Araştırmacılar, bir nötron yıldızının ‘kabuğunun’ (veya dış katmanlarının) hücresel zarlarımızla aynı şekle sahip olduklarını tespit ettiler. Bu, temelde farklı olmasına rağmen hem insanların hem de nötron yıldızlarının aynı geometri ile sınırlandırıldığı anlamına gelebilir.
Kendinizi bir nötron yıldızıyla karşılaştırmak isteseydiniz, muhtemelen pek fazla ortak bir şey bulamazdınız. Sonuçta, nötron yıldızları (süper güçlü manyetik alanlara sahip gök cisimleri) daraltılmış yıldız çekirdeklerinden yapılır. Dünya’dan ışık yılı uzaklıklarda bulunur.
Ancak yapılan araştırmalara göre nötron yıldızlarıyla bir benzerliğimiz var: bizleri oluşturan maddenin geometrisi!
Araştırmacılardan biri olan Indiana Üniversitesi’nden astrofizikçi Charles Horowitz, “Böylesine benzer şekilleri çarpıcı biçimde farklı sistemlerde görmek, sistemin enerjisinin basit ve evrensel bir şekilde birbirine bağlı olabileceğini düşündürmektedir” dedi.
Nükleer Makarna
Bu bulguyu anlamak için araştırmacıların spagetti ve lazanyaya çok benzemesi nedeniyle “nükleer makarna” dedikleri garip bir nükleer madde dünyasına dalmamız gerekiyor.

Bu nükleer makarna, bir nötron yıldızının yoğun kabuğunda oluşur; bu, kuarkları birbirine bağlayan güçlü bir kuvvetle rekabet eden uzun mesafeli itici kuvvetler sayesinde oluşur.
Başka bir deyişle, iki güçlü kuvvet birbirine karşı çalışıyor, çeşitli parçacıklardan oluşan maddeyi bir iskele benzeri (makarna) şekilde yapılandırmaya zorluyor.
Araştırma ekibinden biri olan California Üniversitesi biyolojik fizikçi GregHuber şöyle açıklıyor: “Bir nötron yıldızının yüzeyinde olduğu gibi yoğun bir proton ve nötron topluluğu olduğunda güçlü bir nükleer ve elektromanyetik kuvvet size maddenin evrelerini vermek için bir araya gelirler.”
Şimdi ise makarnaya benzer yapıların biyolojik hücrelerin içindeki yapılara çok benzedikleri ortaya çıktı.

Bu garip benzerlik ilk kez 2014 ‘te Huber’in endoplazmik retikulumumuza (ER) özgü proteinleri araştırdığı zaman keşfedildi.
Endoplazmik Retikulum ve Nötron Yıldızının İçindeki Yapılar
Huber, ilk başta “otoparklar” olarak adlandırdığı veya daha resmi olarak Terasakiramps olarak adlandırdığı bu yapıların yalnızca yumuşak maddelerin (hücrelerdeki maddeler) içinde gerçekleşen bir şey olduğunu düşünüyordu.
Ancak Horowitz’in nötron yıldızı modellerini ve ER’nin yapılarının nötron yıldızlarının içindeki yapılara çok benzer olduğunu görünce şaşırdı. Aşağıdaki şablonda ER yapılarını (solda) ve nötron yıldızlarını(sağda) görebilirsiniz.

Keşif, her iki bilim insanını da yapılar arasındaki farklılıkları karşılaştırmak için bir araya getirdi.
Normalde madde; sıvı, katı ve gaz gibi bir faz ile tanımlanır. Farklı fazlar genellikle maddenin ne kadar sıcak olduğu ne kadar basınç altında olduğu ve ne kadar yoğun olduğu gibi çeşitli koşullardan etkilenir.
Bu faktörler yumuşak madde (hücrelerin içindeki maddeler) ve nötron yıldızları (nükleer madde) arasında çılgınca değişiyor. Nihayetinde nötron yıldızları süpernova patlamalarından sonra oluşurken hücreler canlılar içinde oluşur.
Bu muhteşem benzerlik bize kozmosa garip bir şekilde bağlı olduğumuzu hissettirirken farklılıklar keşiflerin önemine işaret ediyor. Çünkü iki farklı şeyin (hücreler ve nötron yıldızları) aynı geometrik kurallar tarafından yönlendirilebileceğini ima ediyorlar. Ancak bizle bunu yeni yeni anlamaya başladık.
Burada neler olup bittiğini anlamak için elbette daha fazla araştırma yapılacak ancak bu maddenin nasıl yapılandırıldığı hakkında temel bir şeyi anlamamıza yardımcı olabilecek bir başlangıç noktasıdır.
“Sizce Evren Yaşayan Bir Organizma Olabilir Mi?”
Ekibin çalışması Physical Review C‘de yayınlandı.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
- Türk bilim insanları, bir nötron yıldızında olağan dışı kızıl ötesi emisyon yayılımı olduğunu belirledi
- Bir nötron yıldızı etrafında daha önce hiç görülmemiş özellikler keşfedildi
- Bir karadeliğin veya nötron yıldızının ilk defa görüntülenen doğuşu
- Yeni bir insan hücre yapısı keşfedildi “Ağsı yapışkanlar”
- Sizce de evren hakkında biraz yanılıyor olabilir miyiz?
Editör / Yazar: Muhammed Ragıb ÇALIK