Popüler kültürden bildiğimiz tüm sanal asistanlar içinde sadece birkaçı orijinal ve muhtemelen en bilindik olana karşı gelebildi: o da bir 1968 Stanley Kubrick filmi olan 2001: Bir Uzay Macerası filminden HAL 9000. Buna kesinlikle minnettar olmalıyız.
Sonuçta Alexa ışıklarınızı söndürebilir fakat size karşı gelemez ve hayatınızda büyük zararlara yol açamaz. Yoksa bunları yapabilir mi? Amazon’un Alexa’sı, Samsung’un Bixby’si, Google Asistan, Apple Siri, Microsoft’un Cortana’sı, IBM Watson ve diğer tüm sanal asistanlar sizin arkadaşınız, köleniz, yardımsever yoldaşınız veya yardımcınız olarak tanıtıldı.
HAL bize daha şeytani ama belki de daha gerçekçi bir şeyi gösterdi. Teknoloji şirketleri, sanal asistanları daha kolay ve iyi bir yaşamın tamamlayıcı parçaları olarak gösteriyor. 2001: Bir Uzay Macerası filmi soruyor: Ne pahasına? Film, konfor uğruna mahremiyetimizi feda ettiğimiz durumda teknolojik ekosistem şirketlerinin aslında kendileriyle yarış halinde olduklarını gözler önüne seriyor.
“Sana yardım etmek istiyorum.” -HAL:
2001: Bir Uzay Macerası’nda HAL, uzay aracı mürettebatına onlardan biriymiş gibi tanıtılır; Fakat bilişsel yetenekleri, insan yoldaşlarından çok daha gelişmiş olan bir mürettebat üyesi. HAL her zaman her yerdedir ve mürettabatı hayatta tutan teknolojiyle bütünleştirilmiştir.
Mürettabat, HAL’ün gemiyi kontrole yardım etmesi uğruna tüm özel hayatlarından vazgeçip ona güvenirler. HAL’ü tasarlayan insanların, mürettabatın ihtiyaçlarını tam anlamıyla bilip bilmediklerini düşünmüyorlardı bile. Veyahut HAL’ün esas sadık olduğu şeyin Mission Control ve daha da ötesi, kendi programlaması olduğunu bilmiyorlardı.
Ayrıca, modern sanal asistanların kar amacıyla üretildiği gayet açık bir durumken ortalama tüketiciler, bu asistanların varlığından nasıl gelir elde edildiğine dair neredeyse hiçbir fikri yoktur. Bugünlerde tüketiciler mahremiyetleri açısından biraz daha eğitimli olmalılar çünkü sanal dünyadaki bazı sonuçlar fiziksel dünyayı da etkileyebiliyor ve bu durum toplum bilincine henüz nüfuz edemedi.
Bir makinenin sizi 7/24 izlemesine izin vermek çok büyük bir bedel ancak tüketiciye göre pek de öyle değil çünkü sanal asistanlar, yapıldıkları şirketlerden kazandıkları güven halesini takıyorlar(örneğin Google arama motoru eşi bulunmazdır yahut Amazon’un satış deneyimleri küresel pazarı yönetir.)
HAL’ün yaptığı gibi bu makineler çok geniş boyutta veri işler. O kadar çok ki üreticileri bile onların yeteneklerinden ya da amaçlarına nasıl ulaştıklarından tam anlamıyla emin olamıyor. Sanal asistanların mesleki faydası şu özelliklerinden kaynaklanıyor: gözlemlerine dayanarak sizin nasıl hareket edeceğinizi tahmin ediyorlar ve bu hareketler için fırsatlar yaratıyorlar ve tahmini analizler için büyük veri çıkarmak iş dünyasında çok yaygın bir konudur.
“Dudaklarınızın hareket ettiğini gördüm.” -HAL:
2001: Bir Uzay Macerası filminde, görünen o ki mürettabat HAL’ün hızlı başlangıç kılavuzunu dikkatlice okumamış. Onun yalan söyleyebileceğini bilmiyorlardı ve dudak okuyabildiğinden de haberleri yoktu. Mürettabat biraz mahremiyet için gemiyi terk ettiklerinde HAL’ün kameraları yine onları görebiliyor ve o kadar da “özel” olamayan konuşmalarını kaydediyordu.
Sonrasında bıçak kemiğe dayandı ve en sonunda o bıçağı yiyen de mürettabattı. İşte her zaman dinleyen ve kayıt da yapabilen bir sanal asistanı her emrimize amade gibi sahiplenmenin beklenmedik sonucu! Şaşırmayın çünkü Amazon’un yaptığı da tam olarak bu.
Eğer sizi evinizde bile dinleyen şirketler varsa kayıtları yanlış kişilere göndermek, kasıtsız bilgi sızdırmak, ya da yanlışlıkla sizi başkasının dinlemesini sağlamak gibi “hatalar” yapmaları kaçınılmazdır. Bir de eğer hüküm ve koşullar tarafından güvence altına alındığınıza inanıyorsanız, yanılıyorsunuz ama boşverin çünkü muhtemelen 2001: Bir Uzay Macerası’ndaki mürettabatın yaptığı gibi siz de onları ya anlamamış ya da zaten okumamışsınızdır.
“Üzgünüm bunu yapamam, Dave” -HAL:
Kubrick 2001 filmini teknolojik, fiziksel ve psikolojik köleliği tasvir edebilmek için kullandı. HAL ilk olarak fiziksel çevreyi kontrol ederken sonrasında kontrol gücünü psikolojikde kullanmaya çalışıyor.
Eğer 2001: Bir Uzay Macerası filmini HAL’ü bir kahramanmış gibi düşünerek yeniden düşlersek o zaman mürettabatı öldürmekte gerçekten haklı olduğunu anlamış oluruz. Ne de olsa bu sinir bozucu insanlar öngörülemez çünkü duygularını işin içine katıp görevi mahvedebilirler.
Eğer hayatlarımızı Google’ı bir kahramanmış gibi düşünerek düşlersek o zaman biz onun “asistanıyız” demektir çünkü ona hareketlerimizi tahmin edebilmesi ve gözlemlemesi için gerekli olan veriyi sağlayan bizleriz. Şanslıyız ki bu makineler teknoloji şirketleri adına hayatlarımızı devralmadan önce hala bu durumu düzeltmeye zamanımız var.
İnsanlar Amazon’dan yemek sipariş etmesi için papağanlarını kullandığı sürece halk, makinelere güvenmenin pek de akıllıca olmadığı anlayacak. Yapay zeka hala büyük bir hızla gelişmeye devam ediyor. Önünde sonunda ödül olarak tüketici mahremiyeti isteyip devamlı gözetimi, hava borusundan dışarı fırlatmak gibi bir karara varmamız gerekecek.
Editör / Yazar: Meltem ARSLANER