Her ne kadar inanılırlıkları olmayan insanlar tarafından; ağızdan ağıza basit birer söylenti olarak yayılmış olsalar da, tarih bizlere şehir efsanelerinin birçok gerçeği barındırabileceğini gösterdi. Gerçek oldukları ortaya çıkan sekiz komplo teorisini keşfetmeye ne dersiniz?
Mafyanın Varlığı
Uzun bir süre boyunca hiç kimse mafyanın varlığına inanmadı. Kendi içerisinde bir hiyerarşiye sahip ve örgütlü bir sυç grubunun varlığı kulağa hayal ürünü gibi geliyordu. Nihayetinde, sυçlυlar her zaman oradaydı.
Ünlü mafya muhbiri Joe Valachi tohumları dökene kadar, halk mafyanın gerçek olduğunu bilmiyordu. Sadece bunu meydana çıkarmakla kalmadı; herkesle çalıştıklarını, hatta CIA (Merkezi İstihbarat Teşkilatı), siyasetçiler ve üst güzey yetkililerle de ilişkileri olduğunu açıkladı.
Yasadışı Deneyler
Sivil gruplar ve askeri personel; yıllarca Birleşik Devletler (ABD) hükümetinin kendi rızaları olmadan üzerlerinde deney yaptıklarını iddia etti. Toplumdan dışlanarak deli damgası yediler. Fakat daha sonra anlaşıldığı üzere bu vakalardan çoğunun gerçek olduğu anlaşıldı.
70’li yılların ortasında, ABD başkan yardımcısı Nelson Rockefeller’in emriyle; CIA, MK Ultra olarak bilinen bir programı gizlice geliştirmek için 20 milyon dolardan fazla para harcadı. Tasnif edilmemiş bilgilere göre, program, ülkenin düşmanlarını sorgulamak üzere kullanılacak bir doğruluk serumunu bulmaya çalışmıştı.
Ancak teşkilat bu amaç uğruna kendi vatandaşını kullanmıştı. Araştırmacılar, halüsinojenik ilaçların, hipnoz yöntemlerinin ve biyolojik/radyolojik unsurların kullanıldığı deneylerini yapacakları insanları bilgileri ve rızaları olmadan, rastgele seçmişlerdi.
Bugün çoğu insan; bu deneylerin asıl amacının doğruluk serumunu bulmak değil, zihin kontrol tekniklerini geliştirmek için yapılan deneyler olduğuna inanıyor.
Asbest
Günümüzde asbest mineralinin kesin olarak kansere neden olduğu bilinirken, bu gerçeğin bir efsane olarak görüldüğü zamanlar vardı. Asbestten etkilenenler, hastalıklarının bu yapı malzemesinin kullanımından kaynaklandığını düşündüler. İmalatçı şirketlerin bunu gizleyerek bir komplo kurduklarına inanıyorlardı. Haklılardı. Asbestin zararlı etkilerini bilen imalatçılar, iddiaları görmezden geldiler ve otuz yılı aşkın süre boyunca bilgileri sakladılar. Sonunda 1962’de skandal çıktı.
Karşı İstihbarat Programı
Başta sadece bir söylentiydi, ancak daha sonra gerçek olduğu ortaya çıktı. 1956 yılında FBI (Federal Soruşturma Bürosu), ayrımcılığı arttırmak, karışıklığa sebep olmak ve Amerika Birleşik Devletleri Komünist Partisi içerisinde firarlara neden olmak için tasarlanmış karşı istihbarat programı olan COINTELPRO (Counter Intelligence Program, Karşı İstihbarat Programı) ‘yu oluşturdu.
Program kısa sürede hedeflerini ABD Sosyalist İşçi Partisi (1961), Ku Klux Klan Örgütü (1964), Kara Panter Partisi ve İslam Milleti Hareketi’ne kadar genişletti. Daha sonra ise, yönetime basit müdahalelerde bulunmak isteyen barışçı ve dinci gruplar da, programın hedefi haline geldi (1968).
COINTELPRO 1971’e söz konusu hareketlerin liderlerinin etkinliklerini teşhir etmeye, bozmaya, hedef şaşırtmaya, itibarlarını sarsmaya ya da başka şekillerde etkilerini söndürmeye devam etti.
Bohem Korusu Topluluğu
Amerikan seçkinlerinin dev bir baykuş heykeline tapınmak ve bazı geleneksel olmayan ritüellerini gerçekleştirmek için 1872’den beri özel doğal mekanlarda buluştuğu söylenir. Bu kült hakkında bilinen çok fazla şey olmasa da, NBC, CBC ve BBC gibi büyük televizyon kanalları, kültün varlığını doğruladı. Bunun basit bir kült mü yoksa Masonlar gibi bir güç grubu mu olduğunu ise bilmiyorlar.
CIA Uyuşturucu Ticareti Yapıyor
1996’da gazeteci Gary Webb pek çok kişinin şüphelendiği bir şeyi aydınlattı: Uluslararası uyuşturucu ticareti yalnızca CIA gibi organizasyonların payı olursa gerçekleşebilirdi. Görünüşe göre istihbarat ajansı ve diğer hükümet ajansları, uyuşturucu pazarında olup biten her şeyi biliyordu ve Nikaragua’daki Sandinista hükümetini devirmek için s∂vaşan paramiliter grupları finanse etmek adına Los Angeles’tan kaçakçılık ve Latin Amerika gecekondularının sular altında kalmasına aktif olarak katıldı.
Nayirah Tanıklığı (1991 Körfez S∂v∂şı)
1991’de, 15 yaşındaki Nayirah, Irak’ta meydana gelen bir dehşeti mahkemeye ve medyaya bildirdi. Açıklamalarına göre, Iraklı askerler hastane küvözlerinde bulunan Kuveytli çocukları ōIdürmüştü. Hikayesi o kadar yürek p∂rç∂I∂yıcıydı ki, ABD’nin 1991 Körfez S∂v∂şı’nı başlatmasına bir bahane olarak, katalizör görevi gördü.
Daha sonra, Nayirah’ın ABD Kuveyt Büyükelçisi Saud bin Nasir al-Sabah’ın kızı olduğu ve Iraklı askerler hakkındaki şahitliğinin, istilayı haklı çıkarmak adına hükümet tarafından planlandığı ortaya çıktı.
Paperclip (Ataç) Harekâtı (Naziler Amerika’da)
Uzun bir süre boyunca; yeni kimlikleriyle Amerika’da yaşamaya başlayan Nazilerin hikayesi bir sokak efsanesiydi. Ancak Paperclip Harekatı’yla bu hikayelerin gerçek olduğunu ortaya çıktı.
1945’te, Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin Stratejik Hizmetler Ofisi, ülkeleri adına hizmet etmeleri için Alman bilim insanlarını işe aldı. Bu kişilerin Nazi partisine katılmamış olmaları istendi, böyle olması gerekiyordu. Ancak daha sonra, hükümetin belli kimliklerde ve çalışma geçmişlerinde sahtecilik yaptığı, bu sayede yüzlerce kişinin gerekli şartları karşıladığı anlaşıldı.
Zehra GÜNEŞ