiyle ışıkta belli belirsiz kızıllık oluşacaktır. Bu değişimi gözle göremezsiniz ama bilim adamları tarafından ölçülebilir.
Kara delikler o kadar küçük alanlara o kadar fazla kütle toplarlar ki, kütle çekimleri her şeyi, ışığı bile, tutabilecek kadar güçlüdür.
Dünya’daki Yerçekimi
Kütle çekimi bizim için çok önemlidir. Yeryüzünde kütle çekimi olmadan, yaşamak mümkün olmazdı… Güneş’in kütle çekimi Dünya’yı, onun ışık ve sıcaklığının tadını çıkarabilmek için yeterli bir mesafedeki yörüngede tutar. Nefes almamız için gereken hava ve atmosferimizi baskılar. Kütle çekimi dünyamızı bir arada tutan şeydir.
Ancak kütle çekimi Dünya’nın her yerinde aynı değildir. Yeraltı tabakaya doğru kütlesi fazla olan yerlerde yer çekimi kısmen daha kuvvetlidir. NASA yeryüzündeki bu yer çekimi farklılıklarını ölçmek için 2 uzay aracı kullanır. Bu araçlar “Yerçekimi İyileştirme ve İklim Deneyi (GRACE)” görevinin bir parçasıdır.
“GRACE görevi bilim adamlarına yeryüzündeki yer çekimi farklılık haritalarını oluşturmak için yardımcı olur. Mavi renkteki yerler kısmen daha az yer çekimine sahiptir, kırmızı renkteki yerler ise kısmen biraz daha fazla çekim oluşturur.
GRACE yer çekiminde zaman içerisinde ufak değişimler saptar. Bu değişimler gezegenimiz hakkında önemli detaylar açığa çıkarmıştır. Örneğin, GRACE deniz seviyesindeki değişimleri gözlemler ve yer kabuğundaki depremlerle oluşan değişimleri saptayabilir.
Einstein’in 100 Yıl Önce İdda Ettiği Yer Çekimi Dalgaları
Bilim adamları ilk kez, uzay-zaman dokusunda yerçekimi dalgaları adı verilen, uzak evrendeki felaketli bir olaydan dünyaya gelen dalgalanmaları gözlemlediler. Bu, Albert Einstein’ın 1915 genel görelilik teorisinin büyük bir tahminini doğrular ve kozmosa eşi görülmemiş yeni bir pencere açar.
Yerçekimi dalgaları, dramatik kökenleri ve yerçekiminin doğası hakkında başka türlü elde edilemeyen bilgiler taşır. Fizikçiler, tespit edilen yerçekimi dalgalarının, tek, daha büyük bir dönen karadelik üretmek için iki kara deliğin birleşmesinin bir saniyesinin son kesri sırasında üretildiği sonucuna vardılar. İki kara deliğin bu çarpışması önceden tahmin edilmişti ama hiç gözlemlenmemişti.