Mantıklı Düşünmeye İlişkin Kullanım Kılavuzu

Kendinizin ve diğerlerinin belirsiz varsayımlarını ve yanlış inanışlarını bu stratejiler ile yok edin. Bilgi, dijital çağda hiç olmadığı kadar fazla ancak bu bollukta çelişen iddialar arasından gerçeği ayırmak ürkütücü olabiliyor. Bilimle çelişen dayanaksız görüşler ve komplo teorileri, konunun Ebola, aşılar ya da iklim değişikliği olup olmaması bir şey değiştirmeksizin insanların güvenini sarsar. Mantıklı düşünme rehberimiz tam da bu konuda yardımcı olacaktır. İlerleyen sayfalarda, mantıksız düşüncenin işaretlerini tanımlamak için araçlar öğreneceksiniz, bulguları değerlendirmek, kendi fikirlerinizi tanımak ve göze batan eşleşmeleri anlamlı ifadelere dönüştürmek için stratejiler geliştireceksiniz.
İÇİNİZDEKİ MANTIKSIZ
Bizler, mantıksız düşünme üzerine programlandık. Mantıksız düşünme, hepimizi etkileyen bilişsel önyargılardan kaynaklanır. Irvine, Kaliforniya Üniversitesi’nden, yargılama ve karar verme üzerine çalışan bir psikolog olan Peter Ditto “Normal insanlar bilim insanı gibi düşünmezler, avukat gibi düşünürler. Kendi inanmak istedikleri inanca bağlı kalırlar ve onu desteklemek için de ellerinden geleni yaparlar” diyor. Gerçekleri, önceden var olan inanç sistemlerimizi desteklemek için filtreleme eğilimimiz anlamına gelen “güdülenmiş muhakeme”, bilgiyi işleme koymamızın standart yoludur. Buna ek olarak Ditto “Zihinde bir tercih ya da bir şeyi istemek için duygusal bir eğilim olmayan şeyler hakkında neredeyse hiçbir zaman düşünmeyiz. İlke bu şekildedir” diyor.
Eğer dayanıklı olduğunuzu düşünüyorsanız, yalnız değilsiniz.

Ditto bir başkasındaki güdülenmiş muhakemeyi tespit etmede çok iyi olduğumuzu, lâkin bunu kendimizde görmekte çok kötü olduğumuzu söylüyor. Kendimize onca trafik cezasına rağmen ortalama sürücülerden daha iyi olduğumuzu ya da tek bir günde 40 saatlik yapılacaklar listesini bitireceğimiz konusunda ısrarlı olduğumuzu söyleyip söylememek bir şey değiştirmez, çünkü hepimiz bariz bir şekilde yanlış inançlara meyilliyiz. Yale Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde hukuk profesörü ve suç iletişim araştırmacısı olan Dan Kahan, nizalı sorunlar (niza: Çekişme, bozuşma, kavga ) üzerine düşüncemizin çoğu önceden yerleşmiş sosyal ya da kültürel gruplarca etkilenir, diyor. Kahan, insanların bilgiyi işleme şeklinin ağırlıklı olarak insanların zihnine kazınmış değerler ve kültürel kimlikler tarafından belirlendiği fikri olan kültürel bilişsellik üzerine çalışıyor. Kahan, her meselede her bir bulguyu değerlendirecek vaktimiz yok, o yüzden yargılamamıza yardımcı olmaları için gruplarımızda güvendiğimiz insanlara bakıyoruz, diyor. Ait olduğumuz bir grupla belirli bir fikir ya da bakış açısı birleşmiş olduğu zaman(kısmen Kahan’ın da dediği “kültürel kimlik”), ait olduğumuzu göstermenin bir yolu olarak o pozisyonu daha da benimseme eğiliminde oluyoruz.

