Evren içerisinde üstün bir güç olduğu birçok bilim insanının şüphelendiği konular arasında yer alıyor. Fizik yasalarında son yıllarda meydana gelen büyük değişimlerden sonra bilim fiziğin sınırlarını zorlayacak varsayımlar üretiyor.
Özellikle karanlık enerji miktarının düşünüldüğü şekilde kısıtlayıcı olmadığına inanıldığı fizik şartlarında çoklu evren modeli söz konusu olabilir. Fiziğin temel kavramlarından birisi evrenin bize uygun göründüğü kadar iyi olması.

Temel kuvvetlerden herhangi birinde değişiklik yaptığınızda, helyumdan daha ağır elementlerin oluşması imkansız bir hale geliyor. Bir şeyleri bizim yararımıza göre şekillendiren bir üstün varlık olduğu fikrini bir kenara atarsak bu durum oldukça şanslı olduğumuz anlamını taşımaktadır.
Bir şeyleri bizim yararımıza göre şekillendiren üstün bir varlık olduğunu varsaymaksızın, bu şaşırtıcı bir şans patlaması gibi görünüyor.
Bir açıklamaya göre aslında evren her tür oluşuma ev sahipliği yapıyor. Galaksinin birçok çorak gezegene ev sahipliği yapması gibi yaşam için hiç de uygun olmayan birçok başka evren olabilir. Bizler şanslı olmaktan ziyade, varlığımızın mümkün olduğu yerde oluştuk.
Bazı fizikçiler temel bir güç ya da başka bir şeyin farklı olması durumunda, olayların nasıl görüneceğini modellemek üzere çalışma yürüttü. Avustralya ve Avrupa’daki meslektaşlarıyla birlikte Sydney Üniversitesi’nden Profesör Geraint Lewis bunu evrenin karanlık enerjisi miktarına genişletti.
Bununla birlikte, karanlık enerji çalışmasında önemli bir fark var. Burada elektromanyetizmayı düşünmek için bir neden yok. Eğer bir değişim oluşacaksa olabileceğinden daha güçlü ya da daha zayıf bir hale gelmeli. Bilim insanları diğer birçok evrenin eğer varlarsa daha fazla karanlık enerjiye sahip olması gerektiğini vurguluyor.
Astronomlar, evrenin genişlemeye devam ettiğini ve dolayısıyla bunun karanlık enerji denen şey tarafından yönetilmesi gerektiği sonucuna vardılar. Ancak karanlık enerjinin yüksek miktarda olmadığı, eğer yüksek miktar karanlık enerji ortaya çıkarsa evrenin cansız olacağı ve maddenin yıldız oluşturmak için oldukça dağınık olacağı da söyleniyor.
Bu nedenle bilim insanlarının geriye dönük tahminlerinde evrenin oluşum aşamasında sadece şimdiye nazaran biraz daha fazla karanlık enerjinin olduğu sonucuna varıldı.
Kaynak: http://www.iflscience.com/space/if-a-multiverse-exists-it-could-abound-with-life/all/
Nooldu,kafa karıştırıcı hiçbir pratik önemi olmayan çöp bilgiler….teorik fizik akademisyeniysen ilgilen….değilsen günlük olaylara kafa yor…bunlarla zihnin çelinmesin insani pespayelikleri düzeltmeye ver çabalarını….
“Bizler, şanslı olmaktan ziyade, varlığımızın mümkün olduğu yerde oluştuk”.
Şansla, varlık değil, hiç bir şey oluşmaz.
Varlığımızın mümkün olabileceği yeri bulabilmek için; görünen evrendeki 200 küsür milyar galaksinin her birinin ortalama 200 milyar yıldızının, olması muhtemel yıldız başına iki gezegenini (200.000.000.000 x 200.000.000.000 x 2 = 8^22 = 8’den sonra 22 sıfır = 80 seksilyon adet gezegen) elden geçirdik ve dünya gezegenini “varlığımızın mümkün olabileceği yer” olarak seçtik ve orada “oluştuk”…
Kargaların bile, gagalarından daha aşağıdaki bir organlarıyla gülmelerine neden olabilecek böyle bir varsayıma inanmamız için, bizi bir ‘şey’e benzetiyor olmalılar.
Aslında o ‘şey’, zat-ı şahanelerinin ta kendileridir…
Bilimdeki ilelemelerin, kendilerini günden güne ‘yaratılmışlık’ olgusuna daha da yaklaştırdığının farkındalar ama, inkardaki şeytani hazdan bir türlü vazgeçemiyorlar…
Boş fikirlerler birçoğu inançsız felsefe türünden saçma bilimlerle düşüncelerle birşeyleri farklı göstermeye yaradanı inkar etmeye çalışıyorlar.
Anlayın be bukadar pozitif hep iyi yönde olumlu giden aksilik bulunmayan zerre sapmayan bu alem insanlar ve cinlerin hizmetine sunulmuştur.
Allahu azimüşsan.Allahu Ekber nasılsa herşeyi bizim için hazırlamış, düzenlemiş,sonra bizi yaratmış ne için; hayatı ve ölümü hanginizin daha hayırlı amel yapacağını görmek için.hamdolsun ben buna inanıyorum