Astroloji yüzyıllardır insanların ilgisini çeken ve yaşamlarını etkileyen bir alan olmuştur. Gezegenlerin ve yıldızların konumlarının, insanların karakter özelliklerini ve yaşam olaylarını etkilediği iddiası, modern bilim tarafından genellikle şüpheyle karşılansa da, popüler kültürde ve günlük yaşamda önemli bir yer tutmaya devam etmektedir. Keimyung Üniversitesi ve Melbourne Üniversitesi’nden Mohsen Joshanloo’nun yeni çalışması, bu iddiaların geçerliliğini bilimsel yöntemlerle incelemiştir.
Araştırmanın Arka Planı ve Yöntemleri
Astrolojinin tarihsel kökenleri, insanlığın gökyüzüne olan merakıyla başlar. Astrolojik inanışlar, antik medeniyetlerden günümüze kadar süregelmiştir. Modern dünyada ise astrolojinin popülerliği devam etmekte, insanların yaklaşık %30’u burçların yaşamları üzerinde etkisi olduğuna inanmaktadır. Ancak, bu inanışların bilimsel temelleri sorgulanmaktadır.
Joshanloo’nun çalışması, burçların subjektif iyi oluş üzerindeki etkilerini anlamak için geniş ve ulusal olarak temsil edici bir örneklem kullanarak sağlam istatistiksel analizler gerçekleştirmiştir. Çalışmada, Amerikan toplumunun geniş kesimlerini temsil eden Genel Sosyal Anket (GSS) verileri kullanılmıştır. 1972 yılından beri yapılan bu anketler, ABD sakinlerinin tutumları, davranışları ve görüşleri hakkında kapsamlı bilgiler sunmaktadır.
Bu çalışmada, 2016, 2018, 2021 ve 2022 yıllarına ait GSS verileri kullanılmış ve 12.791 katılımcının yanıtları analiz edilmiştir. Katılımcıların yaş ortalaması 50 olup, %55’i kadınlardan oluşmaktadır. Katılımcıların burçları doğum tarihleri baz alınarak belirlenmiştir
Bulgular ve Derinlemesine Analizler
Araştırma, burçların sekiz ana iyi oluş göstergesi üzerindeki etkilerini incelemiştir: genel mutluluk, depresif belirtiler, psikolojik sıkıntı, iş tatmini, finansal tatmin, yaşam heyecanı, genel sağlık ve evlilik mutluluğu. İstatistiksel analizlerde, yaş, cinsiyet ve eğitim gibi değişkenlerin etkileri kontrol edilmiştir.
Sonuçlara göre, burçların bu iyi oluş göstergelerinin yedisinde anlamlı bir etkisi bulunmamıştır. Genel mutluluk, depresif belirtiler, psikolojik sıkıntı, iş tatmini, yaşam heyecanı, genel sağlık ve evlilik mutluluğu üzerinde burçların belirgin bir etkisi olmadığı tespit edilmiştir. Yalnızca finansal tatmin alanında istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmüş, ancak bu farkın büyüklüğü önemsiz düzeydedir ve pratikte anlamlı bir etkisi olmadığı anlaşılmıştır.
Joshanloo, sonuçları güçlendirmek için rastgele bir değişken oluşturmuş ve bu değişkenin iyi oluş üzerindeki etkilerini burçların etkileriyle karşılaştırmıştır. Bulgular, burçların ve rastgele değişkenin tahmin yetenekleri arasında önemli bir fark olmadığını göstermiştir. Bu, burçların iyi oluşu anlamlı bir şekilde tahmin etmediğini ve gözlemlenen etkilerin tesadüfi olduğunu güçlü bir şekilde ortaya koymaktadır.
Astrolojinin Popülerliği ve Bilimsel Gerçekler
Astrolojinin popülerliğinin altında yatan nedenler, insan doğasının belirsizliklerle başa çıkma isteği ve geleceğe dair umut arayışıdır. Ancak, Joshanloo’nun çalışması gibi araştırmalar, bu inançların bilimsel temellerinin olmadığını ortaya koyarak, toplumda yaygın olan bu inanışları sorgulamamıza yardımcı olmaktadır.
Bu araştırma, astrolojik inançların sadece kişisel yaşam kararları üzerindeki etkilerini değil, aynı zamanda toplumsal algıları da şekillendirdiğini göstermektedir. Astrolojik inançlar, bireylerin kendilik algılarını ve başkalarını nasıl değerlendirdiklerini etkileyebilir. Bu nedenle, bu tür inançların potansiyel zararları hakkında farkındalık yaratmak önemlidir.
Sonuç ve Öneriler
Joshanloo’nun çalışması, burçların iyi oluş üzerindeki etkilerini bilimsel olarak inceleyen en kapsamlı çalışmalardan biri olarak dikkat çekmektedir. Araştırma, burçların mutluluk, sağlık ve yaşam memnuniyeti üzerinde belirgin bir etkisi olmadığını ortaya koymaktadır. Bu bulgular, astrolojik inançların bilimsel dayanağı olmadığını ve halkın bu konuda bilinçlendirilmesinin önemini vurgulamaktadır.
Bilimsel okuryazarlığın ve eleştirel düşünme becerilerinin teşvik edilmesi, insanların bilinçli kararlar almasına ve sahte bilimsel inançlara meydan okumasına yardımcı olacaktır. Psikologlar, eğitimciler ve politika yapıcılar, astrolojik inançların olumsuz etkileri konusunda kamuoyunu bilgilendirmeli ve daha kanıta dayalı bir anlayışı teşvik etmelidirler.
Joshanloo’nun çalışması, bilimsel yöntemin önemini ve objektif verilerin değerini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Astrolojik inançlar, her ne kadar bireysel düzeyde zararsız gibi görünse de, toplumsal düzeyde yanlış anlamalara ve yanıltıcı beklentilere yol açabilir. Bu nedenle, bu tür inançların eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirilmesi ve bilimsel gerçeklerin ön planda tutulması gerekmektedir.
Araştırma Kyklos bilimsel dergisinde yayınlandı.
Kaynak ve ileri okuma: https://doi.org/10.1111/kykl.12395