Örneğin kendinizi bir çevreci olarak düşünüyorsanız, hidrolik kırılmanın çevreye ve insan sağlığına zarar teşkil ettiği görüşünü benimsemeye başlamışsınızdır. Diğer bir yandan, eğer siz bir muhafazakâr iseniz, bulunduğunuz grubun takındığı bakış açısından dolayı hidrolik kırılmanın zararsız olduğuna inanma eğilimindesinizdir. Kahan, eğitimli bir bilim insanı olmak sizi bu tip yargılardan korumaz diyor. Hatta onun araştırması bilim anlayışı ölçümünde yüksek skor yapan kişilerin diğerlerine nazaran nizalı sorunlarda daha da çok kutuplaşmış olduğunu gösterdi. Böyle bir çalışmada, Kahan ve ekibi aşağı yukarı 1.500 Amerikalı yetişkine siyasi görüşleri hakkında bir anket yaptı. Ekip, yanlış bir cevaba yol açabilecek içgüdüden veya tecrübeden türeyen bir kestirmeden gitmek yerine, insanların hızlarını alıp matematik yapma yeteneklerini test etmek için tasarlanmış bir hesaplama yapmalarını istedi.
Araştırmacılar, insanlara aynı matematik sorusunu iki farklı yol üzerinden sundu; politik olmayan bir soru olarak ve silah kontrolü gibi siyasi açıdan yasaklanmış bir konuyu inceleyen bir soru olarak. Araştırmacılar, politik olmayan matematik probleminde en iyi puanı alanların, siyasi olarak yasaklanmış bir konu üzerinden aynı problem sorulduğunda en kötü sonuçları aldığını buldular. Kahan, bilim bilginiz ne kadar güçlüyse, sayıları ve verileri anlama yeteneğiniz ne kadar fazlaysa, grup kimliğinizin tuttuğu pozisyona bulguları oturtmada o kadar ustasınızdır diyor. Bu, düşüncemizi rayından çıkaran içsel yargıları aşmak mümkün mü? Uygulamalı Akılcılık Merkezi öyle düşünüyor. Berkeley, Califf merkezli bu kâr amacı gütmeyen grup, insanların bu yargıları aşmasına yardımcı olacak düşünce alışkanlıkları geliştirmesini amaçlayan uygulamalar ve seminerler düzenliyor.

Yargıyı aşmada ilk adım, hatalı olabileceğiniz ihtimalini tanıyıp kabul etmek diyor Julia Galef. Galef “Hatalı olabileceğimizi anladığımız vakit kendi hakkımızda olumsuz düşünmeye eğilimliyizdir” diyor. Ancak kendinizi cezalandırırsanız, gerçeği aramakta bir belirsizlik yaratırsınız. Galef “İnsanları, inançlarında bir kusur olduğunu fark ettiklerinde ya da başkasının sunduğu bilgilerin dayanağı olduğunu fark ettiklerinde kendilerini tebrik etmeleri için cesaretlendiriyoruz” diyor. Galef’in tavsiye ettiği bir diğer numara ise “ters çevirmek”; İnancınızın bakış açısını değiştirin. Kendinize, “Yanılıyor olabileceğimin nedenleri nedir?” diye sorun. Bu yöntem, düşüncelerinizi basitçe listelediyseniz, dikkatinizi tam tersi bulgulara çevirmeye zorlar. Bu meselede yanılıyor olmanın sizin için nasıl görüneceğini sorgulayın. Bulguların herhangi biri bu zıt görüşle uyumlu mu? Kendi siyasi partinizden veya sosyal grubunuzdan böylesi bir zıt görüş sunulsaydı buna inanma niyetinde olur muydunuz? Galef, cevapların konumunuzun gücünü ve tekrar gözden geçirmenin zamanın gelip gelmediğini belirlemenize yardımcı olabileceğini söylüyor.
MANTIKSIZ SAVUNULAR İÇİN ALAN REHBERİ
Buradaki bilimsel açıklamalar kanıtlara dayanır ve yeni olgular ortaya çıktıkça değişebilir. Mantıksız olanlar varsayımlara dayanır ve yalnızca seçilen tarafı destekleyen gerçekleri dâhil ederler. İşte beş mantıksız savunu işareti: Bilim taraftarı şüpheye düşürmek için kılı kırk edilir: Kanıtların bütününü göz önünde bulundurmak yerine, bilimsel olmayan argümanların hoşuna giden kısımlarını almak, araştırma yöntemlerini veya sonuçlarını yanlış nitelendirmek, hatta doğrudan yanlış iddialarda bulunmak. Misal, cıvaların artık aşıların bir parçası olmamasına ve araştırmacıların otizm ve aşılar arasında bir bağlantı bulamamasına rağmen, aşıların otizme neden olduğu hususunda ısrar eden insanlar kanıt olarak cıvanın bilinen tehlikelerine işaret ediyor olabilir.
Bir savunucunun bilimsel açıklaması bilim insanlarıyla çelişiyorsa, böylesi sahte şüphelerle mücadele edildiği için bu iyiye işarettir. Bilim, veriye göre değil de çıkarımlara göre reddedilir: Fen Eğitimi MerkeziProgram ve İdare Yöneticisi olan JoshRosenau, meseleyi kanıtı ile ele almak yerine, bu tip savunular algılanan çıkarımlara odaklanır diyor. “İnsanlar, ‘Eğer evrim gerçekse o zaman bizim ruhumuz yok ya da hepimiz hayvanlar gibi davranmalıyız’ diyecekler.” Bilimin, insanların nasıl davranması gerektiği hakkında hiçbir şey söylemediğini unutmayın. Eğer bilim, insanların cici inançlarını reddetmek için gösterilebilirse, güdülenmiş muhakeme yapmak için oldukça büyük bir alan yaratır sırf birinin dünya görüşü çökmesin diye.

Bilim insanlarının duyguları ve gerekçeleri saldırıya uğrar: Eleştirmenler sıklıkla bilim insanları üzerinde bilimsel bulgulara şüphe düşsün diye kişisel saldırılar başlatır. Bilimin kendisini eleştirmek yerine, bilim insanlarının güya bilimsel fikir birliğini destekleme amacıyla araştırmalarını düzenlediğini varsayar. Philadelphia Çocuk Hastanesi’ndeki Aşı Eğitim Merkezi’nde müdür olan Paul Offit, hayat kurtarıcı nitelikte bir rotavirüs aşısı icat etti. Aşı karşıtı militanlar, onun taraflılığının aşılara yapılan finansal destekten kaynaklandığını ve ilaç firmalarına bağlı olduğunu göstermek için araştırmasına el attılar. Offit, bu insanlardan bazılarının ikna edilemez olduğu sonucuna vardı. “O kişiye ne kadar veri gösterirsen göster onun için hiçbir anlam ifade etmez. Eğer kalplerince onlar komplo teorisyenleriyse, ikna edemezsin.”
Bilim insanları arasındaki meşru anlaşmazlıklar, bilimi reddetmek için güçlendirilir: Evrim çağımız biyolojinin ürünlerinden biridir, ancak biyologlar halen evrimin nasıl işlediğine ilişkin detaylar keşfetmekte. Genetikçiler türleşmenin nasıl olduğuyla alakalı karşıt fikirler öne sürdüğünde, insanlar kulaktan dolma saçmalıklarla evrimin nasıl işlediğini tartışıyor, olup olmadığı üzerine değil. Rosenau, oysa okullardaki evrim öğretisiyle mücadele eden insanlar, meşru bilimsel ihtilafları bilimsel teoriyi topyekun reddetmek için sebep olarak görebilirler diyor. Tahrik ettiklerinde veya bir alandaki çoğunlukça görüşleri saf dışı kalmış bilim insanlarını belirli bir konuda güvenilir uzman olarak sunduklarında bu da başka bir hatalı hareket oluyor. İtiraz “adalet”adına yapılır: Rosenau, bu argümana çığırtkanlık edenler diyorlar ki “Çocuklarımıza iki tarafı da öğretmeliyiz çünkü gerçekten eşit ölçüde oluşmuş iki taraf var” aslında öyle olmamasına rağmen, diyor. Çoğu durumda, bu itiraz, akıllı tasarım gibi bir konsepte kanıttan yoksun yanlış bir eşdeğerlik verilmesi için ağza alınır. Rosenau, bu yaklaşımın bilimsel liyakatin olmadığı tartışmalara meşruiyet kazandırabileceğini söylüyor.
Çeviri: Buğrahan DUYMAZ
Kaynak: http://discovermagazine.com/2015/july-aug/16-user-guide-rational-thinking

Bir cevap yazın

Avatar photo

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

    Sıvılarla ilgili esrarengiz ve gizemli bir durum var

    Bilim insanları, radyasyonun zararlı etkilerini ortadan kaldırmış olabilir