Yerli kedi, (Felis silvestris catus) yaklaşık 10.000 yıldır bizimle. Yakın zamanda, Kıbrıs’ta 9.500 yıllık insanın ve birlikte yaşadığı kedilerinin var olduğu bir mezar keşfedildi. Bu kediler, adaya özgü değiller.
Kediler varlığını, bir şekilde insanların müdahalesine borçlu. Toksoplazma gondii (Toxoplasma gondii, Toxoplasma cinsine dahil parazitik tekhücreli bir tür.) hakkındaki son veriler; seçici olarak üreme yoluyla, insanların kedileri nasıl şekillendirdiklerini düşünmeye alışık olsak da, kedilerin kültürel farklılıklarının insan davranışları üzerinde etkisi olabileceğini öne sürmekte.
Bazı aydınlar, insanlara eşlik eden hayvanların (yani, kedi kültürleri ve köpek kültürleri) seçiminin, kendi değerlerinin bir yansıması olduğunu ancak ironik kısmın ise hayvanların (kedilerin) bu değerleri şekillendirebileceğini ifade etmeleridir.
“Bir arkadaş bir keresinde kediyi evcilleştirmediğimizi söylemişti, lakin kedi bizi evcilleştirdi.” (Ortaçağ Avrupa’daki kedilerin imhası, kara farelerin üremesini teşvik etmiş olabilir) şeklinde bu hayvanların, haşere topluluklardan kurtulmak için sunulan işlevsel açıklamaları makul olsa da , yerli kedilerin insanlara eğilimli olduğu da olabilir; Her halükarda, dünyadaki kedilere hâkim atalarının Kuzey Afrika Yaban Kedisi; Felis silvestris libyca’dan geldiği anlaşılır.
Aynı zamanda Avrupa Yaban Kedisi gibi Felis silvestris’ in diğer alt türlerinin de, Avrupa ırklarına büyük olasılıklarda katkısı vardır.
Bu katkılar, kedilerin yerel vahşi popülasyonları hatırlatan tekir işaretler sergilemeleri ve hibridizasyon-türlerin birbirine karıştığı ve iç içe geçtiği – şeklinde yaygınlık gösterir.
Yerli kediler ile atalarından gelen vahşi kuzenleri arasında farklılıklar vardır. Çoğu, evcil alt türde olduğu gibi beyni daha küçüktür . Çoğu, aynı zamanda nispeten sosyaldir ve doğal olarak evcildir. Kedileri, yalnız yaratıklar olarak düşünmeye alışkınız.
Vahşi doğada, çeşitli silvestris alt türlerinin yavruları çiftleşme olmadıkça veya yetiştirilmedikçe yalnız olma eğilimindedir. Bu vahşi kedi kolonilerinin varlığı; evcil kediler ile vahşi kuzenleri arasında önemli davranışsal farklılıklar olduğunun belirtisidir.
Yaban kedilerinin aksine, köpekler veya sürüler halinde yaşayan canlı hayvanlar olmasa bile evcil kediler birlikte yaşayabilir (on milyonlarca kedi sahibi tarafından, onaylandığı gibi).
Bazı kanıtlar, Avrupa Yaban Kedileri ile melezleşmenin, evcil hayvanlara göre daha az doğal üreme veya sosyalleşme eğiliminde olması, bu özelliklerin bir miktar gerileme gösterdiğini ortaya koymaktadır (Heterozigot hibridinde çeşitli lokallerde alel).
Yerli kedi evriminin doğası ile ilgili diğer bir ilginç hipotez, neoteni (Neoteni, olgunlaşma süresinin yavaşlaması sonucu büyümenin daha uzun zaman almasıdır.) özellikler için yetiştirildikleridir. Aynı değerlendirme köpeklerde hatta insanlarda bile yapıldı.
Pek çok yavru kedi, kedilerin sadece morfolojik özelliklerini sergilemekle kalmaz, çöplerde yaşama gibi davranış önyargılarını da gösterebilir.
Tabii ki kedilerin birçok resmi “cins”’ leri vardır. Anlıyorum ki, bazı eski fiziksel türler olsa da (örneğin, Persler eski bir cins), sertifikalı cinslerin büyük çoğunluğunun 100. yılın sonunda ortaya çıktığı görülür. Bazılarında bilinçli girişimlerle, kedilerin fiziğindeki eski çizgileri diriltmek için çalışmalar yapılsa da, bu ırkların kısmen öncül modellerden gelip gelmediği sorusunda, belirsizlikler vardır.
Yetiştiriciliğe olan ilgi (kedi şovları vb.) nedeniyle, kedi genetiği ile ilgili birkaç kural biliyoruz.
Birincisi, “uzun tüylü” kediler ,“kısa tüylü” kediler için resesif gibi görünmektedir.
Yani, kısa tüylü kediler, doğal ortamda uzun tüylü yavrular üretebilir, ancak birlikte yetişen uzun tüylü kediler, yalnızca genotipleri homozigot oldukları için uzun tüylü üretebilirler.
Yaban Kedileri her zaman çok kısa tüylüdür ve buradaki neden açıktır, çünkü uzun tüylüler çok daha fazla günlük tımar gerektirme eğilimindedir .
Uzun tüylü kedi cinslerinin sahiplerine, düzenli olarak fırçalama yolu ile kedi hijyeni konusunda yardımcı olmaları önerilmektedir.
Uzun tüylü olmanın olağan sonuçları oldukça açık gözükse de, Norveç Orman Kedisi gibi bazı ırkların üstün yalıtım özellikleri olması nedeniyle uzun tüyler geliştirmiş olabileceği yönündeki spekülasyonlar vardır.
Kedi yetiştiricilerinin, bir başka ilgi alanı da modanın rengi ve kalıbıdır ; burada Agouti (Kemiriciler) geninde, baskınlığa dirençli bir kalıtım kalıbı sergileme özelliği vardır. Kısacası, pek çok kedide ortak olan ve aynı zamanda vahşi doğada norm olan “tekir” deseni , “katı” renk desenlerinde baskındır.
Agouti, MC1R lokusunun (çeşitli pigment üretim genlerinin düzenlenmesinde merkezi bir role sahip olan) bir antagonisti (Antagonist, kurguda, ana karakteri, engellemekle yükümlü kişidir.) olan bir peptittir ve bantlama modelleri, memeli taksonları boyunca benzer genetik yapı sergiler.
Bu şeritleme deseninin kamuflaj değeri iyi bilinmektedir, bu yüzden vahşi doğada bunun norm olması, mantıklıdır.
Ayrıca kediler için lokalize olan birçok renk genleri vardır. Bu özelliğin poligenik doğası, özellikle şaşırtıcı olmamalıdır. İnsanlar; cilt pigmentasyonunda daha az çeşitlilik gösterir (yani, bir pigmenti, iki melanin formunu, skaler bir şekilde siyah-beyaz arasında, bir aralık oluşturmak için modüle ederiz) ve bu özellik poligenik özelliktir.
Unutulmaması gereken ilginç bir noktada, beyaz mavi gözlü kedilerin sağır olma ihtimalinin daha yüksek olduğudur.
Editör / Yazar: Neslihan ÇAKMAK