Eski Mısır Sanatındaki Tuhaf Konilerin Aslında Gerçek Şapkalar Olduğu Ortaya Çıktı !

Bade Sungur
Okuma süresi 4 Dakika
Eski Mısır Sanatındaki Tuhaf Konilerin Aslında Gerçek Şapkalar Olduğu Ortaya Çıktı !

Eski Mısır sanatında tasvir edilen giysilerin birçoğunu yorumlamak oldukça kolaydır. 3,570 ila 2,000 yıl öncesine dayanan heykellerde, duvar resimlerinde, mezar taşlarında, tabutlarda ve kabartmalarda insanların, kafalarına parti şapkasına benzeyen koniler taktığı görülüyor.

Şu anda, ilk kez, arkeologlar bal mumundan yapılmış ve yaklaşık 3,300 yıl öncesine dayanan iskeletlerin kafalarını donatan iki koni tanımladı. Buluntular, Amarna olarak da bilinen Akhetaten  şehrinin mezarlıklarından kazılarak çıkarılmıştır.

Eski Mısır Sanatındaki Tuhaf Konilerin Aslında Gerçek Şapkalar Olduğu Ortaya Çıktı !

[Eski Mısır Hakkında tüm bilgiler: Eski Mısır’ da Hayat]

Araştırmacıların raporlarında yazdığına göre, “Amarna mezarlıklarından iki konini kazılıp çıkarılması, üç boyutlu, balmumundan yapılan kafa konilerinin bazen Eski Mısır’da ölüler tarafından giyildiğini doğrulamaktadır ve bu nesnelere erişim elit sınıf ile sınırlı değildi”.

Akhetaten şehri (Amarna), Firavun Akhenaten ‘ın kendi tarikatını Güneş Tanrısı Aten’e karşı kurmasıyla kurulmuştur. MÖ 1346’da başkenti olarak Akhetaten’i kurdu. Ancak Mısır’ı yeni bir dine yönlendirme girişimi popüler değildi. Ve Akhetaten, 1332’de Firavun’un ölümünden kısa bir süre sonra terk edildi.Hem şehirde keşfedilen sanatta hem de Mısır’da kafa konisi yaygındı.

Ayrıca koniler, öbür dünyada balık tutan, avlanan ve şarkı söyleyen insanların tasvirlerinde de bulunur. Biraz sıra dışı olan bu şapkaların doğum, doğurganlık ve iyileşme ile özel bir ilgisi var gibi görünüyor.

Koniler sadece toplumun yüksek statülü üyeleri için değil herkes için

Akhetaten ‘deki konileri giyen iki iskelet, 29 yaşlarındaki bir kadına ve cinsiyeti belirlenememiş 15 ila 20 yaşlarındaki bir kişiye aitti. 2010 yılında kazılıp çıkarılan kadın, dinlenmeye bırakıldığı için hala sağlam durumdaydı.

Eski Mısır Sanatındaki Tuhaf Konilerin Aslında Gerçek Şapkalar Olduğu Ortaya Çıktı !Koninin içinde, böcekler tarafından parçalanan ve yuva yapılarak kazılan ama tanınabilir olan saçlarını hala muhafaza ediyordu. 2015 yılında kazı yapılan ikinci bireyin mezarı soyulmuştu,  ve iskeletin, mezarın dibinde birbirine karışmasına neden olmuştu.

Ancak, bunun saçları da muhafaza edilmişti ve bu saçta araştırmacılar ikinci bir koni belirledi.Bu keşifler, konilerin amacını ortaya çıkarmasa da işleri biraz da olsa daraltıyorlar. Örneğin, her iki mezar da sıradandı ve temel olarak işçilere ait olduğu düşünülüyordu.

Bu da, konilerin sadece toplumun yüksek statülü üyeleri için değil herkes için olduğu anlamına gelebilir ya da yakın zamanda keşfedilen bir mezardan da anlaşılabileceği gibi, işçiler soyluların yaptıkları şeyleri görüp taklit ediyorlardı.

Bir fikir, konilerin Batı azizlerinin başlarında görünen haleler (bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık çemberi) gibi sembolik olduğunu ve gerçekte gerçek bir nesne olmadığını öne sürüyor.
Bir diğer hipotez de, konileri kokulu yağ dolu katı topaklar olduğunu düşünüyor. Bununla birlikte, konilerin dikkatli bir şekilde analizi, herhangi bir yağ izi bulamadı.

Aksine, koniler, etrafı kumaşla şekillendirilmiş veya takviye edilmiş içi boş bir kabuk gibi görünüyordu.
Sadece defin amacıyla yaratılmış “sahte” koniler olmaları ve canlılar tarafından giyilen şapkaların farklı şekilde inşa edilmeleri mümkündür;

Ancak konilerin bir tür resmi ritüel şapkası olabileceği de mümkün görünüyor.Araştırmacıların raporuna göre “kokulu olsalar bile, kitlesel olarak eritmek ve nemlendirmek için tasarlanmamış olabilirler. Kullanıcıyı saflaştırılmış, korunan veya başka bir şekilde ‘özel’ bir durumda olan biri olarak göstermiş olabilirler”.

Araştırmacılar son olarak şunları söylüyor, “Antik Akhetaten olayında, büyük olasılıkla kafa konilerini yaşam, ölüler, Aten ve diğer ölüler için çeşitli kutlamalar ve ritüeller için uygun görülen kişisel teçhizatlar olarak yorumlayabiliriz.”

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Çeviri: Ayhan Mete GÜNAY

Bu makaleyi paylaş
Yazan Bade Sungur
Bade Sungur, Türkiye'de aldığı eğitimle arkeoloji alanında derinlemesine uzmanlaşmış bir arkeologdur. Arkeolojik kazılarda edindiği deneyim ve bilgi birikimiyle, geçmiş medeniyetlerin izlerini gün yüzüne çıkarmakta başarılıdır. Aynı zamanda, arkeolojik içeriklerin dijital platformlardaki görünürlüğünü artırma konusunda uzmanlaşarak, arkeoloji bilgisini geniş kitlelerle paylaşmaktadır.
1 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir