Makalenin başlığını okuduysanız ve bu makalenin konusunun “Mariana Çukuru” ile ilgili olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
Doğal yollarla oluşan Dünyanın en derin çukuru Mariana (10.994 metre) olsa da, işin içerisine insan faktörü girdiğinde rotamızı Büyük Okyanustan, Batı Rusyaya çevirmemiz gerekiyor.
Bu oluşturulan çukura Kola derin sondajı deniyor.
Batı Rusya ‘nın derinliklerinde, moloz ve demir yığınlarından oluşan bir hurdalıkta, girişi sıkı sıkıya kapatılmış, insan eliyle yapılmış dünyanın en derin çukurunu bulabilirsiniz.
Bu oluşturulan çukura Kola derin sondajı deniyor. 1970 yılında yapımına başlanan bu çukur, petrol veya doğalgaz bulma ümidiyle açılmış bir sondaj çukuru değil.
Sosvyet bilim insanları tam 24 yılda, 12 km derine kazarak oluşturdukları kola derin sondajı ile yerkabuğunu daha iyi anlamayı, yer kabuğunun içeriği hakkında daha fazla bilgi bulmayı amaçlamışlardı.
Bu amaç önemliydi zira 5 Mayıs 2014 tarihli SciShow isimli programda Han Green’in de dediği gibi “Gerçek şu ki ayağımızın altındaki yerküre hakkında sahip olduğumuz bilgi, Güneş Sistemi ’nin diğer tarafında ne olduğu hakkındaki bilgimizden daha az.”
Bugün hâlâ rekor seviyede kazılar yapılsa da dünyanın en derin çukurunun 70’li yıllarda sahip olunan teknolojiyle yapılması işin bir başka takdir boyutu.
Peki bu Kola derin sondajı bilim adına bize ne kazandırdı?
Öncelikle yerin 12 kilometre altında dahi bilim insanları suya rastladı -ki gözleriyle görmeden bunun olabilme ihtimali bile olmadığını düşünüyorlardı!
Neredeyse 7 kilometre aşağıda, 24 farklı türden tek hücreli canlının mikroskobik fosiline rastladılar ve onları inceleme fırsatı buldular.
Ayrıca 2.7 milyar yaşındaki kayaçlara erişebilme imkanı buldular. Fakat bu kayaçlar onlara, mücadele etmeleri gereken farklı bir zorluk çıkardı.
Bu kayaçların sıcaklıkları, bilim insanlarının öngördükleri sıcaklıktan 80 derece daha fazla sıcaktı. 180 santigrat dereceye ulaşan sıcaklıktaki bu kayaçların üstesinden gelemediler.
Sonuç olarak yerküreyi anlamak adına çok cesur bir girişim 1994 yılında son buldu. Sizce daha da derinlerde öğrenmemiz gereken şeyler var mıdır? Peki, insanlık daha da derine inmeyi başarabilir mi? Sonuçta 1994 çok eski bir zamandı. Bilimde asla “asla”ya yer yoktur….
Bunlar da ilginizi çekebilir:
- Mariana Çukuru’nun Dibine Ulaşarak Şimdiye Kadar Ki En Derin Dalış Rekorunu Kırdı!
- Bilim insanları, yeraltında milyarlarca mikro-organizmanın bulunduğu bir ekosistem keşfetti
- Kilauea Kraterindeki Kaynayan Su Göleti Büyümeye Devam Ediyor
Çeviri: Muhammed Zeren